Çeşme Kent Konseyi Res'leri Gündeme Getirdi
Çeşme Kent Konseyi, Çeşme’de tartışma yaratan RES’ler ile ilgili toplantı düzenledi.
Çeşme Kent Konseyi, Çeşme'de tartışma yaratan RES'ler ile ilgili toplantı düzenledi.
Çakabey Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya, Bodrum'daki çevrecilerin Avukatı Mehmet Horuş ve TMMOB Genel Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük, bazı Belediye Meclis Üyeleri, Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kent Konseyi Başkanı Hakan Kerman, Çeşme'de RES'lerin yerlerine karşı olduğunu vurgulayarak, "Biz Çşme'de RES istemiyoruz. Şu ana kadar yapılanların önüne geçemesek de, bundan sonra yapılmak istenenlerin önüne geçmek için birlikte neler yapılabileceğini konuşmak üzere toplandık. Birçok Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri de aramızda. Onlar birey olarak değil, yüzlerce, binlerce kişinin temsilcisi olarak aramızdalar. Tek istediğimiz, bizden sonraya güzel bir Çeşme bırakabilmek. Sorunu inceledikçe insanın tüyleri ürperiyor. RES'ler, Çeşme'nin yüzölçümünün üçte birine sahip oluyorlar. Türkiye genelinde, RES'lerle, enerji ihtiyacının yüzde 2,5'ini karşılanabilecek. Birkaç yıl sonra RES'lerin olduğu yerlerde neler olacak? Neler planlanacak? 40 tane rüzgar gülüyle bu kadar yerin kaplanmasının ne anlama geldiğini hep birlikte konuşalım" diye konuştu.
"ÇEŞME'DE, RES FELAKETİ TURİZMİ GELİŞECEK"
Bodrum'daki RES direnişçilerinin avukatlığını üstlenen Mehmet Horuş, mahkemelere ve bilirkişilere RES'leri anlatmanın bir kaç yıllarını aldığını belirterek, şöyle konuştu: "Örneğin, Rüzgar Türbini Sendromu'nu yeni yeni mahkeme kararlarına sokmaya başladık. Rüzgar Türbinlerinin sadece ayaklarının oturduğu yerlere göre değil, en az üç bin metreye kadar sağlık üzerinde etkisi olacağını kararlara geçirmeye başladık. Çeşme'de ABK firmasının davasında, şirket, 'RES'lerin kümülatif etkisi olmaz' dedi. 'Firmanın,Çeşme yarımadasında 13 tane RES projesi var. Bunların ne zaman yapılıp yapılmayacağı belli değil. Ancak çalışmaya başladıktan sonra kümülatif etkiye tabi tutulur' diye savunma yaptı. Aynı savunmayı, aynı avukat, Ovacık RES davasında 'Kümülatif etkiye dikkat ettik' diye mahkeme dosyasına belge sundular. Yani kümülatif etkiyi öğretiyoruz. Bunların öğrenilmesi zaman alıyor. Bu tablo içerisinde, biz, zamana karşı yarış içindeyiz. Çeşme, RES'lerde ilkti ve ilkleri Çeşme'de hayata geçirmeye başladık. Bu işin nasıl olmaması gerektiğini,Çeşme'ye bakarak mahkemeler de, biz de öğreniyoruz. Ama bu arada olan Çeşme'ye oluyor. Bodrum'daki RES direnişinin bu kadar büyümesinin nedeni Çeşme. İnsanlar gelip Çeşme'yi gördüler. Yani, Çeşme'nin, bundan sonra, RES felaketi turizmi yapması gerekiyor. Bodrum'dan 4 otobüsle Çeşme'ye gelen köylüler, buradaki RES'leri gördükten sonra direnmeye başladı. Çeşme ve Karaburun'u gördükten sonra, Bodrum'u kaybedeceklerinin farkına vardılar."
"RES'LERİN EKOLOJİK RAPORLARI SAHTE ÇIKTI"
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün, 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir raporlarıyla bu RES'leri yapamazsınız' deyip, morfolojik ve ekolojik değerlendirme raporları istediğini belirten Avukat Mehmet Horuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hem Ovacık, hem de Çeşme RES'in ornitoloji raporlarını, Antalya Teknokent'ten bir firmaya yaptırdılar. 150 sayfalık bir rapor hazırladılar. Raporda, 'son 4 yılda Çeşme yarımadasında düzenli gözlemler yapıyoruz, saha araştırmaları yapıyoruz, doçentlerimiz, asistanlarımız, günlerce sahada notlar alıyorlar' diyerek RES'lerin zararı olmadığını belirtiyorlar. Biz bunu Bilim ve Sanayi Bakanlığı'na şikayet ettik. Çünkü kuş raporu hazırlamak, Doğal SİT Alanı raporu hazırlamak, bir Arge faaliyeti değildi. Hiçbir yasal yetkileri yoktu. Bakanlık 2 müfettiş görevlendirdi. Teftiş raporlarında, bu firmanın böyle bir iş yapmaya yetkili olmadığını, Antalya Teknokent'in, Antalya dışında araştırma yapmaya yetkisi olmadığını, firmanın adresinin kapalı olduğunu, kağıt üzerinde bir firma olduğunu, ana sözleşmede bu işi yapmaya yetkisi olmadığını belirtti. Bu skandal sayılacak bir Bakanlık raporu. Yani, buranın ekolojik değerlendirme raporları sahte çıktı. Bakanlığın kendi müfettiş kararları ile bu sabit. Aslında hiçbir dava açmamıza bile gerek yok. Ama görüyorsunuz ki biz yargılanıyoruz. Bütün izin ve ruhsatların düşmesi gerekiyor. O derece hukuksuz."
"SAHİLE VURAN CESETLER ENERJİ YÜZÜNDEN DEĞİL Mİ?"
Enerji açığı kriziyle karşılarına geldiklerini söyleyen Horuş, "Bize desinler ki, Türkiye'de 10 bin tane RES kuracağız. Bitmiyor. HES'lerde iki bin diyorlardı, 10 bin tane mikro Hes yapıyorlar. Nükleer Santral, birdi, şimdi üçüncüsünü konuşuyorlar. Termik santralde aynı durum. Bunun hiç mi sonu yok? Bu ülkenin dağına, taşına, her karışına enerji santrali mi kurmak zorundayız? Bütün bir uygarlık sorununu, bu enerji meselesinin içine hapsederek, aslında yanlış bir soru sorup, bizden yanıt bekliyorlar. Bu soru yanlış bir soru. Enerji ihtiyacı sorusu, neyle karşılayacağız sorusu, yanlış bir sorudur. Özellikle ihtiyacın ne olduğu doğru tanımlanıp, buna ilişkin planlı, kamusal projeler konuşulmalı. Sizin sahilinize vuran insan cesetleri, enerji yüzünden değil mi? Bu enerji meselesi yüzünden değil mi, Suriyelilerin cesetlerinin karaya vurması? Bu zihniyet, insana nasıl davranıyorsa, doğaya da aynı davranıyor. Orada insanları katlediyor, burada da doğayı katlediyor" ifadelerini kullandı.
"ÇEŞME VE BODRUM RES AÇISINDAN ÇOK KRİTİK"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Genel Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük de şunları söyledi: "Enerjiyi nerede üretecekler, nasıl üreteceklerden önce şunu düşünmemiz gerekiyor; biz burada suyu nereden içeceğiz? İzmir'in suyu içiliyor mu? O kocaman türbinleri dikerken yerleri kazıdıklarında, sularımızı bozuyorlar mı, bozmuyorlar mı? Bütün bunların tartışılması gerekiyor. Rüzgar Enerjisi türbininin, floraya, börtü böceklere vereceği zarardan haberimiz var mı? Rüzgar güzel bir şey mi? Evet güzeldir. Estiği zaman onun enerjisinden yararlanalım, serinletsin. Rüzgar estiği zaman, hava kirliliğini dağıtsın. Rüzgar estiği zaman, bir vadide buharlaşmaya sebep olsun, hava sıcaklığının yükselmesini engellesin ki ekoloji değişmesin. Biz sermayenin enerjiyi nereden sağlayacağını düşünmeyeceğiz. Önümüze koymuş oldukları bu projeyi reddedeceğiz. Bunun için de mücadeleyi asla bireyselleştirmeyeceğiz. O zaman mücadele başarıya ulaşır. Bodrum ve Çeşme, RES sorunu açısından çok kritiktir. O nedenle üzerinizde çok yük vardır. TMMOB olarak her zaman yanınızda olduk. Olmaya devam edeceğiz. Biz RES'lerle ilgili ilk raporumuzu Hatay Samandağ'da hazırladık. Olumsuz olduğunu belirttik. Halk istemiyorsa, biz onun yanındayız." - İZMİR