Çiçek: "Kayısı Araştıma İstasyonu Heba Edilmesin"
Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, dünyanın nadir yerlerinde bulunan, Türkiye’de ise Malatya’da bulunan bir gen merkezi olan Kayısı Araştırma İstasyonu’nun heba edilmemesini istedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, dünyanın nadir yerlerinde bulunan, Türkiye'de ise Malatya'da bulunan bir gen merkezi olan Kayısı Araştırma İstasyonu'nun heba edilmemesini istedi.
Geçtiğimiz günlerde iki aday ile girdiği oda seçimlerinde altıncı dönemde başkan seçilen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, Radyo Huzur'un 'Huzurlu Sabahlar' programında Mehmet Zeyrek'in konuğu olarak, Malatya çiftçisinin sorunları üzerine kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı.
Geçmişi çok uzun yıllara dayanan ve yabancı mühendislerin de çalışmalarıyla Malatya'da sadece Tecde Mahallesi'nde uygun ortam belirlenerek kurulan "Kayısı Araştırma İstasyonu"nun çok önemli bir gen merkezi olduğunu belirten Çiçek, burada 288 civarında kayısı geninin bulunduğunu söyledi. Çiçek, buranın ne zaman ve ne şartlarda kurulduğu hakkında bilgi vererek, Malatya ve dünya açısından ne tür bir öneme sahip olduğu hakkında da bazı açıklamalarda bulundu.
Çiçek, "Orada birçok insanın bilmediği özellikler var. 1936-37 yıllarında ilk defa Alman mühendislerin ve Türk mühendislerin ortaklaşa Malatya'nın genelini taradıktan sonra mutabık kalıp orayı seçtiklerini biliyoruz. Orası ilk defa "Meyvecilik Araştırma Enstitüsü olarak çeşitli meyvelerin denenmesi, üretimi, adaptasyon çalışmaları, gen kaynaklarının oluşturulması gibi faaliyetler yürütüyor. Günümüzde "Kayısı Araştırma İstasyonu" adı altında faaliyetlerini devam ettiriyor. Sadece kayısı ile ilgilenmiyor orası. Orada muhtelif her türlü meyvelerin gerek çeşit gen kaynakları gerekse de adaptasyon çalışmalarıyla beraber birçok araştırmaların yapıldığı bir yer. Özellikle kayısıda yanlış bilmiyorsam 288 tane çeşidin muhafaza edildiği, DNA'sının saklandığı bir yer. Kızılcık konusunda da dünyada sayılı gen merkezlerinden bir tanesi, hatta dünyada ikinci gen merkezi olarak biliyorum" ifadelerini kullandı.
Kayısı Araştırma İstasyonu'nun dünya çapında büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Çiçek, buranın kaldırılmasıyla birlikte, birbirinden önemli yüzlerce gen çeşidinin hiçbir ortama adaptasyon olamayarak yok olacağına da dikkat çekti.
"Buranın kaldırılmasıyla beraber de bu gen merkezlerinin veya belediyenin buraya devredilmesiyle beraber, genlerin, gen kaynaklarının yok olacağı, kısa zamanda bir başka yere nakledilmeyeceğini, edilse bile orada adaptasyon problemleri çekebileceğini biliyoruz. O yüzden buranın doğal varlığını, bu dünya ülkelerinde çok rastlanmayan, herkesin eline geçtiğinde özel statülerde koruduğu bu yerleri heba etmemiz lazım. Basit bir yer değil orası. Çok önemli bir gen merkezidir" diyen Çiçek, Türkiye'deki tarım politikasını da şu sözlerle değerlendirdi:
"1990'lı yılların sonlarından sonra gerek AB giriş sürecinde gerek Gümrük Birliği anlaşmalarıyla beraber tarımda bazı açmazlara imza atıldı. Özelleştirmeler adı altında kamu iktisadi teşekkülleri diye Anadolu'nun birçok yerinde birinci derecede istihdam kaynağı olan tarım odaklı olan faaliyetlerin birçoğu sekteye uğradı."
Türkiye'de çiftçilere çok büyük tarımsal destek payı ayrıldığını söyleyen Çiçek, buna rağmen çiftçilere bireysel anlamda çok düşük maddi destek düştüğünü ifade etti.
"Türkiye'de 9 trilyon yıllık tarımsal destekleme veriliyor. Oldukça büyük bir rakam. Ama çiftçilerin açısından baktığımızda çiftçi başına düşen destekleme miktarı çok cüzi bir miktar. Tarımsal faaliyetini ekonomik bir şekilde yürütmesine yetecek bir destekleme olmuyor" diyen Çiçek, kayısı üreticisinin ürününe pazar bulabilmesinin en iyi yolunun Kooperatifler ile örgütlenmesinden geçtiğini söyledi. - MALATYA