Deva Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Altun: "Bazı Haramzadeler Kursaklarına Giren Haramdan Dolayı Dürüst İnsanlara Laf Atıp Tutuyorlar"
DEVA Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Kerem Altun, “Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı’nın 'o gitsin çocuk bezi satsın' diyebilecek kadar ağzını bozduğu bir siyasetten şahsen hicap duyuyoruz. Çocuk bezi satmak günah mı? Şereflice, haysiyetlice, namusluca ticaret yapmak, kimsenin hakkına hukukuna girmeden ticaret yapmak kime ne zararı var ama birileri alışmış. Bazı haramzadeler kursaklarına giren o haramdan dolayı dürüst insanlara da laf atıp tutuyorlar" dedi.
NEDİM GÜLER
DEVA Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Kerem Altun, "Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı'nın 'o gitsin çocuk bezi satsın' diyebilecek kadar ağzını bozduğu bir siyasetten şahsen hicap duyuyoruz. Çocuk bezi satmak günah mı? Şereflice, haysiyetlice, namusluca ticaret yapmak, kimsenin hakkına hukukuna girmeden ticaret yapmak kime ne zararı var ama birileri alışmış. Bazı haramzadeler kursaklarına giren o haramdan dolayı dürüst insanlara da laf atıp tutuyorlar" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Kerem Altun, Yalova'da partisinin il binasında açıklamalarda bulundu. Yalova İl Başkanı Mehmet Demirhan ile birlikte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Altun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın İHA ve SİHA konusundaki açıklamalarına verdiği yanıta tepki gösterdi. Altun, şunları söyledi:
"Ali Bey'in söylediği tek şey şu; bu alanda çalışacak başka firmalar da var. Bunlara da bu rekabet ortamını hazırlayalım. Bunların da düşüncelerini alalım. İllaki bir şeye takılıp kalmayalım demesidir. Yoksa burada bu teknolojiye İHA'lara SİHA'lara karşı olduğu değil gurur duyduğu bir proje olduğunu ilan ediyor. Fakat Türkiye'de maalesef bilgi kirliliği dediğimiz bir hadise var.
"ÇOCUK BEZİ SATMAK GÜNAH MI?"
Tabi bu kimi rahatsız ediyor? Sayın Cumhurbaşkanı'nı rahatsız ediyor. Halbuki dolaylı olarak en direkt yapılan yardımların şimdi dökümünü yapsak dudaklar uçuklayacaktır. O kadar büyük desteklerin verildiğini biliyoruz. Tamam verilsin, güzel iş yapılıyor. Bir şey demiyoruz. Bir sürü insan genel merkeze her gün telefon açıyor. Telefon bombardımanına tuttular. 'Allah sizden razı olsun. Arı kovanına çomak soktunuz. Niye biz de her sene müracaat ediyoruz' diyorlar. Bunlar devasa şirketler fakat her şey yüzümüze kapanıyor. Arkadaşlar rekabetçi bir zeminin oluşmasında kimin ne zararı olur? Ali Babacan böyle dedi diye onu düşman ilan etmenin ve Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı'nın 'o gitsin çocuk bezi satsın' diyebilecek kadar ağzını bozduğu bir siyasette şahsen hicap duyuyoruz. Çocuk bezi satmak günah mı? Şereflice, haysiyetlice namusluca ticaret yapmak, kimsenin hakkına hukukuna girmeden ticaret yapmak kime ne zararı var ama birileri alışmış. Bazı haramzadeler kursaklarına giren o haramdan dolayı dürüst insanlara da laf atıp tutuyorlar. 200 bin troll birden saldırdı Ali Babacan'a çünkü o 200 bin kişi şu an paralı çalışıyor. Biz bunu biliyoruz. Bunun saklanacak bir tarafı da yok. Bu kadar ortalığı bulandırmanın kimseye bir faydası yok.
"DOKUNACAĞIZ İFADESİ BAKACAĞIZ ANLAMINDADIR"
Dokunmak şudur; yani bakacağız. Hukuk devletinde bir şeye bakmak dokunmaktır. Yani illaki herhangi bir öfkeyle, hasımlıkla, düşmanca bir davranış şekli değil bu. Ama devlet hepimize dokunabiliyor. Hepimize bakabiliyor. Sanayici iş adamlarıyla bir toplantı yaptık İzmir'de. Aman ha ismimiz bilinmesin diyorlar, çünkü yarın çullanacaklar üstümüze maliyeciler kapımızı aşındıracaklar diyorlar. Türkiye bu hale geldi. Bir korku imparatorluğu var. Ali Bey yoksa bu işi yapan insanların mensubu olduğu aileyi kastetmiyor. Yani Ali Bey oradaki dokunmakta Selçuk Bayraktar'ın Sayın Cumhurbaşkanı'nın damadı olduğundan dolayı ilişeceğiz anlamında söylemiyor bunu. Haksız rekabeti ortadan kaldıralım diyor. Yani Türkiye'de hak, hukuk işlesin, eğer birisi 'ben senden daha iyi iş yapıyorum' diyorsa ona da fırsat vermek lazım. Belki o rekabet şartlarında bu arkadaşlar işlerini yapacaklardır. Çünkü iyi işler yaptılar. Kabul etmek lazım iyi işler yapılıyor. O iyi yapılan işlerin dışında sadece iş dünyasına eşit rekabet hakkını, imkanını veren bir anlayışı söylüyor. Bunun dışında başka bir şey değil."
"MAKSADINI AŞAN BİR İFADE "
DEVA Partisi Kurumsal İletişim ve Tanıtım Başkanı Sanem Oktar'ın Anayasa'dan "Türklüğü çıkarıyor musunuz" sorusuna "Doğru" yanıtını vermesiyle ilgili sorular üzerine şu yanıtı verdi:
"Arkadaşımızın söylediği 'Türklük kelimesini çıkaracağız' o çok maksadını aşan bir husus oldu. Düzeltti sonrasında. Açıklamalarına baktığınızda öyle demediğini göreceksiniz. 6. maddede diyor ki, 'Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.' Şimdi ben size bir soru sorayım. Suriyeliler şu anda Türkiye'de ve bunlar Türk vatandaşlığına süratle geçiyorlar. Binleri aşan şu an Suriyeli Türk vatandaşı oldu. Bu tanıma göre vatandaşlık bağı ile bağlı oldular ya şimdi Suriyelilere Türk diyebilir misiniz? Denilemez çünkü adam diyecek ki ben Türk değilim. Evet Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Biz de bu maddeyi 'Türkiye'de yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır' diyoruz. Sadece burada ilk 4 maddeden başlayarak sonuna kadar en az 40 tane Türk kelimesi geçiyor. Böyle bir şey demek mümkün mü? Ama maalesef bazen talihsiz, maksadı aşan bir açıklama oluyor ve bir siyasi partinin tümünü bağlayan bir şey oluyor."