Dr. Kürşat Karacagil Açıklaması
Kütahya Valiliği Zafer Haftası kapsamında Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansta, Araştırma Görevlisi Dr.
Kütahya Valiliği Zafer Haftası kapsamında Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansta, Araştırma Görevlisi Dr. Kürşat Karacagil tarafından 30 Ağustos Zaferi'nin Kütahya açısından anlam ve önemi anlatıldı.
Kürşat Karacagil, 30 Ağustos Zaferi'nin Türk tarihi açısından önemli bir yere sahip olduğunu kaydederek, "Anadolu'nun son bin yıllık tarihi içerisinde üç meydan muharebesi sonuçları bakımından büyük önem taşır. 26 Ağustos 1071 Malazgirt, Eylül 1176 Miryokefalon (Kumdanlı) ve 30 Ağustos 1922 Dumlupınar diğer bir deyimle Başkumandanlık Meydan Muharebesi'dir. Başkumandanlık Meydan Muharebesi'yle Türk milletini Anadolu'dan çıkarmanın imkansız olduğu bir kez daha dosta ve düşmana ilan edilmiştir" dedi.
30 Ağustos Zaferi'nin Kütahya açısından anlam ve önemine de değinen ve yaşanan süreçlerle ilgili bilgiler veren Kürşat Karacagil, "Kütahya, Milli Mücadele senelerinin en yoğun olaylara sahne olan şehirlerimizden biri olmuştur. Şehir bu dönemde Yunan işgaline uğramış aynı zaman da iç çatışmaların en önemlilerinden birine sahne olmuştu. Yunan işgal kuvvetlerine karşı sonuç alıcı darbe yine düşmana Kütahya'da indirilmiştir. Kütahya'nın Milli Mücadeleye bir katkısı da Kütahya Milli Alayı ile olmuştur. Yunan Ordusu'nun 20 Temmuz 1920 'de başlattığı saldırı üzerine Kütahya halkı silah ve cephane tedarikine girişmiş, Kütahya Milli Alay'ın çekirdeğini oluşturacak birinci taburu kurmayı başarmıştır. 12. Kolordu Kumandanlığı'ndan temin edilen silahlarla da alayın ikinci taburu kurulmuştur. Gerekli cephane ve silahları tedarik eden İsmail Hakkı Bey, Kütahya Milli Alayı Kumandanlığı'na atanmıştır" diye konuştu.
Düşman ordusunun Kütahya'da yaptığı zulümlere de değinen Karacagil, "Yunanların Kütahya'yı işgali süresince yapmış oldukları vahşet, zulüm ve rezaletler tüyler ürperticidir. Yunanlılar Kütahya'ya girdikleri ilk günde şehri baştan aşağı yağma etmiştir. Bu soygunlara yerli Rum ve Ermenilerde katılmıştır. Bu dönemde Kütahya halkına yapılan zulüm saymakla bitmez. Birçok Türk delikanlısı katledilmiş, evler yağmalanmıştır. Bu zalimlerin arasında en çok dikkat çekeni, " Çöğürler istasyonu hat komutanı Nekas'dır. Bu katil, Çöğürler civarındaki Müslümanları zorla toplatıp sakal ve bıyıklarını tıraş ettikten sonra bu Müslümanların vücutlarını muhtemel yerlerinden deldirip barut doldurduktan sonra onları yakmıştır" şeklinde konuştu.
Yunan Ordusu'nun beş tümeni burada bizzat Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği bir meydan muharebesi sonucunda ağır bir yenilgiye uğratıldığını ifade eden Karacagil, "Kütahya'ya yürüyen Süvari Tümeni, karşısına çıkan bir Yunan Menzil Alayı'nı yenilgiye uğratarak kente girdi. Bunu, 31 Ağustos'ta gelen 1. Piyade Tümeni ve Meclis Muhafız Taburu izledi. Böylece Kütahya yaklaşık bir yıldır devam eden Yunan işgalinden kurtulmuş oluyordu. Bunu 1 Eylül'de Gediz, 3 Eylül'de de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşu izledi" dedi.
30 Ağustos Zaferi'nin çok önemli askeri ve siyasi sonuçlar getirdiğini, Dumlupınar'da Anadolu'nun bağrından sökülüp alınan düşman ordusunun 9 Eylül 1922 günü, İzmir'de denize döküldüğünü söyleyen Kürşat Karacagil,"Kütahya, Türk milleti açısından ölüm-kalım savaşanın yaşadığı Mili Mücadele'ye yakından şahit olmuştur. Ayrıca gerek canı gerekse maddi imkanlarını bu kutsal savaş için harcamaktan çekinmemiştir" ifadelerini kullandı. - KÜTAHYA