Eğitim-İş, Şevki Yılmaz ve Halil Konakçı hakkında suç duyurusunda bulundu
Eğitim-İş İzmir 4 Nolu Üniversiteler Şubesi, eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz ve imam Halil Konakçı hakkında suç duyurusunda bulundu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda, Atatürk'e hakaret ve Türk Milletini aşağılama gerekçeleriyle kamu davası açılması talep edildi.
KERİM UĞUR
İzmir'de Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz ve imam Halil Konakçı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Eğitim-İş İzmir 4 Nolu Üniversiteler Şubesi Başkanı Haluk Dağdevir, eski milletvekili ve Yeni Akit yazarı Şevki Yılmaz'ın II. Abdülhamid'in torunun düğününde "Osmanlı'yı süren soysuzları lanetliyorum" ve "Selanik'ten gelen dönme" ifadeleri ve imam Halil Konakçı'nın da gülerek "amin" demesi nedeniyle haklarında "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret, sövme ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik" ve "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu ve kamu davası açılmasını talep etti.
Suç duyurusunda bulunulmasının ardından yazılı açıklama yapan Eğitim-İş 4 Nolu Üniversiteler Şubesi Başkanı Haluk Dağdevir, "Cumhuriyet'in taşıyıcı kolonları arasında AKP iktidarının en çok tahrip ettiği adaletin artık ne kadar çarpık işlediği ve hukukun üstünlüğünden 'üstünlerin' hukukuna nasıl geçildiği son gelişmelerle birlikte iyice ayyuka çıkmıştır. Mesleği gereği her gün adliyede olan, yani ifadeye çağrılsa dakikalar içinde ifade vereceği kesin olan bir avukat, "şeriat"a küfrettiği için evi aranarak, onlarca polis eşliğinde gözaltına alınırken; bu ülkenin kurucusuna adice hakaret edenler için ise yaprak kımıldamamaktadır" dedi.
Dağdevir açıklamasının devamında şunları söyledi:
"Büyük önder Atatürk'e hakaret edenlerin on yıllardır kamuda bırakın koltuğunu kaybetmek, terfi alması; ülkenin kurucusuna hakaret edenlere dair hiçbir hukuki işlem yapılmaması, ülkede 50 binden fazla insanın öldüğü depremin anmasının bile yapılmasının yasaklandığı günlerde gericilerin ellerinde hilafet bayraklarıyla polis gözetiminde miting düzenlemesi, iktidarı eleştirmek bile 'terörist' ilan edilmeye yetiyorken anayasal düzeni kaldırmak anlamına gelen şeriatın rahatça ve hemen her mecrada propagandasının yapılması iktidardan alınan güçle gerçekleştirilmiş rezaletlerdir. Yakın geçmişte ülkenin kurucularına "iki ayyaş" deyip sonra oyları azalınca Atatürk'ü anmaya başlayacak kadar takiyyeci zihniyet, şimdilerde kendi söyleyemediğini söyleyen gericileri cezasızlıkla teşvik etmekte, bu gerici fırtınaya karşı dik duran ilerici kamuoyuna ise bulduğu her fırsatta gözdağı vermeye çalışmaktadır. Bu sistemli aymazlığın ıskaladığı gerçek ise şudur: Burası laik Türkiye Cumhuriyeti'dir ve bu halk, kendisine atasının en büyük hediyesi ve emaneti olan bu Cumhuriyet'e sonuna kadar, asla pes etmeden sahip çıkacaktır. Biz takiyye bilmeyiz, biz fikirlerimizi başka türlü göstermeyiz, bizler Başöğretmenin eğitim neferleriyiz ve açık açık söylüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti ilelebet laik kalacaktır! Atamızın dediği gibi "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz", olmayacaktır! Eğitim-İş olarak Atatürk'e dil uzatma hadsizliğini gösteren şahısla ilgili tüm illerde örgütlü olarak tepki göstereceğimizi ve konunun peşini asla bırakmayacağımızı ilan ediyoruz"