Haberler

Eğitim Sen'den 81 İlde Ortak Çağrı: "Öğretmenlik Meslek Kanunu ve Yönetmeliği, Seminer, Sınav İptal Edilsin"

Güncelleme:
Abone Ol

Eğitim Sen şubeleri, “Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliği, seminer, sınav iptal edilsin” talebiyle bugün 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Ankara’daki açıklamada konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Bugün Türkiye’nin 81 ilinde sesimizi duyuruyoruz. Ve diyoruz ki ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir’. Aynı zamanda diyoruz ki ‘Bankalar 4-5 kat kârlarını artırırken önceki sözleşmeler geçersiz olmuştur, yeniden güncelleme yapılmalıdır’. Hazırlık ödeneğinin mutlaka öğretmen maaşına eşitlenmesi gerekiyor. Bütün bu taleplerimiz, öğretmenlerimiz doğrudan ifade ettiği taleplerdir” dedi.

Eğitim Sen şubeleri, "Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliği, seminer, sınav iptal edilsin" talebiyle bugün 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Ankara'daki açıklamada konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, "Bugün Türkiye'nin 81 ilinde sesimizi duyuruyoruz. ve diyoruz ki ' Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir'. Aynı zamanda diyoruz ki 'Bankalar 4-5 kat karlarını artırırken önceki sözleşmeler geçersiz olmuştur, yeniden güncelleme yapılmalıdır'. Hazırlık ödeneğinin mutlaka öğretmen maaşına eşitlenmesi gerekiyor. Bütün bu taleplerimiz, öğretmenlerimiz doğrudan ifade ettiği taleplerdir" dedi.

Ankara'daki açıklamayı, Eğitim-Sen Ankara 4 No'lu Şube Başkanı Eyüp Kösedağı yaptı. Kösedağı, şunları söyledi:

"SİYASİ İKTİDAR, EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN ÇALIŞMA VE YAŞAM KOŞULLARINI TEK TARAFLI DÜZENLEMİŞTİR"

"Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitimin asli bileşenlerinin görüşünü almadan masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı düzenlemiştir. Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate alınmadan hazırlanmış. Eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen yandaş sendikanın desteğiyle iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulanmasına başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmalarını talep ediyoruz. Ayrıca sendikamız tarafından yönetmeliğin bütün maddelerine ilişkin Danıştay'a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlikler çıkmadan bir an önce sonuçlandırılmalıdır.

"MEVCUT MESLEK KANUNUN ÖĞRETMENLERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMADIĞI AÇIKÇA ORTADADIR"

Eğitim emekçilerinin kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen seminer kıskacına alınmasına da sınava da kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız, kanunun ve yönetmeliklerin iptalini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, niteliksiz, öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmektedir. Ekonomik krizin derinleştiği dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez. Tüm eğitim ve bilim emekçileri için hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanılabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışması ivedi bir biçimde hayata geçirilmelidir. Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Mevcut meslek kanununun öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça ortadadır. Bundan dolayı yeni bir meslek kanunu düzenlenmek zorundadır. Öğretmenlik Meslek Kanunu, ILO ve UNESCO'nun 5 Ekim 1966'da kabul edilen öğretmenlerin statüsüne ilişkin tavsiye kararına uygun şekilde düzenlenmelidir. Eğitim Sen olarak, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanununu talep etmeye devam edeceğiz.

"GENİŞ HALK KİTLELERİ ZAMLAR ALTINDA EZİLEREK GEÇİM DERDİNE DÜŞMÜŞTÜR"

Ülkemizde son aylarda enflasyon tamamen kontrolden çıkmış, işçi ve emekçiler başta olmak üzere geniş halk kitleleri zamlar altında ezilerek geçim derdine düşmüştür. Yıl başından bu yana Türk lirasında yaşanan aşırı değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle, önceden imzalanan, halen yürürlükteki banka promosyon sözleşmeleri nedeniyle kamu emekçileri ciddi anlamda ekonomik zararla karşı karşıyadır. Enflasyonun yüzde 20'nin altında olduğu ve çalışanların bu enflasyona göre maaş ve ücret zammı aldığı dönemlerde imzalanan sözleşmeler, resmi enflasyonun yüzde 80'leri aştığı ve çalışanların maaşlarının enflasyon farkı nedeniyle arttığı dönemde bütün anlamını yitirmiştir. Kamu emekçilerinin bankaya yatan maaşlarında enflasyon farkı nedeniyle artış olurken eski enflasyon oranı ve maaş düzeyine göre saptanan promosyonlar komik düzeyde kalmıştır. Bu nedenle başta kamu bankaları olmak üzere tüm bankalar, maaş ödediği emekli ve çalışanlara verdiği promosyonları, geçmişe yönelik olanları da kapsayacak şekilde güncellemelidir.

2020 yılında bin 210 TL, 2021 yılında bin 250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara rağmen 2022 yılında sadece bin 325 TL olarak ödenecektir. Enflasyon oranları dikkate alındığında bu rakamın çok yetersiz olduğu açıktır, gerekli düzenlemeler yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve iki kez ödenmesi sağlanmalıdır."

"BUGÜN YAŞANANLAR, ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN CİDDİ BİR TEHLİKE ALTINDA OLDUĞUNU NET BİR BİÇİMDE GÖSTERMEKTEDİR"

Eğitim-Sen Genel Başkanı Nejla Kurul ise şunları söyledi:

"Bugün anlatılanlar, bugün yaşananlar, gerçekten öğretmenlik mesleğinin ciddi bir tehlike, tehdit altında olduğunu açık ve net bir biçimde göstermektedir. AKP, iktidara geldikten birkaç yıl sonra çıkardığı bu kariyer basamakları kavramını, 2004-2005'lerde bir sonuca uğratamayınca can çekişen yasayı bu kez 2022 yılına taşıdı. Şubat ayında öğretmenlerin önüne bu meslek kanunu yeniden koydu. Gerçek bir meslek kanunu olmayan, özel sektör öğretmenlerini dışlayan, ücretli öğretmenler ve sözleşmeli öğretmenlerin haklarını gasp eden, aynı zamanda kadrolu öğretmenlerimizi de üç parçaya bölmek isteyen bu yasa karşısında uzunca bir zamandır Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak 'hayır' dedik, 'iptal edilsin' dedik. Dinlediler mi? Hayır, dinlemediler. Şimdi öğretmenlerimiz, çok ciddi bir biçimde sorunu doğrudan yaşıyorlar. Yaklaşık iki haftadır öğretmenlerimiz, sosyal medya alanlarında acılarını, isyanlarını, karşı karşıya kaldıkları yıldırma politikalarının hayatlarındaki iz düşümlerini net biçimde yaşıyorlar. Her gün 'Öğretmenler tek yürek' diyorlar, her gün 'Öğretmenler tek ses' diyorlar. 'Milli Eğitim Bakanlığı, itibarıma dokunma' diyorlar.

"BU TEHLİKEYİ HEP BERABER ATLATMAK ZORUNDAYIZ"

Ne yaşatacak, bunu kamuoyuna anlatmamız gerekiyor. Velilerimiz anlamalı; öğretmenlerimizin, bu konuları yeterince düşünmedikleri takdirde ne ile karşılaşacaklarını bilmek ve öğrenmek durumundalar. Bu tehlikeyi hep beraber atlatmak zorundayız. Bu yasa, birincisi, öğretmenleri kariyer basamakları adı altında birbiriyle yarıştırıyor, birbirinden ayrıştırıyor. Öğretmenleri bir hiyerarşiye tabi tutuyor. Öğretmenlere unvan adı altında rütbeler dağıtıyor. Okulun içindeki barışı, birlikte yaşama, dayanışma sürecini sabote ediyor. İkincisi; seminer sürecinde öğretmenlerimiz neler yaşıyor gördük. Nitelikli mi olacaklar bu seminer süreciyle? Hayır. Bu öğretmenlerimizin 10 yıl, 15 yıl, 20 yıllık deneyiminin, birikiminin ardından bir sınav yaparak öğretmenlerimizi değersizleştiriyorlar, itibarsızlaştırıyorlar. Öğretmenlerimizi ölçüye tabi tutmak istiyorlar. Kimin ölçüsü bu? Milli Eğitim Bakanlığı'nın bugünkü yöneticilerinin ölçüsü. Mühendislik alanından gelen bir Milli Eğitim Bakanı, öğretmenleri sınava sokacak olan bir doktor genel müdür tarafından öğretmenlerimiz ölçülmek isteniyor. Oysa biz diyoruz ki 'öğretmenler, öğretmenlik mesleği ölçüye tabi tutulamaz'. Öğretmenlerin duygusu, merhameti, şefkati, heyecanı, öğrencilerin öğrendiğinde gözlerindeki sevinci siz ölçüye tabi tutamazsınız.

"BU YASA 10 YILIN ALTINDA HİZMET YILI OLAN ÖĞRETMENLERİMİZİ BİR KENARA İTİVERİYOR"

Bu yasa, öğretmenlere maaş artışı getirdiğini iddia ederek öğretmenlerin bir kısmına bir ücret artışı vadediyor. Ama ya kalan öğretmenler? Öğretmenlerimizin tümü Türkiye'nin bu hiperenflasyona gittiği dönemde 'geçinemiyoruz' diye seslerini yükseltirken öğretmenlerin bir kısmı için maaş artışı yapmak, öğretmenler arasındaki barışı bozmak değil midir? Bir hiyerarşi ortaya koymak değil midir? Bu yasa, aynı zamanda genç öğretmenlerimizi cezalandırıyor. Öğretmenlerimiz eğitim fakültesinden mezun olduklarında alanının bir uzmanıyken onlara 'siz uzman değilsiniz' mesajı veriliyor. 'Siz maaşı hak etmiyorsunuz, artışı hak etmiyorsunuz' deniliyor. 10 yılın altında hizmet yılı olan öğretmenlerimizi bir kenara itiveriyor bu yasa.

"BU YASA ÖĞRETMENLERE TAM YIL ÇALIŞMA GETİRİYOR"

Milli Eğitim Bakanı, 'Eğer mülakat yaparsak uzman öğretmen ve başöğretmen seçmek için şaibe olur' dedi. Aynı şaibe, bugün aday öğretmenleri keyfi ve aynı zamanda siyasal kayırmacılığın içinde olacağı bir sürece doğru itiyor. Kendisi, bir tür mülakatlarla keyfi biçimde aday öğretmenlerimizi seçip eleyeceğini ilan ediyor. Bu yasa, öğretmenlere tam yıl çalışma getiriyor. Yaz aylarında dinlenme hakkı olan öğretmenlerimizin bu hakkını elinden alıyor. Okullarımızda idari, teknik personel istihdam etmek yerine okulun içindeki tüm işlevleri öğretmenden bekleyecek bir düzenlemenin önü açılıyor. Aynı zamanda tüm öğretmenlerimizin iş güvencesinin sorgulanacağı, iş güvencesinin ortadan kalkacağı bir sürecin de emarelerini, izlerini taşıyor.

"BÜTÜN BU TALEPLERİMİZ, ÖĞRETMENLERİMİZ DOĞRUDAN İFADE ETTİĞİ TALEPLERDİR"

Bugün Türkiye'nin 81 ilinde sesimizi duyuruyoruz. ve diyoruz ki ' Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal edilmelidir'. Aynı zamanda diyoruz ki 'Bankalar 4-5 kat karlarını artırırken önceki sözleşmeler geçersiz olmuştur, yeniden güncelleme yapılmalıdır'. Hazırlık ödeneğinin mutlaka öğretmen maaşına eşitlenmesi gerekiyor. Bütün bu taleplerimiz, öğretmenlerimiz doğrudan ifade ettiği taleplerdir. İktidarın yanında yer alıp sınav sürecine 'evet' diyen, karşı çıkmayan sendikanın tabanında gerçekten bu süreci acı bir biçimde yaşayan öğretmenlerimiz var. Tüm eğitim sendikalarına çağrımızdır; önümüzdeki günlerde, bütün sendikaların aynı masa etrafında toplanarak tartıştığı bir sürecin ardından yeni, kapsamlı, bütünsel, öğretmenin sahada yaşadığı her sorunu içeren bir Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu birlikte hazırlayabiliriz. Birlikte güçlüyüz, bütün öğretmenlerimizi bu mücadeleye bekliyoruz."

Kaynak: ANKA / Yerel

Öğretmenlik Meslek Kanunu Türkiye Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title