Haberler

Emlekliler Derneği Elazığ Başkanı Vedat Gür: "Diyorlar Ki Eskiden Kuyruklar Vardı, Asıl Kuyruklar Şimdi Başladı"

Güncelleme:
Abone Ol

Emekli vatandaşlar maaşlar yetmemesinden ve ekonomik kriz altında ezilmekten şikayet ediyor. Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Vedat Gür, "Akşam petrole zam geliyor, sabah kalkıyoruz yine zam geliyor. Türkiye’de diyorlar ki eskiden kuyruklar vardı. Asıl kuyruklar şimdi başladı" dedi.

Emekli vatandaşlar maaşlar yetmemesinden ve ekonomik kriz altında ezilmekten şikayet ediyor. Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Vedat Gür, "Akşam petrole zam geliyor, sabah kalkıyoruz yine zam geliyor. Türkiye'de diyorlar ki eskiden kuyruklar vardı. Asıl kuyruklar şimdi başladı" dedi.

Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Vedat Gür ardı arkası kesilmeyen zamlara karşı emeklilerin çok zor günler yaşadıklarını söyledi. Vedat Gür, dün düzenlediği basın toplantısında, "Herkes dertli özellikle emekli, dar gelirli, BAĞ- KUR'lusu, asgari ücretlisi bu ülkenin kahrını çeken insanlar olarak bugünkü canavar enflasyonun altında ezilen kesim olduğunu her gün, gün geçtikçe insanlar üzerinde varlığını hissettiren bir enflasyonla boğuşmaktayız. Bugün ülkemizde hepimizin bildiği gibi bir pahalılıktır almış başını gidiyor. Her gün akşam zamla yatıyoruz akşam zamla uyanıyoruz" dedi.

"PAHALILIK ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR"

Türkiye Emekliler Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Gür şunları söyledi:

"Herkes dertli özellikle emekli, dar gelirli, BAĞ- KUR'lusu, asgari ücretlisi bu ülkenin kahrını çeken insanlar olarak bugünkü canavar enflasyonun altında ezilen kesim olduğunu her gün, gün geçtikçe insanlar üzerinde varlığını hissettiren bir enflasyonla boğuşmaktayız. Bugün ülkemizde hepimizin bildiği gibi bir pahalılıktır almış başını gidiyor. Her gün akşam zamla yatıyoruz akşam zamla uyanıyoruz. Özellikle petrole gelen zamlar tamamen insanın güncel yaşamını alt üst etti. Belki sizler bizlere göre gençsiniz bilmezsiniz ama biz küçükken büyüklerimiz derdi ki 'eyvah bugün benzine veyahut petrole zam geldi, iğneden ipliğe her şeye gelir'. Günümüz koşullarında her gün günlük olarak petrole zam geliyor, petrole gelince ister istemez tüm gıda ürünlerine, diğer ürünlere yani bir vatandaşın günlük yaşamını etkileyecek tüm ürünlere zam geliyor. Kaldı ki 2018 yılında devletimiz bize bir ikramiye verdi tabii biz bu ikramiyeden sonra devletimizin her koşulda yanımızda olduğunu bunları her platformda alkışladığımızı bir teşekkür nezaketinde de olsa her koşulda kendilerine bildirdik. Ama o günkü şartlarda verilen 1000 lira etin kilosu 25 liraydı, bugün etin kilosu 160 lira o günkü şartlarda ikramiyemizde bize verilen o 1000 liralık ikramiyeyle eğer biz maaşlarımıza yansıtılan zamlar olsaydı bugünkü maaşlarımız ikramiyemiz 3 bin 175 lira olacaktı. Eğer o gün ki bize verilen 1000 lirayı dolara veya marka çevirmiş olsaydık bozdurduğumuz zaman 4 bin 259 lira olacaktı, o günkü parayı altına çevirseydik 3 bin 175 lira olacaktı. Yani bu demektir ki bize verilen 1100 lira ikramiye nedense milletvekillerimiz 20'şer bin lira alıyor.

"MAAŞLARA DÜZENLEME YAPILMASINI İSTİYORUZ"

Yani bugün Meclis'imizde ülkemizi temsil eden 600 tane milletvekiline verilen 1 trilyon 200 bin lira emeklilik toplam ikramiyesi 12 milyon emekliye tekabül ediyor. Yani ben anlamıyorum temsil ettiğim kurumlar adına konuşuyorum. Eğer 600 tane milletvekilinin aldığı ikramiye 20'şer bin liradan 1 trilyon 200 bin lira ediyorsa yani bunlar altın kaplarda mı şeker tutuyor, jelatinleri fosforlu şey mi tutuyor. Yani bu ayrımcılık vatandaşla emekli milletvekillerimiz arasında bile var biz milletvekilini seçip oraya göndermiyor muyuz? Şimdi geçen gün bir emekli geldi buraya dedi ki 'ben 2005 yılında emekli oldum 4 bin 500 lira maaş aldım, o gün ki şartlarda 3 tane tam altın geliyordu. Bugünkü maaşımla 1 tane tam altın alamıyorum'. Bu ne demektir? Günlük değişen enflasyon, bu vatandaşın gün geçtikçe belini büken enflasyonun bir an önce önüne geçmek lazım. Yılbaşından önce mazot 7,5 TL'ydi. 50 liralık mazot alıyorduk 100 km yol yapıyorduk. Bugün 50 liraya 2 litre benzin bile gelmiyor. Artık vatandaşlar arabalarının kontaklarını kapatır oldu, yürüyerek yol almaya başladılar, arabalarını çalıştıramaz oldular. Günümüz ekonomik koşullarında ülkemizin hali ne olacak bilemiyoruz. Ben devleti yönetenlere ve yönetmeye talip olan yetkililere sesleniyorum: Lütfen bu emeklinin, özellikle 4 bin liranın altında maaş alanlara, asgari ücretliye, BAĞ-KUR emeklisi ve hiç geliri olmayan insanların gelir seviyesini yükseltecek bir reform hazırlanmalı, bu insanların gelişen Türkiye'miz adına gelirinden milli paydan bir hisse verilmeli, özellikle bu insanlara seyyanen zamlar verilmeli. Yoksa bugün hükümetimizin çalışmaları yüzde 35 yüzde 40 civarlarında duyduğumuz haberlere göre, temmuz zammı biz bu temmuz zamları yüzde 40 olsa dahi 8-10 bin lira maaş alan insanla 2 bin 500 lira alan insan arasında bir düzenlenme yapılsın istiyoruz.

"EVİNE MAYDANOZ DAHİ ALMAYACAK MI?"

Bugün bin 500 lira kira ödeyen bir insan hiçbir şey almasın eğer evde 3-4 nüfusu varsa günde 5 ekmek alsa veyahut 10 tane ekmek alsa sadece kuru ekmek bin beş yüz lira, kira ayda bin lira, aylık eder 2 bin 400- 2 bin 500 lira. Bu insan arabaya binmeyecek mi? Bu insan evine bir maydanoz dahi almayacak mı? Biz bunların gelişen ülkemizin milli gelirinden pay almasını istiyoruz, refah düzeyinin yükseltilmesini istiyoruz. Daha ziyade bu yapılacak zamların, temmuz ayında yapılacak zamların daha şimdiden eridiğini görüyoruz. Yani bize yüzde 40 da zam yapılsa zamlar şu anda erimiş gitmiş. Hele hele 2 bin 500-3 bin lira bugün Türkiye'de açlık sınırı 6 bin lira yoksulluk sınırının 19 bin lira olduğu ülkemizde yaşıyoruz. Madem öyleyse Emekliler Derneği Başkanı olarak diyoruz ki mademki açlık sınırı 6 bin liraysa en düşük emekli maaşının 6 bin lira olmasını istiyoruz.

"IŞIĞI BİZ KENDİ GÖZÜMÜZDE GÖREMİYORUZ"

Milli gelirimiz verilen rakamlara göre iyi. Bu iyiliğinden esinlenerek bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz. Sayın devlet yetkililerimizin gözlerinde gördüğü ışığı vatandaşın gözünde de görmelerini istiyoruz. Biz bu ışığı kendi gözümüzde göremiyoruz ya da buraya gelen vatandaşımızın gözünde göremiyoruz dar gelirli vatandaşımızın gözünde göremiyoruz. Ben de bu ülkede yaşıyorum bir Suriyeli kadar bir Afganlı kadar değerim yoksa dedirten bir millet değil de biz bu ülkenin vatandaşıysak Türkiye Cumhuriyeti etiketimiz varsa bizim de bu ülkede refah içerisinde yaşamamızın sağlanmasını istiyoruz. Bizim de temsil ettiğimiz bu kitle adına tek temennimiz budur.

"EMEKLİLER ARASINDAKİ AYRIMI KALDIRIN"

Yakıt dedik bugün 1 ton kömür 6 bin 500 – 7 bin lira olmuş 1 ton odun 2 bin 500 lira olmuş. 2 bin 500 lira alan bir emekli bugün gelmiş 250 kg odun yazdırmış bana, 250 kg odun 725 lira ediyor, diyorum ki nasıl geçineceksin? Diyor ki 'bittikçe alacağım'. ya bu insana yazık, vallahi sabah bir emeklimiz geldi burada ağlıyordu. Yani bu yoksulluğun altından tüm pislikler çıkıyor ve çıkmaya devam ediyor. Hırsızlıklar olayları arttı, gasp olayları arttı, şehrin kenar mahallelerindeki o su rögarlarının ağzındaki mazgallar bile çalınıp satılmaya başlandı. TEDAŞ'ın yüksek gerilim hatlarındaki o elektrik direklerinde yan çapraz destek demirleri bile çalınıp satılmaya başlandı. Köylerdeki kenar semtlerdeki evler her gün birer birer soyulup eşyaların satılmaya başlandığını görüyoruz duyuyoruz. Biz devletimizden refah payı içerisinde yaşamamızın sağlanmasını istiyoruz. İnşallah devletimiz bu yaşam koşullarını, ekip olarak çalışmaları içerisine almışlardır. Bu temmuz ayında hem de ikramiyemiz bazında hem maaşlarımız bazında hem de bu alt gelir gurubu insanlarımız adına bir seyyanen zam özellikle. Bu seyyanen zam olmadığı sürece emekliler arasındaki kendi sınıfımız arasındaki uçurumun kapanmayacağı gibi kamu yöneticisi ve kamu memur arasında bile farklar oluyor. Bugün 3600 ek gösterge de memur emeklisine veriliyor işçi, SGK, BAĞ-KUR emeklisine verilmiyor. Ben devletimizden şunu istiyorum ya biz de yıllarca bu vatana vergi verdik, sigorta verdik, primimizi verdik yani biz rica ediyoruz. Bu memurla işçi emeklisi arasındaki bu ayrımın kaldırılması gerekiyor. Maaş artışları oluyor bakıyorsun memura veriyor yüzde 30-35, işçi emeklisine SSK, BAĞ-KUR emeklisine veriyor yüzde 25-25. Yani biz bu aradaki farkın da kaldırılmasını istiyoruz. Emekli tek isim altında bu zamların tek kalem altında verilmesini istiyoruz.

"ENFLASYON, ZAMLARA RAĞMEN NASIL BU AY DÜŞTÜ?"

Özellikle şunu söylüyorum devletin veyahut TÜİK'in açıkladığı rakamlar tamamen aldatmaca rakamlardır. TÜİK'in açıkladığı rakamlar tamamen bu alt gelir seviyesindeki insanları bağdaştırmıyor, yani bu nasıl bir şeydir, ben anlamıyorum. Şimdi ocakta 11.10, şubatta 4.81, mart ayında 5.46, nisan ayında 7.25 olan enflasyon aylık TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre mayıs atında 2.98 açıkladılar. Ben buradan sizin aracılığınızla TÜİK yetkililerine şöyle sesleniyorum; her gün mazota, petrole zam gelen bir ülkede bir önceki ay 7.25 olan enflasyon nasıl oluyor da zamlar üst üste geldikçe bu enflasyon bu ay birdenbire bire 2.98'e düştü? Yani biz bunun yüksek tutulmasını beklerken yani 7-8'lerde beklerken 2.98 veya 3'e düştü. Oysa akşam petrole zam geliyor, sabah kalkıyoruz yine zam geliyor. Türkiye'de diyorlar ki eskiden kuyruklar vardı. Asıl kuyruklar şimdi başladı. Tarım Kredi Kooperatifleri ülkemizin ucuz temin eden marketleri değil mi? Vatandaş 160 liralık yağın yerine Tarım Kredi Kooperatiflerinde 155 lirayı duyduğu zaman orda sabah namazından sonra kuyruklar oluşuyor, ki ben 5 litrelik yağı 10 lira ucuza alayım diye. Bundan iyi kuyruk olmaz, petrole zam geliyor 2.43 zam gelince gidin bakın kuyruklar oluşuyor niye? Ben bu gece 12'den önce depoma biraz benzin alayım hiç değilse kar kardır diyor. E kuyruklar almış başını gidiyor yoksulluk almış başını gidiyor."

Kaynak: ANKA / Yerel

Türkiye Elazığ Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title