Engelli Vatandaşından Hayata Tutunma Örneği: Resim ve Yazarlık
![](https://foto.haberler.com/haber/2025/02/05/66-yasindaki-yasli-adam-engellerini-resim-ciz-18338842_amp.jpg)
Yozgat'taki bir bakım merkezinde yaşayan 66 yaşındaki Hamit Uzun, geçirdiği kaza sonrası yaşamındaki dönüşümü resim yaparak ve kitap yazarak sürdürmekte. Uzun, hem sanatıyla hem de güçlü ruh haliyle dikkat çekiyor.
Yozgat'ta yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezinde yaşayan engelli vatandaş Hamit Uzun, resim yaparak ve kitaplar yazarak hayata tutunuyor.
Yozgat'ın Sorgun ilçesindeki Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yaşamını sürdüren 66 yaşındaki Hamit Uzun'un, 1986 yılında balkondan düşmesi sonucu hayatı değişti. Omuriliği zedelenen Hamit Uzun, tekerlekli sandalyeye mahkum kaldı. Geçirdiği kaza sonrası eşinden ayrılan Uzun, bir süre annesi ve oğluyla yaşadıktan sonra huzurevine yerleşme kararı aldı. Gençlik yıllarında marangoz olan ve bağlama çalıp müzisyenlik yapan Uzun, daha sonra yağlı boya resimleri ve yazarlığa merak saldı. Doğayı resmettiği çalışmalarının ağırlıkta olduğu kişisel sergisini açan Uzun, 30 yıldır yazarlık yaptığını ve yayımlanmış 7 kitabı olduğunu ifade etti.
"Rüyamda gördüğüm yerde yaşıyorum"
Bakımevinde yaşayacağını rüyasında gördüğünü söyleyen Uzun, "Bir bakımevinde yaşayacağımı düşünürdüm. Bunu rüyamda gördüm. Cam balkon yaptırırım diye düşünüyordum. Burada rüyamda gördüğüm yerin hazırına geldim. 'Balkona çiçeklerimi koyarım, dışarıyı seyreder, kendi iç dünyamla muhabbet ederim' diyordum" dedi.
"Kendimi evimde gibi hissetmek için odamı dekore ettim"
Huzurevindeki odasını süslediğini, çeşitli eşyalarla dizayn ettiğini söyleyen Uzun, "Aradığım her şeyi elimin altında bulmak istiyorum. Bu yüzden odamı ve eşyalarımı düzenledim. Evden gelip bu kuruma yerleştiğim için ev hissini vermesini istiyorum. Ankara'daki evim gibi tasarladım. Buraya ziyaretime gelenler de ev ortamında oturuyor gibi hissediyor. 'Aslan yattığı yerden belli olur' demişler. Bir de ben yazarım. Bu ortamı oluşturmak zorundayım. Psikolojimi sadece yazılarıma vermek zorundayım. Odam boş olursa bu kafama takılabilir. Kırtasiye dükkanı gibi odamda her şey var" şeklinde konuştu.
"Yaşıyorsak elbette sıkıntılar olacaktır"
Hayata karşı verdiği mücadeleden söz ederken sıkıntıların da hayatın tuzu biberi olduğunu söyleyen Uzun, "Acı olmazsa tatlının zevkini alamayız. Babaannem 'Derdinize akıllı yanın' derdi. Yani derdimize akıllıca yaklaşmazsak aklımızı da kaybedebiliriz. Akılda denge sağlamak lazım. Her şey denge üzerine kurulu" dedi.
"Oğlumu kendim büyüttüm"
Oğlunu 7 yaşından itibaren kendisinin büyüttüğünü anlatan Uzun, "Okuttum, askerlik yaptı, meslek sahibi oldu ve evlendi. Oğlumu evlendirdikten sonra huzurevine yerleşme kararı aldım. Oğlum gitmemi istemedi, onu zor da olsa ikna ettim. Benim bakıma ihtiyacım var. İnsanın yükü ağırdır. Madem ki devletimizin böyle bir imkanı var ben de faydalanmak istedim. Gönüllü olarak geldim. Her şeyden çok memnunum. Burada bize gayet güzel bakılıyor" ifadelerine yer verdi. - YOZGAT