Eskişehir'de "Işid Kurgu Mu, Gerçek Mi?" Paneli
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Onat: "Türkiye'de bir mezhep çatışmasının olmadığını mı zannediyorsunuz. Eğer Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklıysa, biz bunu beğenmediğimiz, şu anda hoşumuza gitmeyen cumhuriyete ve demokrasiye borçluyuz. Kör topal da olsa laikliğe borçluyuz" Hitit Üniversitesi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Onat, "Türkiye'de bir mezhep çatışmasının olmadığını mı zannediyorsunuz. Eğer Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklıysa, biz bunu beğenmediğimiz, şu anda hoşumuza gitmeyen cumhuriyete ve demokrasiye borçluyuz. Kör topal da olsa laikliğe borçluyuz" dedi.
Prof. Dr. Onat, Türk Ocakları Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen "IŞİD kurgu mu, gerçek mi?" konulu panelde yaptığı konuşmada, Müslümanlar son 2 asırdır şiddet sarmalının içine düştüğünü söyledi.
İslam coğrafyasında her gün onlarda insanın öldüğünü belirten Prof. Dr. Onat, şöyle konuştu:
"Türkiye'de bir mezhep çatışmasının olmadığını mı zannediyorsunuz. Eğer Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklıysa, biz bunu beğenmediğimiz, şu anda hoşumuza gitmeyen cumhuriyete ve demokrasiye borçluyuz. Kör topal da olsa laikliğe borçluyuz. Açık ifade ettim, bir ilahiyatçı olarak benim samimi kanaatim bu. Gerçekten de şu an İslam dünyasındaki mezhep çatışmasının odağında yatan unsurlardan biri, mezheplerin din gibi algılanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken din sosyal bir realite olarak görüldü. Tekke ve zaviyelerin kapatılması o zamanki koşullarda bana göre çok ileri bir adımdı. Ama ne oldu, o ileri adım orada kaldı. Kimse kusura bakmasın şu anda devlet Türkiye'de resmen akıl düşmanlığı, bilim düşmanlığı yapıyor."
Prof. Dr. Onat, Türkiye'den IŞİD saflarına savaşmaya giden insanların sayısının 2 ay önceki kayıtlara göre 3 bin civarında olduğunu anlatarak, şöyle devam etti: "
"Bunlar çok fazla konuşulmuyor. Kalkıp giden bazı genç kızlarımız da var. Bunlar 'cihat nikahı' adı altında oradaki sefillere seks kölesi olmaya gidiyorlar ve din adına gidiliyor. Bakın bunu söylemek yetmiyor, oturup düşünmek zorundayız. 'Türkiye'de IŞİD yok' diye düşünmeyin. Her mezhebin bir zihniyeti vardır ama her zihniyet bir mezhep değildir. Dolayısıyla 'IŞİD' dediğimiz oluşumun pratikte mezhep olarak karşılığı yoktur ama bir zihniyettir. Şiddetin arka planını biraz doğru okumamız gerekiyor."
-"IŞİD bu haliyle geçici bir süreç değil"
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hilmi Demir de IŞİD'in Ortadoğu'daki uzun sürede yaşanan gelişmelerin sonucu ortaya çıktığını bildirdi.
Özellikle Osmanlı'nın yıkılışıyla Ortadoğu'daki dengelerin ciddi anlamda bozulduğunu dile getiren Prof. Dr. Demir, şunları söyledi:
"IŞİD bu haliyle geçici bir süreç değil, benim öngörüm IŞİD'in kalıcı olacağı şeklinde. Nasıl Afganistan'da Taliban 1980'de bölgeye yerleşti. Şu anda bir gerçek olarak duruyor ve büyük devletler Taliban ile masaya oturuyorlar. Eğer Ortadoğu coğrafyasındaki dini politik çekişmeler ve buna ilişkin süreçler ciddi şekilde kontrol edilemezse büyük ihtimal IŞİD ve IŞİD'e bağlı örgütler de bölgede yerleşecekler ve uzun süre bu coğrafyada istikrarsızlığın ana kaynağı olacaklar. 19 yüzyıldan itibaren Şiilik ve Selefilik olarak iki güç ortaya çıktı. Ortadoğu'da bütün olup biten aslında bu iki gücün rekabeti ve küresel aktörlerin bunların aracılığıyla Ortadoğu'da istikrarsızlığı bir politika olarak benimsemelerinden kaynaklanıyor. O nedenle bu süreç bozulmadığı sürece IŞİD devam edecek."
Panelde, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Recep Kılıç ve Cemal Tosun da birer sunum yaptı. - Eskişehir