Evlilik Müessesini Devam Ettirecek Kurumsal Çalışmalar Yapılmalı"
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ataoğlu: "Kadınlarımız artık sosyal hayatta etkin rol alıyor.
ÖMER ÜRER - Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ataoğlu, kadınların sosyal hayatta daha etkin rol aldığını, bunun eşler arasında yanlış anlaşılmalara yol açabildiğini belirterek, "STK'lar devreye girmeli ve devletin katkısıyla evlilik müessesini devam ettirecek kurumsal çalışmalar yapılmalıdır" dedi.
Ataoğlu, AA muhabirine, Türkiye'deki kadın cinayetlerin birçok boyutu bulunduğunu kaydederek, aile düzeninin eskisi gibi olmadığını savundu.
"Kadınlarımız artık sosyal hayatta etkin rol alıyor" diyen Ataoğlu, şunları söyledi:
"Bunlar eşler arasında yanlış anlaşılmalara neden oluyor. Eşler, annesi nasılsa karısının da öyle olmasını istiyor. Diğer yandan eşinin çalışmasını istiyor çünkü ekonomik anlamda ailede tek kişinin çalışması yetmiyor. Kadın çalışmaya başlayınca sosyal çevresi artıyor ve bu, tam anlamıyla sorun yaşatıyor. Eşinin çalışmaya başlamasıyla erkek, karısının sosyal hayata karışmasını kaldıramıyor, farklı beklentiler içine giriyor ve bu, tartışmalara neden oluyor hatta cinayetlere kadar varıyor."
Müdahaleci davranış sergileyen eşlerin birçoğunda kişilik bozukluğu olduğuna dikkati çeken Ataoğlu, geçmişte büyüklerin çiftler üzerinde daha etkin, bu gibi durumlarda müdahale gücü bulunduğunu anlattı.
Çiftlerin artık büyüklerin tecrübesinden "hakem" gibi yararlanamadığına işaret eden Ataoğlu, "Büyükler artık gençlere yardımcı olamıyor. Gençler, sorunlarıyla baş başa kalıyor. Öfke ve duygularını kullanarak sorunlarını büyütebiliyorlar" dedi.
"Bu, bir devlet meselesidir"
Son yıllarda boşanmaların arttığını vurgulayan Ataoğlu, konunun sadece devlet meselesi algılanmaması gerektiğini, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğini savundu.
Ataoğlu, şöyle devam etti:
"STK'lar devreye girmeli ve devletin katkısıyla evlilik müessesini devam ettirecek kurumsal çalışmalar yapılmalıdır. Toplumun tabanına inecek, sorunları çözecek ortak kurumlar belirlenmelidir. Bu kurumların içinde toplumun her tabanından insanlar bulunmalıdır. Din adamı gibi, iş adamı, psikolog, öğretmen, sosyolog, hekim, esnaf, çalışmayan bayan... Yerelde toplumun bütün katmalarını barındıran bu grubun oluşturulması gerekli. Bu grubun semtlerde ve belirli nüfusa sahip yerlerde sorun çözmek için danışman olarak hizmet vermesi sağlanmalıdır.
Gençlerin sorunlarına bu toplulukla öncülük edilebilir. Bu, sadece profesyonellerin yapacağı iş değildir. Evliliğini yürütebilen, başarılı olmuş çiftlerin de deneyimlerini gençlerle paylaşmasıyla çözülebilir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının gerçekten çok işi var ve gelecekte daha da çok olacak."
- "Sosyal medya büyük etken"
Rekabetçi ortamda televizyonları "şu veya bu şekilde program yap" diye yönlendirmenin zor olduğuna dikkati çeken Ataoğlu, medyanın izleyicilerin dikkatini çekecek programlar yapmaya çalıştığını söyledi.
Toplumun değerlerini yansıtacak programlara ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Ataoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özendirici desteklerle bu tip dizilerin, programların yapılması gerekir. Dağılmak üzere evlilikler rehberlikle düzeltilebilir. Sosyal medya, ev iletişim teknolojisinin hem olumlu hem de olumsuz yönleri var. Önemli olan ortak bilinç oluşturmak. Sağlıklı aile ortamı yaratmamız ve gelecek nesillere daha iyi ortam hazırlamamız gerekli. Daha doğru düşünen nesiller ortaya koyabilmemiz, daha çalışkan, üretken nesiller oluşturabilmemiz lazım. Yoksa onun dışında daha çok cinselliği, zevk ve hazzı ön plana çıkararak hayat tarzı olmaz ve bu, mutluluk vermez insana. Hayat bütündür, hepsini dengeli şekle getirmemiz lazım." - Düzce