Başkan Özgen'den, TKKP 27'inci genel kurulu sonrası değerlendirme
Bilecik Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen, katıldığı Türkiye Kent Konseyleri Platformunun (TKKP) 27'inci genel kurulunda, iklim krizi politikalarının üretilmesi ve uygulanmasında merkezi ve yerel yönetim başta olmak üzere tüm paydaşların sürece katılmalarının sağlanması konularına...
Bilecik Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen, katıldığı Türkiye Kent Konseyleri Platformunun (TKKP) 27'inci genel kurulunda, iklim krizi politikalarının üretilmesi ve uygulanmasında merkezi ve yerel yönetim başta olmak üzere tüm paydaşların sürece katılmalarının sağlanması konularına değinildiğini söyledi.
Bilecik Kent Konseyi Başkanı Seyfi Özgen ve Bilecik Kent Konseyi Genel Sekreteri Tolga Dedeoğlu Edirne'de düzenlenen TKKP 27'inci genel kuruluna katıldı. Kurul sonrası bir değerlendirme yapan Başkan Özgen, "Bizler için çok verimli geçen kurultayda Namık Kemal Üniversitesi'nden Prof. Dr. Halim Orta, 'İklim Krizi ve Kır', Trakya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mahmut Güler 'İklim Krizi ve Kent', MAREM'den Levent Artüz 'İklim Krizi ve Denizler' konulu sunumlarını gerçekleştirmişlerdir. İklimdeki değişimin krize evrilmesinin üretim tarzından kaynaklandığı ortaya konmuştur. Üç uzmanın da üzerinde durduğu en önemli nokta; iklim krizinin yıkıcı etkilerinin artık uzak bir zamanda olmayacağı, gündelik hayatımızın içerisinde olduğu ve bir an önce harekete geçilmesi gerekliliğidir. Konuşmalarda iki ana eksen ortaya çıkmıştır; iklim krizine sebep olan üretim faaliyetlerinin toplumsal yarar lehine düzenlenmesi, iklim krizinden kaynaklanan afet gibi durumların risklerini en aza indirecek politikaların üretilmesi. Derin deniz deşarjları, sanayi kirliliği, doğru yöntemlerle arıtılmayıp bertaraf edilmeyen atıklar, endüstriyel tarım uygulamaları, ranta dayalı kentleşme politikaları gibi insan kaynaklı uygulamaların küresel ısınma ve iklim krizinin temelinde yer aldığı vurgulanmıştır. Bu bağlamda Kyoto Protokolü, Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin uygulanması için ulusal ve yerel mekanizmaların geliştirilmesi ve küresel ısınmaya yol açan faaliyetlerin kısıtlanması üzerinde durulmuştur. İklim krizinin sonuçlarının izleneceği milli kuraklık merkezinin kurulması, konvansiyonel tarım yerine onarıcı ve pulluksuz tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kullanımında farkındalık oluşturrulması, iklim krizi politikalarının üretilmesi ve uygulanmasında merkezi ve yerel yönetim başta olmak üzere tüm paydaşların sürece katılmalarının sağlanması konularına değinilmiştir. Bu bağlamda kent konseylerinin, iklim krizinin gerek sebeplerinin azaltılması gerekse de sonuçlarıyla mücadelede sivil toplum üzerinden kilit rolde olduğu ortadadır" dedi. - BİLECİK