Hipotiroidi Kadınlarda Erkeklere Göre 8-10 Kat Daha Fazla Görülüyor
Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Yardım, en önemli belirtileri yorgunluk, halsizlik, kilo alma, kilo verememe, soğuğa tahammülsüzlük, cilt kuruluğu, saç dökülmesi olan ve Tiroid hormonlarının (T4,T3) eksikliğine bağlı oluşan hipotiroidi hastalığının hayat kalitesini ciddi oranda düşürdüğü için bu hastalığı erken tanımak ve hastalığa karşı önlem almak gerektiğini belirterek, “Hipotiroidi, kadınlarda erkeklere göre 8-10 kat daha fazla görülmektedir” dedi.
Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Yardım, en önemli belirtileri yorgunluk, halsizlik, kilo alma, kilo verememe, soğuğa tahammülsüzlük, cilt kuruluğu, saç dökülmesi olan ve Tiroid hormonlarının (T4,T3) eksikliğine bağlı oluşan hipotiroidi hastalığının hayat kalitesini ciddi oranda düşürdüğü için bu hastalığı erken tanımak ve hastalığa karşı önlem almak gerektiğini belirterek, "Hipotiroidi, kadınlarda erkeklere göre 8-10 kat daha fazla görülmektedir" dedi.
Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Yardım, hipotiroidi hastalığı hakkında yaptığı açıklamada, "Düzenli bir diyet ve spor yapmanıza rağmen kilo veremiyorsanız hormanal kökenli kilo kazanımlarından birine sahip olabilirsiniz. Bunlardan en önemlisi de hipotiroidi hastalığıdır. Hipotiroidinin en önemli nedeni vücudun kendini yanlış algılaması sonucu oluşur. Vücut kendi dokularına bilinmeyen nedenlerle yabancılaşıyor ve bu 'yabancı' dokuyu bağışıklık sistemiyle vücuttan uzaklaştırmaya yönelik girişimler yapıyor. Bu doğrultuda bağışıklık sistemi vücudun aslında sağlam olan tiroid bezini tahrip ediyor ve işlevlerini daha az yapar hale gelmesine yol açıyor" diye konuştu.
HİPOTİROİDİ HASTALIĞININ ÇEŞİTLERİ
Hipotiroidi hastalığının en sık rastlanan sebebinin, tiroid bezinin kendisinde olan bir problem nedeniyle yeteri kadar tiroid hormonu üretememesinden kaynaklandığını ifade eden Uz. Dr. Hasan Yardım, "Buna 'primer hipotiroidi' denir. Tiroid bezinin fonksiyonlarını kontrol eden vücudun diğer kısımlarında sorun bulunmaz. Salgıladıkları hormonlarla tiroid bezi fonksiyonlarını kontrol eden hipofiz veya hipotalamus gibi beyin kaynaklı hipotiroidilere ( sekonder ve tersiyer ) ise çok daha az rastlanır" şeklinde konuştu.
HİPOTİROİDİ'NİN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ
"Hashimoto tiroidit ya da otoimmün tiroidit en sık görülen nedendir. Burada vücut, tiroid antijenlerini yabancı olarak kabul ederek uzun süreli bir bağışıklık reaksiyonu oluşturur. Bu da zaman içerisinde tiroid bezinin tahrip olmasına yol açar" diyen Uz. Dr. Yardım, şunları söyledi:
"Nedeni tam olarak bilinmiyor bununla birlikte Kalıtsal özellikler etkili olabilmektedir. Anne veya babasında tiroid hastalığı olduğu bilinen çocukların hashimoto tiroidit /otoimmün tiroidit açısından araştırılmaları gerekebilir. Hipotiroidinin diğer nedenleri arasında doğum sonrası oluşan tiroid bezi iltihabı, bazı bölgelerde görülen iyot eksikliği, tiroid bezinin fazla hormon ürettiği bazı hastalıklarda kullanılan radyoaktif iyot tedavisi ve tiroid bezinin ameliyatla çıkarılması sayılabilir. Kalp hastalıklarının kullandığı cordarone, bazı psikiyatri hastalarının kullandığı lityum isimli ilaçlar gene hepatit hastalarında kullanılan inteferon veya interlökin-2 gibi ilaçlar tiroid bezi yetmezliğine yol açabilir. Kanser nedeniyle baş ve boyun bölgesine uygulanan radyoterapi (ışın tedavisi) sonrası hastaların yüzde 25'inde tiroid bezi yetmezliği gelişebilmektedir. Beyinden tiroid bezine tiroid hormonu salgılatan hipofiz bezi kaynaklı hastalıklarda, hipofiz bezinin salgıladığı TSH hormonu salgılanmasında yetersizlik sonucu tiroid bezi yeterince uyarılamaz dolayısıyla yeterli tiroid hormon salgılayamaz ve tiroid bezi yetmezliği hasıl olur."
"KADINLARDA ERKEKLERE GÖRE 8-10 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLMEKTEDİR"
Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Yardım, "Ailesinde otoimmün tiroid hastalığı (Graves hastalığı ya da Haşimato hastalığı) olanlar. Kadınlarda erkeklere göre 8-10 kat daha fazla görülmektedir Özellikle gebelikte, doğumdan sonraki ilk yılda ve menopoz döneminde kadınlarda hipotiroidi sıklığı fazladır. Kadınlarda özellikle 50 yaşın üzerinde tiroid yetmezliği sıklığı artar. 70 yaşın üzerindeki kadınların yüzde 15'inde hipotiroidi vardır. Erkeklerde ise 60 yaşın üzerinde daha fazla görülür. Daha önceden tiroid hastalığı veya tiroid ameliyatı geçirenler. Ameliyat olanlarda yeteri kadar hormon yapacak tiroid bezi kalmayınca hipotiroidi gelişir. Guatrı olanlarda (tiroid bezi boyutları normalden büyük olanlarda) hipotiroidi gelişme riski fazladır. Şeker hastalarının yüzde 10'unda Hashimoto hastalığı ve buna bağlı hipotiroidi gelişir. Doğum yapan şeker hastalarının yüzde 25'inde tiroid bezi iltihabı ve buna bağlı tiroid yetmezliği ortaya çıkmaktadır. Otoimmün hastalığı olanlarda, vücudun kendi organlarını tahrip etmesiyle ortaya çıkan böbreküstü bezi yetmezliği (addison), saçlarda belirli bölgelerde dökülme/saçkıran (alopesi), deride renksiz bazı alanlar olması (vitiligo) ve tip 1 şeker hastalığı gibi hastalığı olan kişilerde tiroid bezi yetmezliği daha fazla görülür. Demans veya depresyonu olanlar, Manik-depresif hastalığı olanlarda hipotiroidi daha sık görülebilmektedir. Bazı ilaçlar kullananlar, bazı psikyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılan lityum ilacı guatr ve hipotiroidizm gelişmesine neden olabilir. Lityum kullanan hastaların yüzde 5'inde tam tiroid yetmezliği, yüzde 25'inde hafif tiroid yetmezliği gelişmektedir. Kalp ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan cordarone (amiodaron) ilacı da tiroid bezi yetmezliğine neden olabilmektedir. Kolesterolü yüksek olanlar. Hipotiroidisi bulunan hastalarda kan kolesterolü yükselir. Bu nedenle kolesterolü yüksek kişilerde tiroid hormon tetkiki yapılması önerilir. Gebe kalamayan kadınlarda tiroid bezi yetmezliği olabilir. Hipotiroidi yumurtlamayı engeller. Bu tür kadınlarda tiroid hormon tarama testi (TSH) yapılmalıdır" şeklinde bilgi verdi.
DOĞUMSAL HİPOTİROİDİ
Yeni doğan bebeklerde de görüldüğüne dikkat çeken Uz. Dr. Hasan Yardım, "Doğumsal olarak tiroid bezinin olmaması veya tiroid hormonları yapımında etkili olan enzimlerin yetersizliği gibi yapısal bir bozukluktan, iyod eksikliğinden veya gebelik sırasında annede görülen geçici veya kalıcı otoimmün tiroid hastalığından kaynaklanabilmektedir. Tiroid hormonları bebeğin özellikle beyin ve sinir sistemi gelişiminde çok önemli rol oynadığı için gebelikte annede saptanan tiroid hastalıklarının tedavisi hayati öneme sahiptir. Tedavi edilmeyen hastalarda ciddi zeka gerilikleri ve asimetrik cücelikler ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de doğumdan sonra tüm çocuklarda tiroid hormon tetkikleri yapmaktadır" diye konuştu.
HİPOTİROİDİ BELİRTİLERİ
Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Hasan Yardım, hipotiroidi hastalığının belirtilerini şöyle açıkladı:
"İlk bulgu fiziksel ve mental aktivitede yavaşlamadır. Hareketlerde azalma, konuşmada yavaşlama görülebilir. Hastalığın başlangıcında hastalık bulguları belirgin olmayabilir. Aşırı halsizlik ve sürekli uyku hali, kilo artışı, iştah azalması, konsantrasyon bozukluğu, depresyona eğilim, saç dökülmesi, soğuk hassasiyeti, cilt kuruluğu, kabızlık, göz kapaklarında şişme, adet düzensizlikleri ve kas ağrıları en sık görülen belirtilerdir. Cinsel isteksizlik hali, doğurganlığın azalması ve düşük yapma gibi bulgulara da rastlanabilir. Çabuk yorulma, ciltte kuruluk, unutkanlık, uykuya eğilim, ani kilo alma, düzenli diyet ve spora rağmen kilo verememe, ani öfke patlamaları, saç dökülmesi, uykusuzluk."
TANIDA KULLANILAN TESTLER
Hipotiroidi hastalığının tanısında kullanılan testlerle ilgili bilgi veren Uz. Dr. Yardım, "Tiroid bezi hormonları olan T3 ve T4 ve hipofiz bezi tarafından salgılanan TSH hormonu, tiroid bezinin fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılır. Tiroid bezine karşı üretilen antikorlar (AntiTiroglobülin, AntiTPO) ve tiroid ultrasonografisi de yardımcı tanı testleridir. TSH testi dünyada ve ülkemizde tarama testi olarak önerilmekte ve kullanılmaktadır, testin anormal olması halinde diğer yardımcı testlere başvurulur. TSH testiniz 4,5'tan fazlaysa tiroid bezinizde bir problem var demektir. Hastalığın sık görülen bir hastalık olması, tanısının kolay konması, tanıya yönelik test yöntemlerinin ucuz ve oldukça hassas olması ve de kolay tedavi edilebilir olması nedeniyle günümüzde hiçbir şikayet olmasa dahi 30 yaşından itibaren 5 yılda bir, 55 yaşından sonra iki yılda bir TSH testi ölçümüyle tarama yapılması önerilmektedir. Yukarda bahsedilen risk faktörlerine sahip bireylerde ve hemen her tür hormonal bozukluk şüphesinde yapılan incelemelere TSH ölçümünün de eklenmesi hastalığın tanısı açısından elzemdir" dedi.
HİPOTİROİDİ TEDAVİSİ
Hastalığa yol açan sebebin tespit edilmesinin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Uz. Dr. Yardım, "Otoimmün tiroiditte tiroid bezi yıllar içerisinde tahrip olduğu için yeterli hormonu üretemez. Bu durumda hormonların ömür boyu alınması gerekir. Buna yerine koyma tedavisi de denir; başka bir ifadeyle, tiroid hormonu bir ilaç değildir, normalde herkeste bulunan bir hormondur. Tedavi bu hormonun eksikliğini giderir. Tedaviye genellikle düşük dozlarda hormon ile başlanır. Tiroid hormonları metabolizmayı hızlandıran hormonlar olduğu için özellikle kalp hastalarında riskli olabilir. Bu hastalarda alınan yüksek dozlar hayati tehlike yaratabilir. Hormon dozu kademeli olarak arttırılır, ideal kan değerlerine 1-2 aylık süre içerisinde ulaşması hedeflenir. Hastaya göre değişmekle birlikte genellikle 2-3 aylık aralıklarla doz ayarlanması için kan testlerinin yapılması gerekir. Değerler ideal düzeylere ulaştıktan sonra, bu aralıklar arttırılarak 6-12 aya kadar da uzatılabilir" ifadelerine yer verdi.
"HİPOTİROİDİ GENELLİKLE ÖMÜR BOYU TEDAVİ GEREKTİRİR"
Uz. Dr. Yardım, "Çoğunlukla kalıcı bir hastalıktır ve ömür boyu dışarıdan hormon tedavisi almayı gerektirir. Bazı hastalıklarda (Sessiz lenfositik tiroidit, Subakut tiroidit gibi) tiroid bezi kalıcı olarak tahrip olmadığı için oluşan hastalık geçicidir dolayısıyla hipotiroidi de geçici olarak görülebilir" şeklinde konuştu.
BESLENMENİN HİPOTİROİDİYE VE HORMON DEĞERLERİNE ETKİSİ
Tiroid hormonlarının (T3 ve T4) iyot içerdiğine dikkat çeken Uz. Dr. Yardım, "Yeterli iyot almayan kişilerde, deniz ürünlerinin tüketilmediği coğrafi bölgelerde yaşayan kişilerde iyot eksikliğine bağlı hipotiroidi ve de guatr görülebilir. Bu bölgelerde içme suyuna sofra tuzuna hatta süte iyot eklenerek guatr gelişimi önlenebilir. Buna karşın oipotiroidinin en sık nedeni olan otoimmün tiroiditlerde beslenmenin herhangi bir etkisi saptanmamıştır. Dolayısıyla beslenmede yapılan herhangi bir değişiklik de hastalığın gerilemesinde ya da tedavisinde rol oynamaz. Tedavide verilen tiroid hormonları ile hastalığa ait belirtiler ortadan kaybolur ve anormal kan değerleri normale döner. Belirli süre hormon kullanılması hastalığı ortadan kaldırmaz. Daha öncede vurgulandığı gibi tedavi ömür boyu devam etmelidir" dedi. - TEKİRDAĞ