İlkokulda Başlayan Resim Merakı, Hattat Yaptı
Samsun'da yaşayan avukat Halil İbrahim Alperen, ilkokul yıllarında başlayan resim merakını hat sanatıyla buluşturarak, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan sayılı hattatlardan biri oldu Alperen: "İlkokulda başlayan resim yapma karikatür çizme, yazı yazma merakım vardı.
FATMA KALAY - Samsun'da yaşayan Halil İbrahim Alperen, ilkokul yıllarında başlayan resim merakını hat sanatıyla buluşturarak, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan sayılı hattatlardan biri oldu.
İlkokul yıllarında resim yapma, karikatür çizme ve güzel yazı yazma merakı olan Alperen, hukuk fakültesini bitirip avukat olduktan sonra İstanbul'da yaşamaya başladı. Mesleğini sürdürürken bir taraftan da hat sanatına yönelen Alperen, ebru yapmayı da öğrendi.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan 45 yaşındaki Alperen, Samsun'da bir kamu kurumunda avukatlık görevini yürüttüğünü söyledi.
Alperen, "Bu sanatları İstanbul'da öğrendim ama öncesi ilkokulda başlayan resim yapma, karikatür çizme, yazı yazma merakım vardı. Öğrencilik sonrası İstanbul'a gidince avukatlık yaparken bu sanatlara başladım. Özellikle hat sanatında sülüs ve nesih dallarında icazet aldım. Ebru sanatını da öğrendim" dedi.
Samsun'da hat ve ebru dersleri verdiğini anlatan Alperen, şöyle konuştu:
"Karadeniz sahilinde yaşayan tek hattatım. Bu sanatın merkezi İstanbul. Dünyada da bu sanatın bir numaralı merkezi İstanbul. Anadolu'daki sanatçıların birçoğu da İstanbul'dan gitmedir. Eserlerimin sayısını bilmiyorum ama 500 olmuştur. 30'a yakın sergi açtım."
"Eşimle aynı tabloda buluştuk"
Alperen, 15 yıldır hat sanatını icra ettiğini belirterek, "Yazı sanatını öğrenirken eşim Mevlüde de tezhip sanatını öğrendi. Aynı tabloda buluştuk. Eşim de 10 yıldır tezhip sanatıyla ilgileniyor. Benim yaptığım tabloların kenarlarını süslüyor" ifadelerini kullandı.
Hat sanatına Osmanlı devletinin büyük hizmet verdiğini vurgulayan Alperen, Osmanlı hattatlarının bu sanatı zirveye çıkardığını anlattı.
Ebruda kök ve pigment boyaların kullanıldığını, hatta "is mürekkebi" denilen klasik hat mürekkebi kullanıldığını vurgulayan Alperen, şunları kaydetti:
"Osmanlı'da camilerin is odaları vardı. Elektriğin olmadığı zamanda mumdan çıkan isler bir hava akımı ile caminin arka tarafında bir odada birikiyor, daha sonra oradan mürekkepçiler tarafından alınarak Arap zamkıyla tokmaklanıp mürekkep haline getiriliyordu. Bu mürekkep şimdilerde teknolojik olarak da yapılabiliyor. İs mürekkebi asırlar boyunca dayanabiliyor. Bugünkü el yazmalarının büyük çoğunluğu bu mürekkeple yazılmıştır. Ayrıca kullandığımız kağıtlar da aharlı kağıttır." - Samsun