IŞİD'e Karşı Sınırda Nöbet Başladı
IŞİD'in Kobanê'ye saldırılarını arttırması üzerine Suruç'ta toplanan HDP ve BDP'liler sınıra kadar yürüyüş düzenledi.
Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) yeni hedefi Suriye'nin kuzeybatısındaki Kobani kenti. Suriyeli Kürtler'in Rojava olarak adlandırdığı bölgenin batısındaki kent, yaklaşık iki yıldır Suriyeli Kürtler'in elinde ve hemen hemen hiçbir çatışma yaşanmıyordu. Suriye'nin diğer kentlerine göre daha huzurlu olduğu içinde 200 binlik nüfusu iki yılda 800 bini buldu. Ortadoğu'da saldırılarını ve ele geçirdiği yerleri hızla arttıran IŞİD bu kez Kobani'nin doğu ve batısındaki köylere saldırı düzenlemeye başladı. Yedi gündür devam eden saldırılarda her iki taraf da ağır kayıplar veriyor. HDP, BDP ve KCK IŞİD'in Türkiye'den beslendiğini ve yardım gördüğünü iddia ederek söylemlerine ve eylemlerine buna göre geliştirdi. KCK yaptığı açıklamada seferberlik ilan ederken, HDP ve BDP'nin seçilmişleri de protesto amaçlı Suruç'tan Kobani sınırına yürüdü.
IŞİD TANKLARLA SALDIRIYOR
Çatışma bölgesinde bulunan İMC TV muhabiri Barzan İso, "Saldırılar yedinci gününe girdi. IŞİD batı ve doğu sınırlarından havan topları ve ağır silahlarla saldırıyor. Ellerinde Irak'tan getirdikleri 10 tank da var. Bugün Kobani'de binlerce kişi yürüyüş yaparak YPG'ye destek verdi. Yalnız onlar değil, Kobani köylerinde yaşayan insanlar da IŞİD saldırılarına karşı YPG'nin yanında yer alıyor" dedi. Barzan İso, yedi gündür devam eden çatışmalarda 29 YPG'li ile 50'nin üzerinde IŞİD militanının öldüğünü söyledi.
SALİH MÜSLİM: TÜRKİYE'NİN IŞİD'LE İŞBİRLİĞİ YAPTIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
PKK'ye yakınlığıyla bilinen PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim, IŞİD'le Türkiye arasında bir ilişki olduğunu öne sürdü. MedNuçe Televizyonu'nda bir programa katılan Müslim, "Şu an Kobani'deki saldırının olduğu bölgeye bu kadar silahı aktarmak kolay değil. Saldırı bölgesine giden yolda bir köprü var ve tek geçiş yeri orası. Ancak yüzlerce IŞİD üyesi, ağır silahlarıyla arkadaşlarımızın bulunduğu bölgeye arkadan geliyorlar. Yani ya Türkiye'den gelmişler veya Türkiye topraklarına girip oradan gelmişler. Çünkü başka yol yok. Biz, Türkiye devleti içinde bazı kurumların bu çetelerle işbirliği yaptığını düşünüyoruz" dedi.
KCK, KÜRT HALKINI DİRENİŞE ÇAĞIRDI
IŞİD saldırılarıyla ilgili bir açıklama da Kandil'den geldi. KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, tüm Kürtleri Kobani'yi savunmaya çağırdı. KCK'dan yapılan açıklamada "Tüm gerici güçler, bu nedenle Rojava devrimine saldırmaktadır. IŞİD çete örgütünün Kobani'ye yönelik geliştirdiği son saldırılar, tam da böyle bir strateji doğrultusunda olmaktadır. Kobani'nin düşürülmesiyle, Rojava devriminin tasfiyesi hesaplanmaktadır. Bu temelde Rojava devriminin tasfiyesinden sonra, Güney Kürdistan hedeflenecektir" denildi.
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı açıklamanın devamında tüm Kürt halkı ile örgütlerini Kobani halkı ile birlikte direnişe katılmaya çağırarak şöyle dedi: "Bu temelde yiğit Kürt halkını, gençlerini ve kadınlarını direnen Kobani halkıyla birlikte mücadeleye çağırırken, tüm Kürt örgüt ve guruplarını da ulusal birlik ve özgürlük ruhuyla Kobani direnişine destek olmaya ve yurtseverlik görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz."
SINIRIN BU TARAFINDAKİ KÖYLER DE ETKİLENİYOR
Bu arada Kobanê kentine bağlı Zaret köyüne yapılan saldırının ve IŞİD tarafından ele geçirilmesinin ardından karşısındaki Türkiye tarafında bulunan Ziyaret köyü sakinleri de tedirgin olmaya başladı. Bir kez IŞİD'in saldırısına uğradıklarını iddia eden köylüler, askerlerin "müdahale emrimiz yok" diyerek saldırıyı izlediğini söyledi.
İşgal edilmeden önce Rojava'daki Ziyareta Binxet'te yaşayan ve IŞİD saldırıları esnasında çok sayıda Rojavalı gibi ailesi ile tel örgüleri aşıp Türkiye'ye gelen 12 yaşındaki Mahmud Brahîm Hemmê, IŞİD'in Cerablus ve Zor Mixar istikametinden gelerek kendi köylerini de ele geçirdiğini belirtti. Brahim Hemmê gördükleri ve yaşadıklarını şöyle özetledi: "Köydeki her şeyi, hatta güvercinleri bile çalarak başka yere götürdüler. Hiç bir şey bırakmadılar. Bunların hepsi hırsız. Devlet kurmayı talep ettiklerini söylüyorlar. Hırsızlık yapanın başını keseceklerini söylüyorlar, kendileri hırsızlık yapıyor. Köye ait çalışmayan motosikletleri bile araçların arkasına yükleyerek götürdüler. İnsanların başını kesip, kanlı elleriyle gidip namaz kılıyorlar."
Sadettin Kılıç adlı Rojavalı çocuk ise "IŞİD çetecileri insan öldürenin cennete gideceğini söylüyorlar. İnsan öldüren hiç cennete gider mi" diye sordu.
Köyleri YPG kontrolündeyken hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını kaydeden Mehmet Kılıç da, IŞİD'in karşı taraftakı köye saldırdığı esnada kendi köylerinin de saldırıdan etkilendiğini ve askere durumu bildirdiklerinde "Müdahale etme emrimiz yok" şeklinde yanıt aldıklarını belirtti.
Köylerine sığınan Rojavalılarla kaldıklarını ifade eden Kılıç, "Gecenin hangi saatinde bize mermi sıkacaklar; korkusuyla kendi evlerimizde bile yatamıyoruz. O tarafa yönelen hayvanlarımıza bile kurşun sıkıyorlar. Köye girdikleri zaman o tarafta bulunan bütün evleri, evlerde bulunan eşyaları yağmalayıp talan ettiler" diyerek tedirginliklerini dile getirdi.
Yine sınıra yakın köydeki Müslüm Kılıç, köylerinin yüz metre ötede bulunan diğer parçasının IŞİD çetecilerinin elinde bulunması nedeniyle gündelik işlerini yapamadıklarını, tarlalarına gidemediklerini, çetecilerin her an kendi köylerine de saldırabileceği korkusuyla sürekli tedirgin olduklarını söyledi.
BAŞKAN ŞANSAL: KOBANİ DİĞER YANIMIZDIR
Suruç Belediye Eş Başkanı Orhan Şansal, saldırılara tepkili olan halkın kırılma noktasında olduğunu belirtti. Suruçluların artık yardımdan öte "ne yapabiliriz" konusunu tartıştığını kaydeden Şansal, "IŞİD'in bölgede yürüttüğü katliamlar, Kürt halkı üzerinde yürüttüğü saldırılar kuzeyde çok ciddi tepki görüyor. İnsanların bu yardım kampanyasının ötesinde 'Ne yapabiliriz, nasıl bir çalışma yürütebiliriz' noktasında tartışması yürütüyor. Türkiye sınırlarının burada kullanılıyor olması halk arasında çok ciddi tartışılıyor. Eğer bu iddia gerçekten doğru ise, halk bunu kabul etmeyeceğini beyan ediyor. Gerekirse sınırları kendilerinin koruyacağını, Rojava halkını bu noktada yalnız bırakmayacağını söylüyor. Pirsus (Suruç) ve Kobanî tek bir şehir gibidir. Birbirinden koparılması mümkün değildir." dedi.
KOBANÊ'YE DESTEK YÜRÜYÜŞÜ VE NÖBETİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyeleri, IŞİD militanlarının Rojava'ya bağlı Kobani kentine düzenlediği saldırıları protesto amaçlı Suruç'a geldi. HDP Eşgenel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP milletvekilleri Nursel Aydoğan, Faysal Sarıyıldız, Demir Çelik ve İbrahim Binici, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve yaklaşık bin kişi ilk etapta Suruç Belediyesi Kültür Merkezi bahçesinde toplandı. IŞİD'e karşı YPG'lilere destek vermek amacıyla yola çıkan BDP ve HDP seçilmişleri öncülüğündeki kalabalık çadır kurmak ve nöbet tutmak amacıyla sınıra doğru yola çıktı. Güvenlik güçlerinin çok sayıda zırhlı araçlarla önlem aldığı ilçede göstericiler "Kobanê halkımızın kahramanca direnişini selamlıyoruz" pankartı açtı. IŞİD'ı protesto eden YPG'lileri ise destekleyen sloganlar atan BDP ve HDP'liler, sloganlarla sınıra doğru yürüyüşe geçti. Nöbet çadırı kurmak üzere sınırda bulunan Ziyaret köyüne ilerleyen göstericiler, araçlarına PKK Lideri Abdullah Öcalan posterleri, YPG ve PKK flamaları asarken, "Bijî berxwedana YPG", "Bijî Serok Apo" ve "Bijî berxwedana Kobanê" sloganları attı.
YÜKSEKDAĞ: TÜRK HÜKÜMETİ BU TAVRINI DEĞİŞMELİ
Kobanê halkına destek veren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Gerici ve kıyıcı IŞİD çetesinin çok rahatlıkla lojistik üs olarak bu topraklara da sınırın ötesine de rahatlıkla gelip- gitme olanağına sahip oldular. Bu olanak doğrudan Türkiye devleti ve AKP hükümeti tarafından bu çetelere tanındı. Ancak aynı sınırlardan halklar geçemiyor. Her şeyden önce Türk devletinin bu tutumunu, savaşa ve katliama destek veren katliamın önünü açan, sivil halka dönük, bu insanlık suçuna imza atan tavrını derhal değiştirmesini istiyoruz" dedi.
Bu arada yürüyüş başlamadan önce gazetecilere kısa bir açıklama yapan Figen Yüksekdağ, Kobanê'nin çok acımasız ve karanlık bir ablukayla karşı karşıya olduğunu söyledi. Sivillere yönelik saldırıların gerçekleştiğini kaydeden Yüksekdağ, şöyle konuştu: "Kobani'de sivil halka yönelik saldırı yaşanıyor. Bizler de bugün onlara destek vermek amacıyla buradayız. Bu sınırlar bugüne kadar gerici çete güçleri tarafından bir anlam ifade etmedi. Sınırlardan rahatlıkla gelip geçtiler, silahlar taşındı. Çetelerin yaralıları tedavi edildi. Çok rahatlıkla lojistik üs olarak bu topraklara da sınırın ötesine de rahatlıkla gelip- gitme olanağına sahip oldular. Bu olanak doğrudan Türkiye devleti ve AKP hükümeti tarafından bu çetelere tanındı ve verildi. Ancak aynı sınırlardan halklar geçemiyor. Her şeyden önce Türk devletinin bu tutumunu, savaşa ve katliama destek veren katliamın önünü açan, sivil halka dönük, bu insanlık suçuna imza atan tavrını derhal değiştirmesini istiyoruz. Eğer bu sınırlar, egemen güçler tarafından savaşı savunanlar tarafından her gün kevgire çevrilebiliyorsa, halklara da asla bu sınırlar engel haline getirilmemesi gerekiyor. Edindiğimiz bilgiye göre; bu süreç içerisinde Türkiye sınırını birçok noktadan kullanıyorlar. İki gün önce aldığımız bilgiye göre Hatay'a yaralıların gidişi- gelişi oldu. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Hastanesi'ne yaralı IŞİD çetelerinin geldiği, tedavilerinin yapıldığı ve halen bunun devam ettiği bize gelen bilgiler arasında."
Öte yandan Ziyaret köyüne yaklaşık bir kilometre kala araçlarından inen HDP ve BDP'liler, sınır boyunca yürüyüşte geçti. Öcalan, PKK ve YPG lehine atılan sloganlarla yürüyüş yapan göstericiler, sınırda bir çadır kurup Kobanê'ye saldırılar son bulana kadar devam edecek nöbet başlattı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)