İYİ Parti'den Asgari Ücrete İtiraz: 'Açlık Sınırının Altında Kalacak'
İYİ Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan, 2025 asgari ücretinin açlık sınırının altında kalacağını belirterek hükümeti eleştirdi. Ekonomik durumun yönetim krizi olduğunu ifade eden Ulucan, yoksulluğun derinleştiğine dikkat çekti.
(ESKİŞEHİR) - İyi Parti Eskişehir İl Başkanı Serdar Ulucan, "Daha ikinci ayda açlık sınırının altına düşecek asgari ücretle, geri kalan 10 ayda milletimiz ne yapacaktır?" diyerek asgari ücret zammına tepki gösterdi.
İYİ Parti Eskişehir İl Başkanın Serdar Ulucan, 22 bin 104 lira olarak açıklanan 2025 asgari ücretini değerlendirdiği basın toplantısında asgari ücretin şubat ayında vatandaşın eline geçeceğini hatırlattı ve şubatta asgari ücretin açlık sınırının altında kalacağını vurguladı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun ekonomik kriz değil, yönetim ve iktidar krizi olduğunu söyleyen Ulucan, artık yoksulluğun değil, derin yoksulluğun konuşulduğunu ifade etti. Ulucan, emekliler ve memurlar için de durumun değişmeyeceğini belirterek, "Bir taraftan 'Merkez Bankası'nın kasası ağzına kadar dolu' diye övünen Saray iktidarı, iş emeklilere gelince 'paramız yok' diyerek tam bir yüzsüzlük ve yalancılık örneği göstermektedir" tepkisini gösterdi.
Serdar Ulucan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Fakirin sofrasını göremiyorsunuz"
"Bir kere daha anladık ki, Saray'ın penceresinden baktığınız zaman, fakirin sofrasını göremiyormuşsunuz. Yoksulluk sınırının 72 bin liraya dayandığı, enflasyonun ise TÜİK rakamlarına göre yüzde 47, gerçek rakamlara göre ise yüzde 70 seviyesinde seyrettiği AKP Türkiye'sinde, Saray Hükümeti, 17 bin 2 liralık asgari ücrete yüzde 30 zam yaparak, işçimize net 22 bin 104 lirayı reva görmüştür. Asgari ücret, şu anda 21 bin lira olan açlık sınırının biraz üzerindedir ki, işçilerimizin ilk maaşlarını ekseriyetle Şubat ayında alacağı düşünülürse, asgari ücret vatandaşın eline geçtiği zaman zaten açlık sınırının altında kalacak demektir. Üstelik yılbaşıyla birlikte gelecek olan KDV ve ÖTV zamları, akaryakıt ve elektrik zamları da düşünülürse, işçimize sadaka gibi verilen 5 bin liralık farkın, Şubat ayına kadar bile dayanması zordur.
"Diplomalı yoksul gençler yine çaresizce iş arayacak"
Türk milletinin kanını sülük gibi emen AKP iktidarı bir kere daha, tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz koyduğunu göstermiştir. Daha ikinci ayda açlık sınırının altına düşecek asgari ücretle, geri kalan 10 ayda milletimiz ne yapacaktır? Saraylarda zevki sefa içerisinde yaşayan yöneticilerimizde hiç mi vicdan kalmadığı ortadadır. Bir yandan 'asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz' diyen iktidar sahipleri, bir yandan dalga geçer gibi yüzde 30 zammı reva görmektedir. Asgari ücrete verilecek yüzde 30'luk sadaka zammı, maalesef emeklimize yapılacak zammın da habercisi olmuştur. Geldiğimiz noktada; emekli yine hakkını alamayacaktır. Memur yine ay sonunu göremeyecektir. Öğrenci yine tek öğünle günü geçirecek, işçi grev yasaklarıyla susturulacak, hastalar yine kuyrukta bekleyecek, diplomalı yoksul gençler yine çaresizce iş arayacak, anaların, babaların endişesi artarak devam edecektir.
"2025 bütçesi zulüm bütçesidir"
Kısaca 2025 zulüm bütçesinde; yandaşa güven, millete korku, yandaşa huzur, millete endişe, yandaşa zenginlik, millete yoksulluk, yolsuzluğa kaynak yaratma dışında bir şey yoktur. En acısı ise; vatandaşta yoksunluk duygusunu yerleşik hale getirmiştir. Yani bu bütçe ile hayatlarımızda yeniler değil yineler olacaktır. Bir taraftan 'Merkez Bankası'nın kasası ağzına kadar dolu' diye övünen Saray iktidarı, iş emeklilere gelince 'paramız yok' diyerek tam bir yüzsüzlük ve yalancılık örneği göstermektedir. Tüm Dünya'da gelişen ekonomik krizden kendilerine pay çıkarmaktadır.
"Bunun adı ekonomik kriz değil yönetim ve iktidar krizidir"
Bunun adı ekonomik kriz değil yönetim ve iktidar krizidir. Bu krizin acı reçetesini de vatandaş iktidara yazmıştır. Hesaplaşacağı günü beklemektedir. 101 sene önce Cumhuriyet kurmuş, 3 bin yıldır devlet sahibi olmuş bir milletin referansı gelişmiş toplumlardır. Afrika'yla kıyaslanacak halimiz yoktur. Yerli ve milli TOGG'un en düşük versiyonunu almak için asgari ücretlimiz 65 ay çalışırken Alman vatandaşı 16 ayda benzer aracı alabilmektedir. Asgari ücreti ülke genelinde referans ücret haline getirdiniz. Bir araba almak için aradaki fark dört yıl. Alman'ınki yerlilik de, bizimkisi Kızılderilik midir? Bu milleti siz, köleniz kulunuz mu zannetmektesinizdir? 22 yılın sonunda, Ülkemde artık yasaklar genel, özgürlükler istisna, yolsuzluklar sıradan, Yoksunluk duygusu olağan. Ülkenin yüzde 80'inin açlık sınırı altında olduğu dikkate alındığında artık yoksulluğu değil, derin yoksulluğu konuşuyoruz."