Haberler

Karneleri Değerlendiren Aileler Dikkat

Abone Ol

Özel Deva Hastanesi Psikolog Ayten Belemir Yavaşoğlu, diğer bütün performanslar gibi karnedeki duruma bakarak bir çocuğu değerlendirmenin, sadece sonuçtan yola çıkarak bir yargıya varmanın anne-babaları yanlış noktalara götürebileceğine dikkat çekti.

Özel Deva Hastanesi Psikolog Ayten Belemir Yavaşoğlu, diğer bütün performanslar gibi karnedeki duruma bakarak bir çocuğu değerlendirmenin, sadece sonuçtan yola çıkarak bir yargıya varmanın anne-babaları yanlış noktalara götürebileceğine dikkat çekti.

Karnenin, ilköğretim ve ortaöğretim eğitimi veren okullarda, her öğretim dönemi sonrasında öğrenciyi ve öğrenci velisini bilgilendirme amaçlı verilen, öğrencilerin ders başarı puanlamalarını gösteren belge olduğunu dile getiren Yavaşoğlu, "Peki, bundan ibaret midir? Ne yazık ki hayır. Bizdeki gelenek gereği, karne çocukların aileleri tarafından da değerlendirilmesine neden olur. Hatta her bir karne, sadece çocuğun öğrendiği derslere dair değil, adeta yaşam başarısına dair değerlendirmeymişçesine değer görmektedir. Dolayısıyla aldıkları her karne ile, çocuklarımızda "bu dönem dersleri nasıl öğrenmişim?" sorusuna değil, "ben nasıl biriyim?" sorusuna da yeni yanıtlar oluşturmaktadır. Yani alınan her karne ve her karne dönemi, çocuklarımızın kendileri ve kendi performans algılarında önemli değişiklikler yaratmaktadır" dedi.

ANNE-BABALAR DEĞERLENDİRMEYİ NASIL YAPMALI?

Anne-babaların dikkat etmesi gereken konuların başında çocuğun bireysel özellikleri, genel kapasitesi ve güçlü olduğu alanların gelmesi gerektiğini vurgulayan Yavaşoğlu, "Bunların iyi bilinmesi ve çocuğun başarısının aldığı notlara indirgenmemesi son derece önemlidir. Artık sadece bir tek zeka veya yetenek olmadığını biliyoruz. Bu nedenle, çocuğunuz, örneğin matematik dersinde zorlanmakta ise onun yeterince akıllı olmadığını düşünmek hatadır. Bir çocuğun sözel veya sayısal alanlara, müziğe, spora ya da doğa bilimlerine karşı bir eğilimi olabilir. Çok az kimse birçok değişik alana eşit derecede ilgi duyabilir, dolayısıyla da bazı alanlara doğası gereği kendini daha yakın hisseder, diğerlerini de mecbur olduğu için öğrenir. Ailelerin fark etmesi gereken çocuğun yatkınlığı ya da merakı olmadığı halde, bir konuda bir şeyler öğrenme konusunda ne kadar çaba gösterdiğidir. Çocuk o dersi önemser ve anlamak için elinden geleni yaparsa, çaba gösterirse artık getirdiği karne notunun pek de önemi kalmaz, kalmamalıdır" şeklinde konuştu.

EVDEKİ DEĞERLENDİRME NASIL OLMALI?

Öğretmenlerin, çocuğun okul başarısını değerlendirip verdikleri notların, bir de evde aileler ile birlikte değerlendirilmesi önemini belirten Yavaşoğlu, "Burada durum değerlendirmesi kavramı önemlidir. Çocukla, bir öğrenci olarak bulunmayı hayal ettiği konum konuşulur. Sonra çocuk bu konuma ulaşmak için neler yapması gerektiğini düşünür ve belki biraz da ailesinden fikir alır. Daha sonra bu ideal durumun sağlanması için sahip olunan destekler ve bu durumun önündeki engeller konuşulur. Bu engellerin aşılması için birlikte planlar yapılabilir. Bu konuşmanın sonunda, çocuğun kendi istediği gibi bir öğrenci olursa bunun kısa ve orta vadedeki sonuçlarının ne olacağı, bu planlarının dışına çıkarsa nelerle karşılaşacağı son derece net olmalıdır. Artık aile ve çocuk arasında varılmış bir anlaşma vardır ve aile çocuğun bu anlaşmayı unuttuğunu, ihmal ettiğini fark ettiği noktalarda, ödemek durumunda kalacağı bedelleri ona kısaca hatırlatır. Örneğin, çocuk ideal bir öğrenciyi, notları 3 olan, derslerde parmak kaldıran, öğretmenleriyle sorun yaşamayan biri olarak tanımlamışsa, önce, bu tablonun onun için tek olası durum mu olduğu tartışılmalıdır. Daha sonra da, bu hedeflerine ulaşmak için nelerin ona destek, nelerin engel olduğu saptanmalıdır. Örneğin, çocuk çok fazla televizyon seyrediyor olabilir, okuduğunu anlamakta zorlanıyor olabilir, sınıfta bir şey söylediğinde alay edilmekten korkuyor olabilir, kendini yazılı olarak daha iyi ifade ettiğini düşünüyor olabilir. Bu verilerin ciddiye alınması ve bunlara yönelik stratejiler oluşturulması önemlidir" dedi.

SONUÇ DEĞİL SÜREÇ ÖNEMLİDİR

Okul çağındaki hiçbir çocuk sadece öğrenci olmadığını, onun da herkes gibi birçok farklı yönü olduğunu söyleyen Yavaşoğlu, "Çocuğun her ne boyutta olursa olsun başarılarını fark etmek, bunları takdir etmek, öne çıkarmak onun kendine güvenini arttıracak, kendiyle gururlanmasını sağlayacaktır. Bu açıdan bakıldığında da, zayıf olduğu yönleri bir eksiklik olarak değil, geliştirilmesi gereken yönler olarak kabullenmesi daha kolay olacaktır. Unutulmamalıdır ki, sonuç değil süreç önemlidir. Çocuğa tüm geri bildirimler, sonuç için değil, içinde bulunduğu süreç için verilmelidir. Gösterdiği çabayı takdir etmek, bulduğu çözüm yollarını övmek, ona inanıldığını göstermek çok önemlidir. Karnelerin çocuğunuzun yaptıklarının sadece bir kısmını ölçtüğünü, her şey olmadıkları unutulmamalıdır" diye konuştu - GAZİANTEP

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Özel Deva Hastanesi Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title