Haberler

Kurum, 18 Yaşına Kadar En İyi Hizmeti Hedefliyor

Güncelleme:
Abone Ol

Şanlıurfa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Murat Demirkol, yetiştirme yurtlarında kalan çocuklara yönelik hizmetleri sıraladı.

Çocukların durumunu daha yakından takip etmek ve birinci ağızdan nasıl hizmet gördüklerini anlamak amacıyla Şanlıurfa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Murat Demirkol ile bir röportaj yaptık. İşte bir de kurum yetkilisinden devletin çocuklara yönelik yaklaşımı ve hizmetleri…

Yetiştirme yurdunda kalan bazı çocukların dışarı çıkmak istedikleri dışarı çıkmayınca da saldırgan tutumlar sergiledikleri (kendilerine jilet atma, diğer arkadaşlarına saldırma) şeklinde duyumlar alıyoruz. Zaman zaman yetiştirme yurtlarında kalan çocukların yetkililer tarafından fiziksel şiddete maruz kaldıkları, cinsel istismara maruz kaldıkları iddiaları geliyor. Sizin gözetiminizdeki çocuklarda böylesi durumlar yaşanıyor mu ya da böyle bir duyum alıyor musunuz?
Şanlıurfa Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü olarak yatılı hizmet verdiğimiz gruplardan bir kısmı da çocuk alanında hizmet vermiş olduğumuz çocuk yetiştirme yurdumuz ve çocuk yuvamız mevcut. Aynı zamanda bunun yanında 18 yaş altı, suç mağduru kız çocuklarımızın da kalmış oldukları Bakım Sosyal ve Rehabilitasyon Merkezimiz var. Zannedersem yuva ortamıyla ilintili değil de bakım sosyal ve rehabilitasyon merkezindeki çocuklarımıza yönelik bir iddia gündeme gelmiş olabilir. Bakım sosyal ve rehabilitasyon merkezinde kalan çocuklarımızın suç mağduru olmaları, can güvenliği tehdidi altında bulunmaları nedeniyle burada bulunan çocuklarımızın korunaklı bir ortamda hizmet almaları gerekiyor. Dolayısıyla bu çocuklarımız bize emanet edilmiş olan ve onların da rehabilitesinin gerçekleşmesi adına orada hizmet ürettiğimiz bir kurum. Buraya gelmiş olan çocuklarımızın hepsi maalesef istemediğimiz bir takım tutum ve davranışların sonucunda bizlere mahkemeler ve kolluk kuvvetleri muafiyetiyle getirilen çocuklardır. Bu çocukların yaşamış oldukları, bize gelmeden önceki yaşamış oldukları travma, başlarına gelen sıkıntıların bizim kurumlarımızda bu çocuklarımıza yönelik olarak rehabilitasyonu ve onların tekrar topluma kazandırılması amaçlanarak kurulmuş olan bir ortam orası. Dolayısıyla buraya gelen o çocuklarımızla ilgili her şeyden önce can güvenlikleri noktasında hayatlarını tehdit edici dış faktörlere karşı bu çocuklarımızı koruma felsefesiyle hareket ediyoruz.

Dışarıdaki tehlikelerden koruyabiliyor musunuz?
Bu çocuklarımızı kurum içerisinde rehabilite ederken çocuklarımızın dışarıdan kendilerini tehdit eden unsurlardan da soyutlanmaları gerekiyor. Bu aile fertlerinden birileri olabilir. Bu kendisini suça sürükleyen şahıslar olabiliyor. Aile ve sosyal politikaların bir amacı da çocukların yüksek yararına olabilecek hizmet modeli ne ise onu ortaya koymaktır. Bu tür çocuklarımızın sosyal hayata yeniden kazandırılmasıyla kendilerine yönelik kontrollü bir şekilde psikologlarımız tarafından, sosyal hizmet uzmanlarımız tarafından değişik eğitimler verilmektedir. Gerek kurum içerisinde bu eğitimler kendilerine verilmekte gerekse de kontrollü bir şekilde diğer kamu kurum kuruluşlarının sunduğu hizmetlerden de faydalanmaları sağlanmaktadır. Çocuklarımızın daha sonra hayata atıldıklarında eğitim boyutunda yarım bırakmış oldukları bir pozisyon varsa eğitimlerini tamamlamalarını sağlıyoruz. Bunu ya Milli Eğitim Bakanlığı'mıza ait olan örgün okullarda gerçekleştiriyoruz ya da açık öğretim tarzı okullarda devamlarını sağlayarak eğitimlerini tamamlamalarını sağlamak en büyük faktörümüz. Yine kurumun içerisinde değişik meslek edindirme kursları düzenleyerek bu çocuklarımızın hayata hazırlanmalarını, bir meslek ve iş edinmelerini amaçlıyoruz.

Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmadınız mı?
Burada bulunan çocuklarımız burada kaldıkları sürece can güvenlikleri olmak üzere, çocuklarımızın hayata atılması noktasında özverili bir çalışma içerisinde arkadaşlarımız gayretlerini yürütürken, bu çocuklarımızın çocuk olması dolayısıyla kendileri için tehdit oluşturacak unsurların farkında olmamalarının vermiş olduğu bir tedirginlikle veya dışarı hayata karşı olan özentileri noktasında kendilerine tehdit oluşturacak sıkıntılardan haberdar olmadıkları için belki de bir koz olarak bizlere karşı kullanıyor olabilirler. Ama o ortamda bulunan çocuklarımızı tamamen bir hapis hayatı içinde barındırmıyoruz. Başlarında grup sorumlusu hocamızla, psikolog ve sosyal çalışmacılarımızla kendileri için kontrollü bir şekilde çarşı izinleri veya değişik tatil mekanlarında sosyal aktivitelerle planlanmakta ve gerçekleştirilmektedir. Kurumumuz Türkiye standartlarının üzerinde hizmet vermektedir. Bu ortama dahil olmuş yeni çocuklarımız belki ilk başta bu tür sıkıntılar yaşamakla birlikte ileriki aşamalarda yapılan rehabilitasyon çalışmalarına etkin bir şekilde katılım sergilemekteler, halihazırda kurumda bulunan çocuklarımızla ilgili bugüne kadar herhangi bir sıkıntı veya herhangi bir olumsuzluk görmedik ve bu konuda herhangi bir işlem içerisine girmediğimizi söylemek istiyorum.

Saldırgan tutum gösteren çocukları ayrı mı tutuyorsunuz?
Evet, ayrı tutuyoruz.

Kaç çocuk var böyle tutum gösteren?
Bu şekilde kurumumuz bakımında olan 35 tane çocuğumuz var. Bu çocuklar bizim için gerçekten geleceğimizi şekillendirecek çocuklar olması hasebiyle çok önemli ve bu çocukların kendi ayakları üzerinde durabilecekleri pozisyona gelmeleri, toplumsal hayata yeniden kazandırılabilmeleri adına, meslek elemanlarımızla, uzman elemanlarımızla, Diyanet'ten müftülüğümüzün vermiş olduğu desteklerle, milli eğitimden almış olduğumuz, gençlik spordan almış olduğumuz desteklerle bu çocuklarımızı yeniden topluma kazandırmayı amaç edinmekteyiz. Dışarıdan bize mahkeme kararlarıyla ve savcılık kararıyla can güvenliği tehdidi altında gelmiş olan çocukların güvenliğini sağlamak da kurumumuzun sorumluluğu altında olan bir şeydir. Dolayısıyla buraya gelen çocuklar özellikli olmalarından dolayı, kurumundan kendine has olan uygulamalarından dolayı çocuklarımızın haberdar olması gerekiyor. Biz bu anlamda çocuklarımızı bilinçlendiriyoruz. Çocuklarımızı sıkmadan, cezaevine benzer bir yaşam tarzı ortamına sokmadan, rehabilitasyonlarını sağlayacak bir sosyal ve kültürel etkinliklerle hayata kazandırmayı amaçlıyoruz. Çocuklarımız dışardaki hayatı arzu edebilirler ama kurumun da kendine has kuralları vardır. Bu kuralları çocuklarımızı sıkmayacak şekilde, çocuklarımızı bu kuruma alıştıracak şekilde çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz.

Toplam kaç kapasitesiniz var?
Toplam kapasitemiz 40. Şu anda 35 tane çocuğumuz var. Bunun yanında çocuk yuvamız, yetiştirme yurdu adı altında ayrı bir kurumumuz var. Buraya gelen çocuklarımız da anne baba yoksunluğundan veya ailenin dağılmasından kaynaklı olarak buraya gelmiş olan ve kurum bakımında olan çocuklarımız. Bu çocuklarımız bir az önce zikrettiğimiz çocuklarımızdan çok farklı bir ortamda çok daha farklı durumda bize gelen çocukları ayrı tutmak gerekir. Her ikisinin de hizmet modeli çok farklıdır. Çocuk yuvalarımız ve yetiştirme yurtlarımız bu anlamda daha sosyal hayatın içerisinde olan, öğrenimine devam eden çocuklarımız, toplumla çok rahatlıkla içli dışlı ilişkiler geliştirebilen çocuklarımız ama bakım sosyal rehabilitasyon merkezinde bulunan kız çocuklarımız için amacımız ise onların bir an önce toplumsal uyumu sağlayabilecek rehabilitasyonları almaları yönünde olduğu için oraya biraz daha farklı bir hizmet modeli uyguluyoruz.

Sevgi evleriyle ilgili devam edelim; misyonu, hedef nedir?
Aile Sosyal Politikalar çocuk alanında hizmet verirken tabi ki başlangıçtan bu güne kadar yürütülen hizmet modellerimizi artık çağın gereklerine uygun olarak da değiştirmek durumunda olan bir kurum. Dolayısıyla çocuklar için en iyi yetişme ortamlarının aile ve akrabalarının yanında olduğu bilinci her zaman için ön planda tuttuğumuz bir husus. Biz kurum bakımına çocuklarımızı almadan önce mutlaka aile ve akrabaları tarafından kendilerine bakım hizmeti sunula bilinir mi, onların yanında yetişmeleri mümkün mü tarzı incelememizi gerçekleştiririz. Bir çocuk için en iyi modelin aile şefkati, ebeveyn şefkati olduğunu da ifade ederiz. Bununla birlikte aile ve akrabası tarafından bakımı sağlanamayacak durumda olan kesinlikle koruma altına alınması gereken çocuk hükmünde olan vakalar için de bugüne kadar vermiş olduğumuz hizmet modeli yetiştirme yurtlarımız ve çocuk yuvalarımızdı. Fakat gelişen ve değişen şartlarla beraber çocuk hizmetleri alanındaki bizim hizmet modelimizde de bir takım değişikliklere gidilmeye başlandı. Aile ve akrabalarının yanında olmamakla beraber aile ortamına en yakın olan hizmet modellerini sergilemeye başladık. Bunların başında da öncelikle Çocuk Evi adını vermiş olduğumuz yeni oluşumlar geliyor. Çocuk evleri çocuklarımızın toplumsal hayatın içerisinde olabilecekleri, komşuluk ilişkileri geliştirebilecekleri, arkadaşlık ilişkilerini üst seviyeye çıkartabilecekleri kendi başlarına bir ev ortamında aile ortamını nasıl yaşayabileceklerini çok rahatlıkla görebilecekleri yeni bir takım hizmeti beraberinde getirdi bu durum. Ve şu an Şanlıurfa genelinde buna mukabil olarak 8 tane çocuk evimiz mevcut. Değişik mahallelerde, değişik sitelerde evler kiralamak suretiyle ve bu evlerde altışarlı şekilde çocuklarımızın barınacağı şekilde evin tefrişatı tamamen bakanlığımız imkanlarıyla gerçekleştirilmiş, başlarında bakıcı ablalarının ve sorumlu öğretmenlerinin bulunduğu ve hepsinin de bir noktada bağlı bulundukları bir koordinasyon merkez müdürlüğü tarafından yönetilen çocuk evlerimiz şu an itibariyle Şanlıurfa'da sekiz tane ve içerisinde 48 çocuğumuz bulunmaktadır. Çocuk evleri yaklaşık iki yıldır Şanlıurfa'nın gündeminde ve biz buradaki çocuklarımızın çok daha iyi yetişme şartlarına ulaştıklarını görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Çocuklarımızın gerek sosyal hayata uyumları gerekse akademik başarıları ev ortamlarında çok daha farklı olarak ve çok daha iyi yönde göz önüne çıkmakta. Çocuklarımız eskiden koğuş sistemi olan o yatılı kurumlarda kalmaktan ziyadesiyle artık ev ortamlarında değişik akran gruplarıyla ilişki geliştirebildiği evlerine arkadaşlarını davet edebildikleri, evde kendilerine ait odalarının oldukları ve daha güzel bir ifadeyle artık kendisine okulda veya bir başka yerde kendisine adres sorduklarında yurdu yada yuvanın adresi söylemekten çekinen çocuklarımızdan ziyadesiyle kaldığı evin adresini çok rahatlıkla gönül rahatlığıyla söyleyen ve kendine özgüveni gelişmiş çocukları görmek bizleri çok mutlu ediyor. Amacımız yurdumuzda şu anda bulunan 66 tane çocuğumuzu da mümkün olduğu kadar önceliğimiz aile yanına yerleştirmek bu da varsa kendi öz ailesinin yanına veya koruyucu ailenin yanına yerleştirmeyi hedefliyoruz. Bunu gerçekleştiremediğimiz durumlarda ise çocuklarımızı çocuk evleri adını vermiş olduğumuz bu tür az önce anlattığımız evlere yerleştirip çocuklarımızı sosyal hayatın içerisinde olan ortamlarda yetiştirmeyi amaçlıyoruz.

Koruyucu aile nedir, Şanlıurfa'daki durumu nedir?
Koruyucu aile 1989 yılında ortaya çıkmış ama bugüne kadar istediği seviyeye henüz ulaşamamış. Bakanlığımızın 2011 yılında kurulmasıyla beraber Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesindeki 'Gönül Erleri' projesinin kapsamının ilk basamağı olarak Türkiye genelinde etkin bir şekilde başlatılan bir hizmet modeli. Koruyucu aile modelinde yine amacımız aile veya akrabalarının yanına yerleştirmek, onların yanında bu desteği, bu imkanı sunabilmek. Ama bunun mümkün olmadığı durumlarda ise ebeveyn profilini hissedebilecekleri, bir ailenin sıcak ortamını hissedebilecekleri değişik ve bizim için de incelemeler sonucunda olumlu karar verdiğimiz ailelerin yanına çocuklarımızı yerleştirerek çocuklarımızın hayatlarını onların yanında geçirmelerini sağlayacak bir proje. Türkiye genelinde yaygınlaştırılan bir proje ama ilimiz açısından baktığımızda gerek demografik yapımız özellikle çok çocuklu ailelerin olduğu aileler olması, koruyucu aile modeline pek yer verildiğinin bulunmadığını ifade etmek istiyorum. Her ne kadar bir yıl içerisinde 14 tane çocuğumuzu koruyucu aileye verdiysek de.

Bunların hepsi Urfa merkezdeki ailelere mi verildi?
Urfa merkezdeki 14 aileye çocuklarımızı verdiysek bile bu sayının çok yüksek seviyede olmasını arzu ediyoruz. Bu çocuklarımızla koruyucu aile arasında sıcak ilişkileri gördüğümüz sürece, onlarla ilişkilerinin gerçekten sağlıklı olduğunu gördüğümüz müddetçe koruyucu aile uygulamasının devam etmesi taraftarıyız. Ancak zaman zaman yapmış olduğumuz denetimler gerek aileye gerek çocuğa vermiş olduğumuz denetim mekanizmalarında herhangi bir sıkıntıyı tespit ettiğimizde de koruyu aile uygulamasını kolaylıkla sona erdirip çocuklarımızı yeniden kurum bakımına alabiliyoruz.

Evlatlık edinmekten daha farklı?
Koruyucu aile evlatlık edinmekten tamamen farklıdır. Evlatlık edinmekte tamamen nüfusa alma söz konusudur. Koruyucu ailede böyle bir uygulama söz konusu değildir. Koruyucu aile uygulamasında çocukların yaş durumlarına göre ayrıca ödemeler yapıyoruz. Çocuğun o yeni ailesinin yanında aileye yük olmayacak şekilde bütün ihtiyaçları, okul masraflarından tutun da servis ücretine ve dershane ücretine kadar değişik ödemeler yapıyoruz. Bunun yanında ebeveynlerden bir tanesi eğer çocuğa baktığı sürece sigortalı olmak isterse o kişinin de sigortasını gerçekleştirebiliyoruz. Koruyucu ailenin ekonomik göstergelerine değil daha çok manevi boyutuna bakmak isterim. Bizim kültürümüz, bizim genlerimiz, bizim geçmişimize baktığımızda yetimin başının okşanması, yetime ayrı bir ihtimam gösterilmesi gerçekten bizim değerlerimiz içerisinde olan bir şey. Ama çağın getirdiği bir takım sıkıntılarla ya da modernleşme adını verdiğimiz maalesef eksi yöndeki bir takım gelişmelerle kaybettiğimiz o değerleri yeniden kazanmak adına söylüyorum. Koruyucu aile bizlere inanç sistemimizin tavsiye ettiği bir şey. Dolayısıyla bir ihtiyaç sahibini ev ortamımıza alıp onun bütün ihtiyaçlarını karşılamak ona o sevgimizi ve şefkatimizi göstermek bu anlamda dünyadaki bütün insanlara verilebilecek en güzel mutluluk hazzıdır. Koruyucu aile uygulamasıyla ve ekonomik getirisiyle belki de o çocuk o aile için rızık kapısı olabilir. Fakat bunu bu anlamda görmek lazım. Bizim Türk toplumunda koruyucu aile uygulaması Avrupa toplumlarıyla karşılaştırıldığında Avrupa toplumlarında çocuk adına verilen paraların hepsi çocuğa harcanıyor ama Türk toplumunda koruyucu aile uygulamasını incelediğimizde bu paranın çocuğun ileri yaşlarında kullanılmak üzere çocuk adına hesapta biriktirildiği ve ailelerin kendi ceplerinden bu çocuklara harcamalar yaptığını görmek de bizim gerçekten yardımsever ve hamiyetperver bir millet olduğumuzun göstergesidir. Biz hem maddi anlamda hem manevi anlamda çocuklarımızın gelişmesinde aile faktörünün çok önemli olduğuna inanıyoruz ve ailelerimizin anne baba şefkatini özellikle kimsesiz ve kurum bakımında olan çocuklara da üst seviyede göstermelerini arzu ediyor ve bekliyoruz. Sayımız 14 iken bu sayıların çok daha üst seviyelere çıkmasını bekliyoruz. Hayırsever insanlarımızın bu konuya el atmalarını temenni ediyoruz.

Denetimleri nasıl yapıyorsunuz ne aralıkta yapıyorsunuz?
İki ayda bir yapıyoruz. İlk yıl içerisinde iki ayda bir mutlaka aileyi inceleriz ve her çocuğumuzla ilgili aynı zamanda görevlendirmiş olduğumuz, çocukla da iletişim bilgileri olan bir sosyal çalışmacı görevlimiz olur. Aileyle görüşmelerimizin haricinde çocuk da istediği zaman çok rahat bir şekilde sosyal çalışmacı görevlimizi arayabilir, sorunlarını ve sıkıntılarını anlatabilir. İlk yıldan sonra altı ayda bir denetlemelerimizi devam ediyor. Dediğim gibi çocuk veya aile özelinde karşılaşılan bir sıkıntı olduğunda sözleşmeyi çok rahatlıkla tek taraflı feshedebiliyoruz ve çocuğu yeniden kurum bakımına alabiliyoruz.

Peki, koruyucu aile statüsü ne zamana kadar sürüyor?
Çocuklarımız koruma altında olduğu müddetçe sürüyor. Bu yaş grubu 18 yaş grubuyla sınırlıdır ama çocuk üniversite eğitimine devam ediyorsa 25 yaşına kadar koruyucu aileyle olan resmi boyuttaki ilişkisi devam eder. Malumunuzdur ki, 25 yaşını tamamlamış bir çocuk o yaşına kadar aileyle bağlantılarını devam ettirdiyse herhalde o aileyi kendi ailesi gibi saymıştır ve ölünceye kadar da bu ilişki ve birliktelik sıcak bir ortamda devam eder zaten. Öyle koruyucu aileler görüyoruz ki, çocuğun evlilik törenin yapıyor, o evlilikten doğan çocukları torunları olarak sahipleniyorlar. Bunlar güzel tablolar tabi ki. Arzu ettiğimiz de budur.

Ramazan geldi, Ramazan'da herhangi bir etkinliğiniz olacak mı?
Ramazan ayı boyunca özellikle kuruluşlarımızda kalan hizmet vermiş olduğumuz engellilerimiz, çocuklarımız bunlarla beraber mümkün olduğunca Ramazan'ın o manevi havasını da kendilerinde yaşatacak şekilde ve iyilik yapmak, hayırda yarışmak boyutuyla vatandaşlarımızı da bu işin içine katacağımız değişik etkinliklerimiz olacak. Özellikle kurum bakımında olan insanlarımızla kurumumuz içerisinde değişik iftar programları icra etmeyi düşünüyoruz. Bu yapacağımız programlardan bir tanesi biraz önce arz ettiğim hizmet profilimizden faydalanan koruyucu aile uygulamasından faydalanan ailelerimize bir iftar vermeyi düşünüyoruz. Sayın valimizin katılımlarıyla inşallah gerçekleşecek. Hem koruyucu aileleri bir araya getirmek hem de koruyucu aileyi biraz daha kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla koruyucu ailelere yönelik bir iftar programımız söz konusu olacak. Bu iftar programımızda yine yuvada bakımda olan çocuklarımızı da dahil edeceğiz. Yine engellilere vermiş olduğumuz rehabilitasyon merkezimiz ve engelsiz yaşam merkezimiz var. Oradaki çocuklarımız ve yetişkinlerimizle beraber bir iftar programı icra etmeyi düşünüyoruz. Bakım sosyal rehabilitasyon merkezinde hayata gerçekten bir sıfır yenik başlamış olan hayatın sıkıntılarını görmüş ve şu anda rehabilitasyon adı altında hizmet vermeye çalıştığımız kız çocuklarımıza özellikle bu manevi atmosferden faydalandırmak arzusundayız. Onlara hayatın inişli çıkışlı bir yol olduğunu, bu inişli çıkışlı yolda her zaman bir takım sıkıntılarla karşılaşabileceklerini ama bu sıkıntılardan yine kendi iradeleriyle kendi istekleriyle ve kendi güçleriyle çıkabileceklerini hissettirecek ortamlar oluşturarak bu sıkıntılı ortamlardan ayrılırken yine en güzel yönünün yüce yaratıcıya dua ederek, ondan destek bekleyerek bilincinden hareketle bu manevi havayı bu kızlarımıza, bize sığınmış olan kadın konukevinde bulunan bayanlarımıza da yine yaşatmak arzusundayız. Dolayısıyla hem suç mağduru olmuş kız çocuklarımıza yönelik, hem şiddet mağduru olan kadınlarımıza yönelik olan, beraber geçirebileceğimiz iftar programları, onların da bu manevi atmosferden nefes almalarını sağlayacak bir takım etkinlikleri müftülüğümüzle beraber organize edeceğiz inşallah. Yine bakanlığımızın hizmet alanlarından bir tanesi olan şehit yakınları ve gazilerimizi de unutmayarak, valiliğimiz tarafından her yıl gerçekleştirilen şehit yakınları ve gazilere yönelik iftar programı da ilimizde valiliğimizin talimatı üzerine gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz. Bu tür programların yanında rutin olarak bakanlığımızın son dönemde ihtiyaç sahibi olan insanların ihtiyaçlarının maddi anlamda giderilmesi boyutunda ekonomik yardım olayını çok hat safhada devam ettireceğiz. Vatandaşlarımızın iyi bir Ramazan ayı geçirmelerini ve akabinde de güzel bir bayram geçirmeleri için sosyal devletin yapması gereken bütün çalışmaları Şanlıurfa özelinde de inşallah gerçekleştirmek arzusundayız.

Kaynak: Temsilci / Yerel

Murat Demirkol Emine Erdoğan Türkiye Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title