Kuşadası'nda Kadına Yönelik Şeddete Karşı Mücadele Yöntemleri Paneli
KESK, Eğitim-Sen Kuşadası ve Kuşadası Belediyesinin birlikte organize ettiği "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Yöntemleri" panelinde kadına şiddet tartışıldı.
Kuşadası Belediyesi Erkan Yücel Sahnesi'nde, KESK, Eğitim-Sen Kuşadası ve Kuşadası Belediyesinin birlikte organize ettiği "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Yöntemleri" panelinde kadına şiddet tartışıldı.
Panelde CHP P.M üyesi Gülseren Onaç, KESK MYK üyesi Fatma Çetinbaş ve Avukat Birgül Değirmenci 'Ataerkil düzen' tarafından kadına dayatılan görev ve sorumlulukları tartıştı. Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı ve Eşi Nil Kayalı ile CHP Kuşadası ilçe Başkanı Soner Kaplan'ın ilgiyle dinlediği ve sorular yönelttiği panele ayrıca CHP kadın kolları üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Açılış konuşmasını yapan KESK MYK üyesi Fatma Çetinbaş; "Kadınları erkeklerle eşit, gerçekten eşit ve özgür bir konuma getirmesi noktasında geçici çözümler üretiliyor. Burada çok daha radikal başka bir şeye ihtiyaç var oda şu; kadını gerçekten ekonomik anlamda bağımsızlaştıran politikaları öne çıkarmak. Kadınların ev içinde değil ev dışında da istihdam edilmesi, tam zamanlı ve insana yaraşır bir ücret alarak yaşadığı politikaların öne çıkarılması gerekiyor. Bu AKP'nin kadını evin içine sıkıştıran muhafazakarlaştırma politikalarının da panzehridir. Çalışan kadınlar için durum çok daha zor, bu kadınlar aslında iki vardiya çalışıyorlar, hem işte çalışıyor hem de evdeki bakım hizmetlerinden yine o sorumlu oluyor" dedi.
'Hukuk'un ideolojisi ataerkil sistem üzerine şekillendiriliyor.'
Avukat Birgül Değirmenci de yaptığı konuşmada; "Toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde kadınlar için her zaman çizilmiş sınırlar, yapılabilecekler, yapılamayacaklar, izin verilenler, verilmeyenler gibi bazı listeler hazırlanmış. Bu listeler ataerkil sistem tarafından hazırlanmış. Bu sistem erkeklerin kadınlar üzerinde egemenlik kurması üzerinedir. Hukuksal düzende bile bu sistem geçerlidir. Çünkü hukuk var olan bir ideolojiyi resmileştiren bir çerçeve çiziyor. Örf ve adetlerimiz gelenek ve göreneklerimiz de Hukuk'un önüne geçebilmektedir. Hukuk'un ideolojisi ataerkil sistem üzerine şekillendiriliyor. Tüm dünyada kadınlar eşitsizliği yaşamaktadır, bundan dolayı da bir çok mekanizmanın içinde yer alamamakta, bir çok imkanlara sahip olamamakta ve bir çok şekilde dışlanmışlık ve ötekileştirilmişlikle karşı karşıya kalmaktadır" Dedi.
'Eskiden kadın bakanlığımız vardı.'
CHP parti meclis üyesi Gülseren Onanç yaptığı konuşmada ise; "Bu sorunun özünde kadın ve insan hakları aktivistliği ve sivil toplum üzerinden de yıllardır devletin sorumsuzluğunu yani üzerine düşen sorumluluğu yerine getiremediğini dile getirdik talep ettik.ve karşımızda son 13 yıldır çok sistematik bir şekilde bu zihniyeti derinleştiren kurumsallaştıran bir yapı var, muhafazakar iktidarla karşı karşıyayız. Bu muhafazakar iktidarın diğer muhafazakar partiler gibi politikaların özünde aile var. Bizim eskiden kadın bakanlığımız varken şuanda kadın bakanlığımız yok. Aile ve sosyal politikalar bakanlığımız var. Özünün aile olduğunu savunan bir muhafazakar partinin kadına yönelik politikalarının uygulanması için bir aile bakanlığı kuruldu. Oysa benim içinde bulunduğum Cumhuriyet Halk Partisi ve siyaset bizim anlayışımız toplumun özüne bireyi kadını genci koyar. Bireyin bütünsel olarak geliştirilmesi korunması desteklenmesi kendini realize etmesi için önündeki engellerin kaldırılması bizim sosyal politikalarımızın özünü oluşturur. Dolayısıyla zihinsel olarak da bu zihniyetle mücadele edecek olan yapı sol sosyal demokrat yapı siyasetlerdir, yani Cumhuriyet Halk Partisidir. Burada ikinci şapkama yani cumhuriyet halk partisindeki görevime sorumluluğuma geri dönersem eğer bugün ortaya konan sorunların çözümünde CHP'nin üreteceği politikalara çok büyük ihtiyaç var. Çünkü biz bireyin kendini önündeki engellerin kaldırılması onun desteklenmesi yönünde politikalar üretmek zorundayız. Oysa Türkiye'de maalesef kadın eşit bir birey ve kendini özgür olarak var edebilecek bir ortamı elde edemiyor. Şu anda Türkiye'de 1 milyon genç kızımız okullaşmıyor ve kendilerine biçilen ev kadını rolünü benimsiyorlar bunun sonucu olarak da her 3 evlilikten 1 tanesi çocuk evliliği olarak gerçekleşiyor. Her 3 evlilikten bir tanesinin çocuk olması yoksul olması bunun altında yatan en önemli nedenlerden bir tanesi bu bilinci yeterinde gelişmemiş ekonomik olarak güçsüz bırakılmış kadın aile içerisinde doğal olarak şiddete maruz kalıyor" sözlerini ekledi. Panel katılımcıların vatandaşlardan gelen soruları yanıtlamasıyla son buldu. - AYDIN