Mersin'de Basın Bayramı Buruk Kutlandı
Mersinli gazeteciler, 24 Temmuz Basın Bayramı ve Türk basınından sansürün kaldırılışının 106. yıldönümünü buruk kutladı.
Mersinli gazeteciler, 24 Temmuz Basın Bayramı ve Türk basınından sansürün kaldırılışının 106. yıldönümünü buruk kutladı. MGC Başkanı Ahmet Ünal, Türk basınının dünya basın özgürlüğü sıralamasında sondan ikinci, üçüncü sıraya kadar düştüğünü belirterek, "Mustafa Kemal Cumhuriyetine yakışmayan bu resimler hepimizi üzüyor" dedi.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) tarafından 24 Temmuz Basın Bayramı ve Türk basınından sansürün kaldırılışının 106. yıldönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'nda tören düzenlendi. Törene, CHP Mersin İl Başkanı Faruk Mehmet Akar, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, MGC Başkanı Ahmet Ünal ve kentte görev yapan gazeteciler katıldı.
Törene katılan gazetecilerin, Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşı'nı okumalarının ardından bir konuşma yapan MGC Başkanı Ünal, bugün nostaljik de olsa Basın Bayramı'nı yine kentteki gazetecilerle birlikte kutladıklarını söyledi. Osmanlı döneminde 24 Temmuz 1908'de yeni bir anayasa yapıldığını ve İkinci Meşrutiyet'in ilan edildiğini anımsatan Ünal, bu anayasa ile birlikte kul olan Osmanlıların özgürleştiğini ve birçok yeni hak kazandığını kaydetti. Bu haklardan birinin de basından sansürün kaldırılması olduğunu ifade eden Ünal, "O tarihe kadar yaklaşık 50 yıl Avrupa'da her türlü basın özgürlüğü varken, Osmanlı'da padişahın görevlendirdiği memurlar gazetelerde bekliyorlar ve gazetelerde işlerine geleni bastırıyorlar, işlerine gelmeyeni çıkartıyorlardı. Ancak 1908 ile birlikte bu haklar elde edildi ve gazeteler özgürce çıkmaya başladılar. O gün bizim için milattır. İşte o gün basın özgür olmalı diye o günü bayram olarak kutlamaya başladık" diye konuştu.
Ancak, bu köprülerin altından çok sular geçtiğini, ülkenin nasıl şekillendirildiğini hep birlikte gördüklerini vurgulayan Ünal, "Daha geçen yıl dünya basın özgürlüğü sıralamasında sondan ikinci, üçüncü sıraya kadar düştük. Mustafa Kemal Cumhuriyetine yakışmayan bu resimler hepimizi üzüyor. Sadece baskıdan bahsetmek mümkün değil. Bir gazetecinin asgari ücretle evinin yaşamını sağlamaya çalıştığı bu dönemde bir radyonun, bir gazetenin, bir televizyonun çalışan personeline ay sonunda nasıl maaş vereceğini düşündüğü bir ortamda özgürlükten gerçekten bahsetmek mümkün değil. Ama yandaş basının nasıl özgürleştiğini hep birlikte duyuyoruz. Kamu reklamlarının yüzde 90'ının kimlere dağıtıldığını hep birlikte görüyoruz. Yeni yetme gazetecilerin piyasaya çıktığında kamuoyunu nasıl etkilediklerini birlikte görüyoruz. Böyle bir gazeteciliği paylaşmak ve onlarla birlikte anılmak da bizi üzüyor. Ama ona rağmen biz gazeteciliğimizi sürdürme konusunda yine Mustafa Kemal ile Samsun'a çıkan, Dumlupınar'a giden gazeteciler anlayışını sürdüreceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz.
MGC olarak yıllardır bu özgürlüğü birlikte yaşatmaya çalışıyoruz. Mersin basını başka ilçelerin basınına benzemez. Bizi kimse doğru bildiğimiz özgürlük anlayışımızdan vazgeçiremez. Bunu herkesin bilmesini istiyorum. Herkes özgür basına saygı duymayı bilmeli diye rica ediyorum" şeklinde konuştu. - MERSİN