Meü'de 'Penceremden Mersin' Yarışması
Mersin Üniversitesi'nin (MEÜ) Dil ve Edebiyat Derneği ile birlikte bu yıl üçüncüsünü düzenlediği deneme yarışmasının kazananları belli oldu.
Mersin Üniversitesi'nin (MEÜ) Dil ve Edebiyat Derneği ile birlikte bu yıl üçüncüsünü düzenlediği deneme yarışmasının kazananları belli oldu. Bu yıl 'Penceremden Mersin' temasıyla yapılan yarışmada birinciliğe değer eser bulunamazken, ikinci ve üçüncüye tablet bilgisayarın yanı sıra altın, mansiyon ödülü kazanan üç eser sahibine de kitap seti hediye edildi.
Başvuruları 11 Şubat tarihinde başlayan ve ödül töreni şenlik kapsamında gerçekleştirilen yarışma MEÜ öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde yapılan törene Mersin Vali Yardımcısı Nihat Karabiber, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Özdemir, Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Dr. Mustafa Erim, yarışma jüri Başkanı Doç. Dr. Hürriyet Gökdayı, dernek yönetim kurulu üyeleri, öğrenciler ve Mersinli edebiyat severler katıldı. Törende konuşan Vali Yardımcısı Karabiber, edebiyatın yavaş yavaş gündemden uzaklaştığı bir çağda yaşandığına dikkat çekerek, "Yazı, hepimizin dünyaya bakan penceresidir. Ruh dünyamızda bizlere ait duygu, düşünce, aşklar, sevgiler, nefretler ve inançları yazıyla kendimizden sonraki nesle iz olarak bırakırız. Bunu bizlere bir kez daha hatırlatan, Mersin'in gündemine taşıyan ve yaşatmaya çalışan bu etkinlik, bu yüzden çok önemlidir" dedi.
Dil ve Edebiyat Derneği ile üç yıldır çok iyi bir işbirliği sürdürdüklerini söyleyen Prof. Dr. Yüksel Özdemir ise bu yıl temanın 'Penceremden Mersin' olarak seçildiğini hatırlatarak, "Pencereden, Doğu Akdeniz'in en güzel şehri Mersin'e farklı ve yeni gözler baktı ve gördüklerini bir edebi esere dönüştürdü. Bu şehir, üzerinde düşünmeye, yazmaya ve kafa yormaya değer bir yer. Hala sokaklarında portakal çiçekleri kokuyor. Güneş, Akdeniz'den bir başka doğuyor. ve her gün bu şehirde yaşamak insana başka bir anlam katıyor" diye konuştu.
Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şube Başkanı Dr. Mustafa Erim de Mersin'in tarih içindeki konumunu, kentsel özelliklerini ve kent-kültür-insan ilişkilerini edebi bir dille anlattığı konuşmasında özetle şunlara değindi: "Mersin çeşitli medeniyetlerin anıtsal yapılarından ve kültürel kodlarından izler taşımaktadır. Mersin, dokuz bin yıllık tarihiyle dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olmakla birlikte 20'inci yüzyılın ikinci yarısında Anadolu'nun tüm kentlerinde görülen hızlı değişimden etkilenerek geleneksel yapılarını ve kültürel hafızasını hızla kaybeden, bunun sonucu olarak da şehir ve insan ilişkilerinde çatışmalar yaşan kentlerin kaderini yaşamaktadır. Bugün şehir ve insan uzlaşmaz boyutlarda birbirini itiyor. Şehirler modern yapılarıyla barınma mekanlarına dönüşüyor. Şehir ve medeniyet arasındaki ilişki son 50 yılda şehirlerin aleyhine işlemiş, şehirler ruhlarını kaybetmişlerdir. Tarihi dekorlar şehirlere tek başına ruh veremez. İnsanların ruhlarında ne varsa şehrin ufuklarında da o vardır. Şehirlerin bir de hafızları vardır. Meydanlar, anıtlar, resmi ve sivil yapılar, önceki kuşakların ruhlarından esintiler taşırlar. Şehirlerin kültürel değerlerinin ve anıtsal yapılarının yok edilmesi insandaki hafıza kaybına benzer. Mersin, bugün hafızasını kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıyadır. Son 50 yılda kent değerleri hoyratça tüketilmiştir. Bizler ve sizler, içinde yaşadığımız bu kenti eski ruhuna kavuşturmak, kaybolan hafızasını yeniden kazandırmak için buradayız. Mersin için umutlar tükenmiş değildir. Bunun en güzel örneği üniversite öğrencilerinin Mersin için kaleme aldıkları eserlerdir."
Dil ve Edebiyat Topluluğu Başkanı Metin Ay ise etkinliğin gelenek haline geldiğini, çok sayıda öğrencinin katılımını hedeflediklerini, ancak bu sayının 48'de kaldığın kaydetti Ay, yazmanın kişisel gelişimde önemli bir yerde olduğunu söyleyerek, gelecek yıllarda bu sayının artmasını umduklarını dile getirdi.
Konuşmaların ardından yarışmaya katılan 48 eserden dereceye giren üç eser, Uzm. Evşen Koçak, Dr. Hasan Sarı ve Müslime Çontar tarafından seslendirilerek salondakilerle paylaşıldı. Buna göre birinci olmaya layık eser bulunamazken Kıymet Karaca tarafından yazılan 'Sonsuz Bir Dalganın Kıyısında' adlı eser ikinciliğe, Yağız Aydın tarafından yazılan 'Akdeniz'in Annesi' adlı eser üçüncülüğe değer görüldü. Yarışmada Tuğçe Karaca'nın 'Dev Ana', Serra Aksu'nun 'Bir Şehri Sevmek' ve Fatih Dökme'nin 'Buradan Bakınca Mersin' adlı denemeleri de mansiyon ödülüne layık görüldü. İkinciye yarım altın ve tablet bilgisayar, üçüncüye çeyrek altın ve tablet bilgisayar, mansiyon ödülü sahiplerine ise kitap setinin hediye edildiği yarışmada dereceye girenlere ödül ve belgeleri Nihat Karabiber, Prof. Dr. Yüksel Özdemir ve Mustafa Erim tarafından takdim edildi. - MERSİN