Haberler

MHP Bartın İl Başkanı Sezai Bilgin Gündemi Değerlendirdi

Abone Ol

MHP Bartın İl Başkanı Sezai Bilgin Bartın'ın İnkum tatil köyünde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

MHP Bartın İl Başkanı Sezai Bilgin Bartın'ın İnkum tatil köyünde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

MHP Bartın İl Başkanı Sezai Bilgin, Ülkenin çok krıtik dönemlerden geçtiği belirterek, vaatlerin havada uçtuğunu söyleyen Başkan Bilgin, "12 Haziran Genel seçimlerinin ardından 14 Temmuz'da yapılan kongrede İl Başkanlığına geri döndüm ve siyasi hareketlerimize devam kararı aldık. Bu yapılmış olan kongreyi çok önemsemiştik. Çünkü bu defa yönetime seçilen arkadaşlarımız 3 tane seçim geçirecek. 2013 yılında yapılacak olan mahalli idareler seçimi, 2014 yılında yapılacak olan ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 yılında da milletvekili genel seçimlerini bu yönetim kurulu arkadaşlarımızla birlikte geçireceğiz. Bu yüzden çok önemsedik. Yönetim kurulumuza yeni arkadaşlarımız dahil oldular. Bu arkadaşlarımızda 3 seçimin altından kalkacak özgüvene ve bilgi birikime sahiptir.

Bu günlerde ülkemiz çok kritik dönemlerden geçmekte. Vaatlerin havada uçuştuğu ve üniter yapımızın tehlikede olabileceği dönemlerden geçiyoruz. Şu anda medyanın özgür olmamasından dolayı özellikle ana muhalefet lideri ve Başbakan'ın açıklamalarına itiraz mahiyetinde medyadan bir çatlak sesin çıkmaması neticesinde Başbakan hızını alamamış bir şekilde vaatlerini sürdürmektedir. Başbakanımız en son yaptığı açıklamada Oslo görüşmelerinin yeniden başlayacağını ve gerekirse İmralı'daki bölücü başının bu sürece dahil edilebileceğini açıklamıştı. Daha önce bu şekilde yapılan görüşmelerin olduğunu ve bir sonuç elde edilemediğini ama şu anki süreçte bunun yeniden başlayabileceğini ifade ettiler. Bunun karşısında son 10 gündür kanal, kanal dolaşan Başbakanımıza hiçbir basın mensubumuzun geçmişte yaptığı açıklamalarıyla ilgili bir tane soru soramadıklarına üzülerek şahit olmaktayız. Ben isterdim ki, Başbakan'a referandum döneminde yapmış olduğu açıklamaları hatırlatılsın ama maalesef böyle bir şeyle karşılaşmadık. Bilindiği gibi Başbakanımız referandum oylamasının propagandalarının yapıldığı dönemde 18 Ağustos'ta Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin Bartın'da yaptığı açıklamalara bir cevap vermişti. Genel Başkanımız Bartın'da 'PKK ve Öcalan'la ne görüşüyorsunuz. Gizli kapılar ardında onlara ne vaatler sunuyorsunuz' diye bir çıkışı olmuştu. Bundan üç gün sonra Başbakanımız Kayseri mitinginde şunları söyledi. 'Bizim, benim ve kabinemden arkadaşlarımızın PKK ile görüştüğünü iddia ediyorlar. Biliniz ki bu Tayyip Erdoğan hiçbir zaman PKK ile görüşmemiştir. Onların temsilcileri ile görüşmemiştir. Bunu iddia eden Kılıçdaroğlu ve Bahçeli alçaktır ve şerefsizdir' ibaresini kullanmıştı. Daha sonra ise bu MİT Müsteşarının Oslo'da PKK'nın yöneticileriyle yaptığı görüşmeler sızdıktan sonra, Başbakan, 'Oraya MİT Müsteşarını ben gönderdim. Benim adıma görüşmelerde bulundu. MİT Müsteşarımı yedirmem, bir hesap sorulacaksa benden sorun' dedi. En son bu açıklamada da Oslo görüşmelerinin yeniden başlayabileceğini ifade etti. O zaman şu soruyu sormak bizim hakkımız Başbakan kendisine bu ifadeleri kullanan Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli'yi alçaklıkla ve şerefsizlikle itham ettiğine göre, kimin alçak ve şerefsiz olduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkemizden çok ciddi bir terör sorunu var. Her gün anaların evlatları, yiğit Mehmetçiklerimiz Şehit olarak evlerine geri dönmekte. Bu sorunun çözülmesinin tek çözümü etkili bir silahlı mücadele ile tehlikeyi bertaraf etmektir. Bunun başka yolu yoktur. Güneydoğu'da askerlik yapan Mehmetçiklerimiz 3 aylık eğitimle yem olarak atıldılar, gibi duygusal söylemlerle insanlarımızın bilinçaltına hücum edildiği bu dönemde şunu hatırlatmak istiyorum. İktidar ortağı olduğumuz dönemlerde terörün üzerine kararlılıkla gidilmiş ve PKK'ya büyük zayiatlar verdirilmişti. O dönemde 3 aylık askerler dağlarda 4 bin tane PKK militanını imha etmiştir. Eğer hükümetimiz terörle mücadelenin ardında dik durursa, onlara sahip çıkarsa, biz terörle mücadelenin başarıya ulaşacağına ve PKK'nın yok olacağı inancındayız. Ülkemiz dış politikada büyük zafiyet yaşıyor. Başbakanımız 2002 biz komşularımızla, iyi ilişkiler kuracak, sıfır sorun politikasını güdeceğiz. Komşularımızla dostane, sıfır sorun politikası ile yaşamak istiyoruz dedi. Çözümsüzlük çözüm değildir, anlayışı ile ilişkiler kuruldu. Suriye ile sınırlarımız açıldı. Altı defa ortak bakanlar toplantısı yapıldı. Başbakanımız Beşar Esad'la ailece tatillere çıktı. Şu an Suriye ile savaşma konumuna geldik. Şimdi Başbakanımız Esad'ı diktatörlükle, gaddarlıkla suçluyor. Irak'la problem yaşıyoruz, Ermenistan'la sorun yaşıyoruz, Yunanistan'la sorun yaşıyoruz. Sıfır sorun politikası iflas etmiştir. Dış politikada büyük bir zaafiyet yaşıyoruz. Ekonomik anlamda da çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Sabah kalkıyorsunuz zamlarla karşılaşıyorsunuz. Akşam yatıyorsunuz zamlarla karşılaşıyorsunuz. Büyük bir zam sarmanı içerisindeyiz. Bunun sebebini de 'Ne yapalım Yunanistan gibi mi olalım. Yunanistan'ın durumuna mı düşelim' şeklinde ifade ediyorlar. Türkiye'yi İstanbul kadar bir ülke ile kıyaslıyorsunuz. O zaman 2001 yılında yaşanan zamları eleştiren medya, halk ekonomik anlamda eziliyor perişan halde diye manşetler atan, yazar kasa fırlatma görüntülerini günlerce ekranda gösteren, site gezip kepenk kapatma görüntülerini gösteren medya bugün nerede? Yapılan zamları savunma yarışının içinde. Her gün dev alışveriş merkezlerinin kapandığı ilimizde insanların devamlı kredi kartı borçlusu olarak yaşamını idame etmeye çalıştığı bu ülkede ekonominin büyük başarısından bahsetmek anca gaflettir ve bu ülkeye yapışmış olan bir ihanettir. 2002 yılında AK Parti hükümeti geldikten bu yana 4 tane Milli Eğitim Bakanı geldi. Dört'ü de değişik sistem uyguladı. Hükümet aynı hükümet, 4 ayrı eğitim sistemi. Okullar açılalı bir hafta oldu hala öğrencilerin taşınamadığı, okulların açılamadığı, eğitimin yapılamadığı bir Bartın'da yaşıyoruz. Bir taşıma problemini çözemeyen bir Milli Eğitim Bakanı, Milli Eğitim Müdürü ve bürokratların olmadığına şahidiz. Eğitimde çağ atlamak bu mudur" dedi.

MHP İl Başkanı Sezai Bilgin Bartın'da son günlerde yaşanan, içme suyu, ırmak kirliği, karayolları ve TOKİ köprüsü konusunda da açıklama da bulunan Sezai Bilgin, yerel seçimler öncesi Milletvekili Yılmaz Tunç'un belediyeyi küçük düşürmeye çalıştığını belirtti. Başkan Bilgin, "Milletvekilimizin yaklaşan yerel seçimler öncesinde belediyemizi küçük düşürmeye çalışan beyanatlarına şahit oluyorsunuz. Ne yapmış Bartın Belediyesi? Karayolları çok güzel manalarda çalışmalar yapmış. Bartın Belediyesi de imar yollarını açmadığından dolayı insanlarımız maalesef mağdur olmuşlar. Milletvekili Yılmaz Tunç, diyor ki, 'Yarın da bu çalışmalar sonuçlanırsa, Belediye Başkanı davullu zurnalı açılışlar yaparsa şaşırmayın' diyor. Milletvekilimiz, biz, şov yapmayı seven bir belediye değiliz. Şov yapmayı seven bir teşkilat da değiliz. Ancak davulla zurna, Türk Milletinin kültüründe var. Halayımız, zeybeğimiz, horonumuz, davulumuz ve zurnamız var. Bölücülükten dolayı bu ülkeyi terk etmek zorunda kalan, Avrupa'ya gittiğinde bu ülkeye ve değerlerine kin kusan Ahmet Kaya'nın şarkılarıyla ağlayacağımıza, bu ülkenin geleneğinde olan davul ve zurnayla oynamaktan da, şov yapmaktan da şeref duyarız. Bunu diyeceğine yapmış olduğu çalışmaların yanlışlığından dolayı Bartın halkından özür dileyeceğine, belediyeye yüklenen bir milletvekilimizle karşı karşıyayız. Daha 2010 ve 2011 yıllarında Bartın Çatmacadaki ışıklı kavşaktan Bartın İl Özel İdareye olan kısımda kaldırım çalışması yapılmıştı. Yine Sanayiden Çatmaca kavşağına, oradan da Zonguldak yoluna kadar tretuvar ve kaldırım çalışması yapılmıştı. Sonra asfalt çalışması yaptı karayolları. O yapılmış olan ve trilyonlarla yapılmış olan kaldırımlar asfaltın altında kaldı. Bu ülkenin trilyonlarını sokağa atıyorlar. Bunlardan kimler nemalanmışsa, kimlere o yollar peşkeş çekilmişse, kimler bu yolların bir kuruş parasını yemişse, Allah nasip eder Milliyetçi Hareket Partisi'ne teveccüh buyrulursa, bunların hesabı tek, tek sorulacaktır. TOKİ köprüsü için 2,5 trilyon ödenek geldi diye övünenler, bu milletin 3 trilyonunu uygulanan yanlış politikalarla sokağa atmışlardır. Bizi yapamadıklarımızla yerden yere vurun. Ama elinizi vicdanınıza koyarak onların yaptıkları yanlışları da ortaya koyun. Karayolları giriş çıkış yollarını kapattı. Belediyemize de bu durumla ilgili, imar çalışmasının yapılmadığıyla ilgili Milletvekilimiz suçlamalar yapmaktadır. 1994 ve 1999 tarihi arasında imar çalışmaları yapılmış. İmar çalışması yapılan yerlerde uygulamaları da yapılmış ve konutlaşma ve inşaatlaşma devam etmiş. Bu saatten sonra belediyenin o alanlarda imar çalışma şansı yok. Çünkü imar yolu açabilmeniz için 10 metrenin altında yollar yaya yolu olarak geçmekte, 10 metre ve üzerindeki yollar taşıt yolu statüsünü kazanmakta. Ne yapacağız? Binalar yapılmış, yıkma şansımız yok. İmar çalışması yapabildiğimiz yerlerde de yine giriş ve çıkışların yapılması için karayolundan izin alınması lazım. Daha önce balamba mevkii açıktı. Giriş çıkış yapılıyordu, artık yapılamıyor. Yetkiyi bize versinler, kullanım hakkını bize versinler, bir günde sorunu hallederiz. İkinci güne sarkmaz. Bir günde vatandaşın sıkıntısını çözeriz. Akşamına da Milli Kültürümüzün değeri olan davul ve zurnayla vatandaşımızla bir araya gelip halay çekeriz. Buradan sesleniyorum. Eğer desinler ki çevre yolları belediyenin kullanımına verildi. Bir günde vatandaşın sıkıntısını çözeriz. Yapmış oldukları yanlış uygulamaların bedellerini belediyeye mal etmelerine müsaade etmeyeceğiz.

TOKİ köprüsü de gündemde TOKİ köprüsüyle ilgili belediyenin hala imar çalışması yapmadığından bahsediliyor. Değerli arkadaşlar; belediyenin yapacağı bir saatlik çalışma ama bu çalışmanın yapılması için DSİ'nin Karayollarının ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının izin vermesi gerekiyor. Ancak izinler alınamadı. Bunlar hangi siyasiye bağlı? AK Parti'ye bağlı. Hükümette kim var? AK Parti var. Hükümetin Bartın'daki temsilcisi kim?

Milletvekili Yılmaz Tunç, al Çevre ve Şehircilik Bakanlığından o izin belgesini, 3 belge tamamlansın, belediye bir saat içinde bu çalışmayı yapsın. TOKİ köprüsünün yapımı başlansın. Amaç belediyeyi köşeye sıkıştırmak ama öyle değil, becerisizliklerinin üstünü örtmektir. Köprü nasıl yapılacak? Irmağımızın genişliği bellidir. Bartın ırmağımızla nasıl? Övünüyoruz? Gemi taşımacılığı yapılmasına uygun tek ırmak diyoruz. Nasıl bir köprü yapılacak? ya açılır kapanır köprü, ya da çatı vaziyetinde dik köprü yapılması gerekiyor. Başka bir şansınız yok. Bunları da 2,5 trilyonla yapamayacaksınız. Paranızın gelip gelmediği bile belli değil. Kendi beceriksizliklerini örtmek için işi belediyeye atıyorlar. İnşallah bu sorun da çözüldükten sonra TOKİ köprüsünün yapılmasını bekliyoruz. Bunu böyle yapacağına çevre yollarında Bartın'a gelen 3 trilyonu toprağın altına gömmeselerdi, şimdi köprümüz bitmiş olacaktı. Irmağımızda balık ölümlerinden bahsediyorsunuz. Kirliliğinden bahsediyorsunuz. Sene 2003, Asım Kulak AK Parti Bartın Milletvekili, Organize Sanayi Bölgesinde arıtma tesisinin yapılacağıyla ilgili 3 trilyonluk bir ödenek geldiğinden bahsetti. Sene 2007, Yılmaz Tunç Milletvekili 3 trilyonluk ödeneğin geldiğini ve ihale aşamasına gelindiğinden bahsetti. Sene 2012 daha ihalesi yeni yapıldı. Organize Sanayi Bölgesinin arıtma ihalesini demi Bartın Belediyesi yapacak. Atılım Küçük Sanayi Sitesinde Sanayi ve Ticaret Bakanı geldiğinde, oraya geçen esnafımıza 100 milyar lira kredi verilecek dedi. Hala gelmedi. Bunu da sorgulayın. Bizleri eleştirin ama bunları da sorgulayın. Milliyetçi Hareket Partisi Bartın Belediyesi'ni devraldığı 4 yıllık dönemden bu yana toplam16 kez su kesintisi yaşandı. Baraj inşaatında çalışan işçiler bile neden patlama olduğunu biliyor. Orada yapılması gereken bir uygulama var. O hatların değişmesi gerekiyor. Baraj sınırına kadar Oğuz Pir döneminde değişmiş. Daha sonra burada baraj inşaatı olduğunu ve yeni bir yol yapılacağı için borular baraj altında kalmasın diye yapılamamış. Üst yol tamamlandığında DSİ boruları yukarıya alınacak ve Bartın'daki su kesintisi sorunu ortadan kalkacak. Baraj inşaatı çalışmaları bitiyor mu? Bitmiyor. Daha yolunu bile bitirmekten acizler. Bir tane viyadük yaptılar. On yıldan bu yana bu siyasi parti iktidarda Bartın Belediyesi şamar oğlanı değildir. Susuyorsak, edebimizdendir. İnkum'da orman yangını oldu. Yangında belediyemizi suçladılar. Ormanlar belediyeye bağlı değil. Orman Bakanlığı söndürecek. Bartın Belediyesi de itfaiye yardımıyla onlara yardımcı olacak. Ama bizim Belediye Başkan Yardımcımız yukarıda hortumla yangın söndürürken, bizim milletvekilimiz gezmeden gelip film seyreder gibi yangın seyrediyor. Bartın Belediyeler Birliği'nin tek kurulma amacı nedir? Bartın Katı Atık Bertaraf tesisinin kurulmasıdır. Beş yıldan beri yok. İhalesiydi yok yeri hazırlandı, proje ihalesine çıkacak gibi sözlerle 5 yıldır hala debeleniliyor. Burası Bartın Belediyesi'nin çöplüğü değil, bütün belediyeler çöpünü buraya döküyor. Verin bizim sorumluluğumuza, sadece Bartın belediyesi döksün, tedbirimizi alalım. Yoksa bize yardımcı olsunlar. Herkes elini taşın altına koysun" dedi. - BARTIN

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Milliyetçi Hareket Partisi Sezai Bilgin Ak Parti Bartın Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title