Milli Park'taki Yörük Mezarları Sahip Çıkılmayı Bekliyor
Kuşadası'na Bağlı Güzelçamlı Beldesi Sınırları İçerisindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda Bulunan Yörük Mezarları Sahip Çıkılmayı Bekliyor. Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(kodosd) Tarafından Milli Park İçerisinde Yapılan Bir Araştırma Sırasında Ortaya Çıkan Yörük Mezarlarının Düzenlenmesini İsteyen Yörükler, Yetkililerden Gelecek İzni Bekliyor.
Kuşadası'na bağlı Güzelçamlı beldesi sınırları içerisindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda bulunan Yörük mezarları sahip çıkılmayı bekliyor. Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği(KODOSD) tarafından Milli Park içerisinde yapılan bir araştırma sırasında ortaya çıkan Yörük mezarlarının düzenlenmesini isteyen Yörükler, yetkililerden gelecek izni bekliyor.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Dilek Yarımadası Milli Parkı'nda araştırma yaparken, Yörük mezarları ile karşılaştıklarını belirterek, "Araştırırken, bazı mezarlarla karşılaştık. Mezarların durumuna baktığımızda yakın tarihe ait olduklarını anladık.Daha sonra yaptığımız araştırmalarda burada bulunan mezarların, Dilek yarımadasının 1966 yılında milli park ilan edilmeden önce, burada yaşayan Yörüklerin olduğunu tespit ettik. Yörükleri araştırdığımızda genellikle Tuzburgazı, Atburgazı, Akyeniköy ve Güllübahçeli Yörükler olduğunu gördük" dedi.
1937 yılında Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı'nın içinde İncirli mevkiinde bir çadırda dünyaya gelen Ahmet Kocagöbek'te bu Yörüklerden biri. Dedelerinin, atalarının burada yaşadığını söyleyen Ahmet Kocagöbek, 1850 yıllardan bu yana Yörüklerin bu bölgede yaşadığını belirterek, "Bademlikte, Neroda, İncirlide, Dipburunda, Papazın yerinde 40-50 hane çadır kuruluyordu. Gündüzleri inek, keçi ve koyunlarını bu coğrafyada güdüyorduk. Suları burada bulunan sarnıçtan ve kuyulardan karşılıyorduk. Bademlik ve İlyasağa Mevkilerinde Rumlardan kalma zeytinleri toplayarak, ayak yağı çıkarıp kırma zeytin yapıyorduk. Bademlik İncirlipınar'da bulunan kilise için, müftülükten izin aldık ve Cuma namazlarını bu kilisede kılıyorduk" dedi.
EKODOSD'un yaptığı araştırmaya göre, 1966 yılında Dilek Yarımadası milli park ilan edilince, burada bulunan Yörükler zorunlu olarak bölgeyi terk etmek zorunda kalırlar. O yıllarda 20-25 hane çadır kalmıştır. Yörükler ellerindeki hayvanlarından bazılarını satar, satamayanlar da doğaya bırakır. Bugün milli park ormanlarında özgürce dolaşan yaban atları ve yaban sığırları, burada yaşayan Yörüklere ait hayvanlardır. 1970'li yıllara kadar kısmen ineklerini bazı bölgelere sokan Yörüklere, daha sonra milli parkın oluşturduğu koruma nedeniyle izin verilmemiştir. Burada yaşayan Yörüklerin bazıları, Dilek yarımadasının milli park olmasında büyük etken olan Anadolu Parsını gördüklerini, muhteşem bir hayvan olduğunu ve Anadolu Parsının sesini duyduklarında tüm köpeklerin çadırlarına kaçtıklarını anlatmaktadır.
EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Yörüklerin, doğdukları ve yıllarca hayvanlarını yaydıkları, atalarının mezarlarının olduğu bu topraklara, yılın belirli günlerinde özel izinle girerek mezarlık ziyaretinde bulunduklarını söyledi. Sürücü "Yörüklerin en çok üzüldükleri konulardan biri mezar soyguncuları. Atalarının mezarlarının bu soyguncular tarafından tahrip edilmesine çok üzülüyorlar. Atalarının mezarlarını yaptırmak istiyorlar, ancak milli park kanunlarının bunu engellediğini söyleniyor. Şimdilik eskiden orada yaşayan, dedesini ve atalarını tanıyan insanların gittiği mezar ziyaretleri, belki de bu insanlar yok olunca unutulacak. Milli park yetkililerinin kontrolü altında, yeni yetişen neslin de geleneksel olarak bu ziyaretlerini sürdürmeleri ve burada yapacakları anma törenleri, milli parka ayrı bir zenginlik katacaktır. Hem de Çanakkale Savaşlarında ölen ve hiç tanımadıkları ataları için her yıl Gelibolu Milli Parkı'na gelen Avustralya ve Yeni Zelanda'lı insanlar gibi, Yörük mezarlığında yatan insanların torunlarını mutlu edecektir" diye konuştu.
(ZH-İK) 28.02.2008 02:22 TSİ