Muğla ve Aydın'da Köylüler Rüzgar Enerjisi Projesine Karşı Yaşam Alanlarını Savundu
Muğla ve Aydın arasında 33 kilometrelik alanda özel bir şirket tarafından yapılması planlanan 30 türbinden oluşacak rüzgar enerjisi santraline (RES) çevreciler ve köylüler tepki gösterdi. Köylüler, ÇED toplantılarında RES’in bölgenin doğal yapısına zarar vereceğine belirterek, santral istemediklerini dile getirdi. Köyde yaşayan bir arıcı, ürettiği balı şirket temsilcine ikram ederek “Bu balı, kesmek istediğiniz fıstık çamı ağaçlarında olan basrayı yiyerek yapan çalışkan arılar yapıyor. Bizim geleneksel yaşantımızı bozmayın, biz böyle mutluyuz” dedi.
ESMA TURAN
Muğla ve Aydın arasında 33 kilometrelik alanda özel bir şirket tarafından yapılması planlanan 30 türbinden oluşacak rüzgar enerjisi santraline (RES) çevreciler ve köylüler tepki gösterdi. Köylüler, ÇED toplantılarında RES'in bölgenin doğal yapısına zarar vereceğine belirterek, santral istemediklerini dile getirdi. Köyde yaşayan bir arıcı, ürettiği balı şirket temsilcine ikram ederek "Bu balı, kesmek istediğiniz fıstık çamı ağaçlarında olan basrayı yiyerek yapan çalışkan arılar yapıyor. Bizim geleneksel yaşantımızı bozmayın, biz böyle mutluyuz" dedi.
Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Sakarkaya bölgesinden başlayarak, Aydın Karpuzlu'ya bağlı Tekeler ve Yahşiler'e kadar uzanan 33 kilometrelik geniş bir alanda 125 MW kapasiteli 30 adet rüzgar enerji türbininden oluşacak RES yapılması planı, köylülerin ve çevrecilerin tepkisini çekti.
İKİ KÖYDE ÇED TOPLANTISI DÜZENLENDİ
Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Yönetmeliği'nin 9. maddesi gereğince ilgili şirket, dün köylülerle toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ilki, Milas'a bağlı Sakarkaya Köyü'nde yapıldı. Muğla Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve bakanlık temsilcilerinin yönettiği toplantıda, şirket temsilcileri yapmayı projeyi anlattı. Latmos'un doğal ve kültürel kaynak değerlerinin yüksek olmasından dolayı ekoturizm yapılması taleplerinin dile getirilmesi üzerine şirket temsilcisi, RES turizmi de olabileceğini, bunun en güzel örneğinin Bozcaada'da yaşandığını, buraya gelen ziyaretçilerin memnun olduğunu belirtti.
"Köylülerim ne isterse o olur" diyen Sakarkaya Muhtarı Hakkı Arıcı, bölgenin en önemli ekonomisinin arıcılık ve çam fıstığı üretimi olduğuna dikkat çekti. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Karya Yolu yürütücüsü turizmci Altay Özcan, turizmci Orhan Serçin, Dr. Varol Aydın ise bölgenin doğal ve kültürel kaynak değerleri, ekoturizm potansiyelinin önemi, bölgenin eşsiz biyolojik çeşitliliği, yaban hayatı ve bölge insanının geleneksel yaşamı bozulmadan sürdürülebilir bir şekilde hem tarımdan hem turizmden kazanımlarını anlattı.
Bölgede yoğun bir şekilde fıstık çamı ve arıcılık yapan üreticiler, düşünülen RES projesinin en önemli geçim kaynakları olan arıcılığa ve küner üretimine büyük darbe vuracağını belirterek, kesinlikle karşı olduklarını dile getirdi.
"BİZİM GELENEKSEL YAŞANTIMIZI BOZMAYIN, BİZ BÖYLE MUTLUYUZ"
Köyde yaşayan arıcılar, üretmiş oldukları bir petek balı şirket temsilcilerine ikram edip, "Bu yemiş olduğunuz balı, sizlerin kesmek istediğiniz fıstık çamı ağaçlarında olan basrayı yiyerek yapan çalışkan arılar yapıyor. Bizim geleneksel yaşantımızı bozmayın, biz böyle mutluyuz" diyerek tepki gösterdi.
İkinci toplantı ise Karpuzlu'ya bağlı Tekeler'de yapıldı. Aydın Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve bakanlık temsilcilerinin yönettiği toplantıda, şirket temsilcileri burada da projeyi anlattı.
Proje hakkında bugüne kadar hiç kimsenin kendilerine bilgi vermediğini söyleyen Tekeler Muhtarı Ersin Erçetin, toplantı sırasında her şeyi öğrendiğini belirterek hem şirket temsilcisini hem de gelen STK temsilcilerini dinlediğini ve kafasında durumun netleştiğini, yapılması düşünülen projenin köylülere hiçbir yararının olmayacağını, aksine zararı olacağını söyledi. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili, çevre hukuku uzmanı avukat Cem Altıparmak, uygulanmak istenen proje alanının doğal ve kültürel kaynak değerlerini, ekoturizm potansiyelini, bu proje uygulandığı takdirde meydana gelecek geri dönülmez tahribatları, köylülerin kaybedeceği ekonomik ve sosyal kazanımları anlatarak; bölge halkının geleneksel yaşamlarının bozulmamasını, yaşam alanlarının tahrip edilmemesini, bölgede tarım ve ekoturizm yapılması taleplerini dile getirdi.
"AĞAÇLARIMIZI NASIL KESECEĞİNİ ANLATIYORSUNUZ"
Tekeler ve Yahşiler'den gelen yerel halkın tümü özellikle arıcılar, yaşam alanlarını bozacak ve ekonomik gelirlerine engelleyecek bu projeyi istemediklerini ifade etti. Şirket temsilcisi, köylünün hiçbir arazisine girmeyeceklerini ancak denk gelirse arazi sahibiyle anlaşabileceklerini, anlaşamadıkları takdirde kamulaştıracaklarını belirterek, genellikle bu bölgelerin tamamının orman olduğunu, 6 metre yol açacaklarını, yol üzerindeki orman müdürlüğünün göstereceği ağaçları keseceklerini söyledi.
Bunun üzerine köylüler, "Bizim arkadaşlar tek bir ağaç kestikleri için hapishanede yattı. Şimdi şirket kaç tane ağaç kesecek, buna nasıl izin verilecek? Biz arıcılığı geliştirip bal üretmek için, bir tane daha ağaca basra aşılaması yaparak çoğaltalım diyoruz, sizler ağaçlarımızı nasıl keseceğinizi anlatıyorsunuz" diyerek tepkilerini dile getirdi.
Toplantı, "Toplantıya katılım sağlayanlar tarafından projenin yapılmasının istenilmediği belirtildi" şeklinde tutanak tutulmasının ardından sona erdi.