Haberler

Ömer Ziyâddîn Dağıstânî'nin hayatı kitap oldu

Güncelleme:
Abone Ol

Bursa'da İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi'nin kuruluş çalışmaları esnasında tespit ettiği Ömer Ziyaeddin Dağıstani'ye ait "Lugatü'l-Evzan" isimli sözlüğün mahiyetini öğrenmek için araştırma yapan Osman Nuri Solak, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yılları gibi...

Bursa'da İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi'nin kuruluş çalışmaları esnasında tespit ettiği Ömer Ziyaeddin Dağıstani'ye ait "Lugatü'l-Evzan" isimli sözlüğün mahiyetini öğrenmek için araştırma yapan Osman Nuri Solak, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yılları gibi önemli bir zaman diliminde yaşamış olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin ilginç hayat hikayesini kitap haline getirdi.

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne 2023 yılında kurulan İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi'nde yazma ve matbu eserlerin büyük bir çoğunluğunu Nakşibendi-Halidi Şeyhi Ömer Ziyaeddin Dağıstani'ye ait eserlerin oluşturduğunu belirten Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi Sorumlusu Osman Nuri Solak, bu eserlerin fakülteye 1982-83 yıllarında fakültenin ilk dekanlığını yapan Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin oğlu Yusuf Ziya Binatlı tarafından bağışlandığını söyledi.

Ömer Ziyaeddin Dağıstani'ye ait bu eserlerin tasnif ve teknik işlemlerini yaparken karşılaştığı 3 ciltlik eserin dikkatini çektiğini belirten Solak, "Bu eser Lugatü'l-Evzan ismindeki ilginç bir lugat çalışmasıydı. Lugatü'l-Evzan'ın daha önce hiç görmediğim bir şekilde, bir lugatın maddelerinin tek tek kesilmek suretiyle yeni bir tarz ve metodla dizayn edilmiş ilginç bir formatı vardı. Dolayısıyla bu lugatın mahiyetini öğrenmek için yaptığım araştırmalar sonucunda hiçbir kaynakta ve kayıtta bu eser hakkında herhangi bir bilgiye de rastlayamadım. Bu eserden yola çıkarak Ömer Ziyaeddin Dağıstani'yi daha yakından tanımak için birtakım araştırmalar yaptım" dedi.

Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yılları gibi önemli bir zaman diliminde yaşamış olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin ilginç hayat hikayesinin kendisini çok etkilediğini belirten Solak, "Yaptığım araştırmalar sonucunda Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin Lügatül Evzan sözlüğü gibi daha önce bilinmeyen diğer el yazması eserleri ile tüm matbu' kitaplarının tanıtımını ihtiva eden bir yayına da rastlayamadım. Dolayısıyla bugüne kadar gün yüzüne çıkartılmamış bu yazma ve matbu eserleriyle birlikte tüm eserlerini tanıtarak bu eserlerin bulunduğu kütüphane bilgileriyle beraber yer vermeye çalıştım. Bu kitapta ayrıca, Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin hayatını geçirdiği Dağistan, İstanbul, Edirne ve Tekirdağ gibi Anadolu'nun çeşitli şehirleri ile sürgünde bulunduğu Medine ve Mısır coğrafyasındaki kütüphaneler, Osmanlı Arşivleri ve Meşihat Arşivinden tespit ettiğim arşiv belgeleri ışığında hayat hikayesini yazmaya çalıştım" dedi.

Osman Nuri Solak, Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin hayat hikayesinden kısaca şöyle bahsetti:

"1849 yılında Dağistan'da dünyaya gelmiş, Şeyh Şamilin oğlu ile 1877-78 Osmanlı Rus Harbine katılmış ve Osmanlı Devleti'nin bu savaşta yenilmesi neticesinde İstanbul'a hicret etmiştir. İstanbul'da Nakşibendi-Halidi şeyhlerinden Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi'ye intisap ederek eğitimini bu tekkede tamamlamıştır. Ömer Ziyaeddin Dağıstani' talebeliğinde çalışkanlığı ve ihlası ile Şeyhi'nin himmetini ve sevgisini kazanınca Gümüşhanevi hazretlerinin kendisine birgün, 'Hafız Ömer' diye hitap etmesi üzerine Kur'an-ı Kerim'i hıfzetmeye başlamış ve hafızasının çok kuvvetli olması sebebiyle de altı ay gibi kısa bir sürede hafızlığını tamamlamıştır. Gümüşhanevi tekkesinde almış olduğu eğitimlerden sonra, önce çeşitli medreselerde müderrislik, daha sonra 1878'de Edirnede II. Ordu 9. Alay Müftülüğü, 1893 yılında Malkarada kadı naipliği, 1903'te, yüksek rütbeli bir kadılık olan Kudüs Mevleviyetine getirilmiştir. 1906 ile 1908 yılları arasında Tekirdağ'da hem kadı naipliği, hem de hukuk ve ceza mahkemesi reisliği yapan Ömer Ziyaeddin Dağıstani, II. Meşrutiyet ilan edilince emekliye ayrılmış ve İstanbul'a dönmüştür. Ömer Ziyaeddin Dağıstani, Sultan II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle sonuçlanan 31 Mart Vak'ası'nın bastırılmasından sonra İttihat ve Terakki yönetimi tarafından, Volkan Gazetesi'nde İslam halifesine itaat edilmesi ve Osmanlı Padişahları'nı öven yazılar yazması ile birlikte "Hadis-i Erba'in fi Huküki's-Selatin" isimli Hilafeti savunan bir eser yazması ve İttihad-ı Muhammedi Cemiyeti'ne üye olduğu ve Derviş Vahdeti ile ilişkisi olduğu iddiasıyla 1. Divan-ı Harbi Örfi tarafından yargılanarak müebbed kalebentlik cezasıyla mahküm edilerek Medine'ye sürgün edilmiştir. Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa rüyasında Hz. Peygamberden aldığı talimat üzerine Medine'ye gitmiş ve Ömer Ziyaeddin Dağıstani'yi yanına alarak Mısır'a getirmiştir. Mısır'da 10 yıl Hidiv'in saray hocalığı ve imamlığını yapmıştır. Mısır'dayken I. Dünya Savaşı başlar ve İngilizler'in Mısır halkından paralı asker toplamaya çalışması üzerine halkı bilinçlendirmek amacıyla "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Müslüman kardeşine kurşun atmaz, halifeye karşı gelmeyiniz" şeklinde bildiriler yayımlar, broşürler dağıtır. İngilizler tarafından hapsedilip idama mahküm edilir. Hidiv Abbas Hilmi Paşa'nın müdahale etmesiyle serbest bırakılır. 1912'de çıkan afla İstanbul'a geri dönerek Gümüşhanevi Tekkesi'nde yaklaşık iki buçuk yıl şeyhlik ve müderrislik vazifelerinde bulunmuştur. Ayrıca Süleymaniye Medresesi'nde Hilafiyat Müderrisliği ve Hadis Müderrisliği yapmıştır. Sultan Vahdeddin'in şeyhülislamlık teklifini "işgal altında bulunan bir memlekette fetva makamı işgal edilemez" diyerek kabul etmemiştir. Ömer Ziyaeddin Dağıstani, 18 Kasım 1921 tarihinde Gümüşhanevi Tekkesi'nde dar-ı bekaya irtihal etmiş ve Süleymaniye Camii haziresindeki Gümüşhanevi halifelerine mahsus bölümde ebedi istirahatgahına tevdi edilmiştir.

Çok yönlü bir alim olan Ömer Ziyaeddin Dağıstani Arapça, Farsça, Türkçe ve Rusça ile birlikte Dağıstan dillerini ve Orta Asya Türk lehçelerini bilen ve bu dillerde eserler telif etmiş velüd bir alim olduğunu ifade eden Solak, "Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin Hadis ilmi ile beraber, fıkıh, kıraat ve tasavvuf gibi birçok ilim dalları da olmak üzere 20'yi aşkın manzüm ve mensur eser telif ettiğini ve bu eserlerin İstanbul, Dağıstan, Mısır, Trabzon, Bursa ve Edirne'nin çeşitli matbaalarında basılarak neşredildiğini ve İslam coğrafyasının değişik bölgelerindeki, birçok insanla buluştu." dedi

Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli Tasavvuf Tarihi Öğretim Üyesi İlahiyatçı-Yazar Prof. Dr. Mustafa Kara da "Ömer Ziyaeddin Dağıstani'nin oğlu Yusuf Ziya Binatlı, büyük bir hizmet yaptı. O babasının ve kendisinin bazı kitaplarını fakültemize bağışladı. Dolayısıyla Osman Nuri Solak kardeşimizin hazırladığı Ömer Ziyaeddin Dağıstani kitabının da hareket noktası bu kitaplar olmuştur" dedi. - BURSA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

İsmail Hakkı Bursevi Osmanlı Devleti Edebiyat Osmanlı Kültür Yerel bursa Edebiyat Kültür Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title