Şehsuvaroğlu, Türk Ocakları'nda Sarıkamış'ı Anlattı
Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenlediği Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta, Türk Ocakları Merkez Hars Heyeti Üyesi ve araştırmacı yazar Dr. Lütfü Şehsuvaroğlu “Sarıkamış Gerçeği” konusu üzerine bir konuşma gerçekleştirdi.
Türk Ocakları Genel Merkezi'nin her hafta düzenlediği Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta, Türk Ocakları Merkez Hars Heyeti Üyesi ve araştırmacı yazar Dr. Lütfü Şehsuvaroğlu "Sarıkamış Gerçeği" konusu üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Gençlik Kolları yönetim kurulu üyesi Latife Hanım Ovalı yaptı. Ardından Şehsuvaroğlu sohbetine başladı.
"YENİLGİLERDEN DERS ÇIKARMALIYIZ"
Konuşmasına Türklerin her zaman zaferlerinden bahsedip, zaferlerin yaşattığı güzel psikoloji ile hareket ettiğini söyleyerek başlayan Şehsuvaroğlu, bu durumun aslında görüldüğü gibi olmadığını, 1683'den bu yana yenildiğimizi fakat bu yenilgilerden ders çıkaramadığımızı söyledi. Ders çıkarmak hususunda Sarıkamış'ın çok önemli bir yer kapladığından bahseden Şehsuvaroğlu, batı ülkelerinin bu ilkeyi benimseyerek kendilerini geliştirdiğini vurguladı. Şehsuvaroğlu Türk tarihinde bu hususu daha önce Tuğrul Bey'in benimseyerek başarılı olduğunu aktardı.
"ENVER PAŞA ANADOLU'YA GELECEĞİNİ SÖYLEMEDEN ÖNCE KİMSE SARIKAMIŞ'I BİLMİYORDU"
Savaş halinde olan Osmanlı tebaasının Sarıkamış'tan o sırada haberinin olmadığından bahseden Şehsuvaroğlu, ancak Milli Mücadele devrinde, Enver Paşa'nın Anadolu'ya tekrar girmek istemesiyle Sarıkamış'ın bilinmeye başlandığını ifade etti.
Şerif Bey'in hatıralarının basılmasıyla Sarıkamış hakkında propagandaların başlamasının bu sonucu doğurduğunu anlatan Şehsuvaroğlu, Enver Paşa'nın durumunu Sobiyeski'ye benzetti. Sarıkamış'ı üç kısma ayıran Şehsuvaroğlu, bunları Sarıkamış'a giden süreç, Sarıkamış'ta yaşananlar ve spekülasyonlar olarak sıraladı. Şehsuvaroğlu, Enver Paşa hakkındaki görüşlerini de ayrı dile getirdi. Enver Paşa'nın yanlışları olduğunu ancak büyük bir komutan ve kahraman olduğunu belirtti. Enver Paşa'nın şehadetini anlatan Şehsuvaroğlu, O'nun yalınkılıç Rus mitralyözlerine taarruz ederken şehit olduğunu söyledi.
"ENVER PAŞA BALKANLARDAN KAFKASYA'YA BİR UMUT IŞIĞIYDI"
Hafız Hakkı Paşa'dan ve Enver Paşa'dan bahseden Şehsuvaroğlu, Hafız Hakkı Paşa'nın yer yer Enver Paşa'yı suçladığından bahsetti. Ayrıca, Sarıkamış'ı anlamak için, "Drina Köprüsü" adlı kitabı anlamanın elzem olduğundan bahseden Şehsuvaroğlu, Enver Paşa'nın Balkanlar'da ve Kafkasya'da bir umut ışığı olarak ortaya çıktığını aktardı. Cemal Paşa'nın hatıralarında ise dünyayı iyi gözlemleyip İttihat ve Terakki'nin İngilizlerle işbirliği yapmak istediğini ancak İngilizlerin yanaşmadığını yazdığını ekleyen Şehsuvaroğlu, Osmanlı'nın Kırım Harbi esnasında Ruslara karşı İngilizlere ciddi bir şekilde de borçlandığını söyledi. "Osmanlı subaylarının Alman kuvvetleriyle beraber olup, Osmanlı'yı yok etmiş olma hikayeleri tamamen yanlıştır" diyen Şehsuvaroğlu, Sarıkamış hakkındaki bir kısım iddiaların doğru olmadığını sözlerine ekleyerek devam etti.
"SARIKAMIŞ'TA YİRMİ ÜÇ BİN ASKER DONARAK, YİRMİ BİN ASKER SAVAŞARAK ŞEHİT OLDU"
Yemen'den gelen orduların yazlık kıyafetleri ile Sarıkamış'a gönderildiği iddialarına karşın, Yemen'den gelen iki taburun koşullara uygun bir şekilde giydirildiğini söyleyen Şehsuvaroğlu, yedi bin küsür Rus askerinin de savunmadayken donduğunu kaydetti. Sarıkamış Harekatı'ndaki planın Rus saflarında savaşan Türk unsurları kendi taraflarına çekebilmek ve Rus hegemonyasını tamamen yok etmek hatta Moskova'ya kadar ulaşabilmek üzerine olduğunu aktaran Şehsuvaroğlu, hiçbir plan olmasa dahi kaybedilen toprakların geri alınması için gerekli olduğunu söyledi. Tanenburg kuşatmasına benzer bir plan yapıldığını söyleyen Şehsuvaroğlu, Hasan İzzet Paşa'nın harekatı ertelemeye dair fikirlerine karşı Enver Paşa'nın çok sert şekilde cevap verdiğini anlattı. Şehsuvaroğlu, harekat esnasında Enver Paşa'nın, Hafız Hakkı Paşa'dan önce Sarıkamış'a girmesiyle ve harekatın planlarını elinde bulunduran Nasuh Paşa'nın esir düşmesiyle Sarıkamış'ın seyrinin değiştiğini söyledi.
"Osmanlı'nın en büyük vasfı askerlerinin kıyafet ve yemek bakımından yeterli durumda olmasını sağlamalarıdır" diyen Şehsuvaroğlu, tedarik gemilerinin batmasına rağmen bu ihtiyaçların karşılandığını söyledi. Son olarak Sarıkamış'ta yirmi üç bin donarak, yirmi bin savaşarak şehit olan asker olduğunu, otuz bin geriye dönen ve yirmi bin kadar da esir asker olduğunu ekledi. Esir askerlerin Kırım ve Azerbaycan'a götürüldüğü ve çoğunun geri dönmediğinden bahseden Şehsuvaroğlu, kendi yazdığı türküsünü söyleyerek sohbetini bitirdi. - ANKARA