Sevgi Sırları Yıllar Sonra Ortaya Çıktı
Eskişehir'de yaşayan, dede ve babaannesinin mektuplarını ‘Yeşil Sandık’ta bulan torun Canan Güngör Canperk, çocuklarına bırakacağı değerli bir hazine bulduğu için mutlu olduğunu söyledi.
Eskişehir'de yaşayan, dede ve babaannesinin mektuplarını 'Yeşil Sandık'ta bulan torun Canan Güngör Canperk, çocuklarına bırakacağı değerli bir hazine bulduğu için mutlu olduğunu söyledi.
Canperk, 1914 doğumlu dedesi Mahmut Güngör ile 1921 doğumlu babaannesi Hafize Güngör'in birbirlerine yazdıkları mektupları nasıl bulduğunu anlattı. Dedesinin evinin 2010 yılında yıkılmadan önce O'nlardan saklayabileceği bir şeyler aradığını söyleyen Canan Güngör Canperk, "Bodrumda, döşemeye saklanmış yeşil renkli bir sandık buldum. Açtığımda dedem ve babaannemin birbirlerine yazdıkları aşk mektuplar ve fotoğraflar buldum. Yıllarca bu mektup ve fotoğrafları saklamışlar. Sandığın içinde eski dergi ve gazetelerde vardı. İlk evlendikleri fotoğraf ile çok küçük yaşta olan babam Hasan Yüksel Güngör ile birlikte çekilmiş fotoğraflar buldum. Fotoğraflar ve mektuplar beni çok duygulandırdı. Şimdi bende olan bu mektup ve fotoğrafları çocuklarım da saklayacaklardır" dedi
Artık kimsenin birbirine mektup yazmadığı, internet aracılığı ile veya SMS'ler ile iletişim kurdukları bir çağda bu mektupların öneminin daha da büyük olduğunu vurgulayan torun Canan Güngör Canperk, "Mektupları okurken gözlerim doldu. Mektuplar edebi dilinde, zarafet birbirlerine hitap şekli çok hoşuma gitti. Diğer tarafta da insanlar sevgili olduklarında mektup yazarlardı. Evlendiklerinde ise pek mektup yazılmazdı. Ama dedem ve babaannem birbirlerine yazmaya devam etmişler. Dedem iş gereği şehir dışında çıktığında mektup yazmış. Mektupları okurken o dönemde yaşam standartlarını bile öğrenebiliyoruz. Örneğin dedem, yeni bir ev arıyor, bulduğu evi de babaanneme anlatıyor. Örneğin diyor ki; 'Senin istediğin gibi bir ev buldum. Evin içinde tuvalet var.' O dönemde bir tuvaletin evin içinde olması ne kadar çok önemli…" diye konuştu.
54-55 YILLIK MEKTUPLAR
Avukat olan Mahmut Güngör, ev kadını olan eşi Hafize Güngör'e 14 Nisan 1961 tarihinde yazdığı mektuba "Benim canım karıcığım" diye başlıyor ve "Nasılsın, sizi çok özledim. Param olsa hemen bir hafta, on gün seni İstanbul'a çağıracağım. Fakat nasıl dayanacağım bilmem. Seni yanımda görmek istiyorum. İnşallah o da olacaktır… (…) Karıcığım 7 Nisan 1961 tarihli mektubunu aldım, memnun oldum, çocuklarımızın derslerine çalışmaması beni üzdü" diye devam ediyor.
Mahmut Güngör, 14 Haziran 1961'de eşine yazdığı mektupta "Bugün sana, Üsküdar'da 375 liraya güzel bir aparduman katı tuttum" diyerek o günkü Üsküdar'ı İstanbul'u anlatıyor:
"Bağlar başına giden tramvay caddesi var. Fındık ağacı mevki var. Her tarafı orman gibi. Bağ, bahçe, cevizlik, bizim apartman. Üsküdar Kız Lisesi var."
HAFİZE HANIM DA CEVAP YAZMIŞ
Ankara Hukuk Fakültesi'nde okurken evlendiği eşine mektuplar yazarken Hafize Güngör de mektupları cevapsız bırakmamış. Her mektubuna karşılık vermiş. Özlemini, sevgisini anlatmış. Çocuklarının ders çalışıp çalışmadığını bile iletmiş mektuplarında. Anne ve babalarının sıkıntılarını dile getirmiş mektuplarda.
Torun Canan Güngör Canperk, mektupları Yeşil Sandıkta 'hazine bulmuş' gibi hissettiğini belirterek dedesinin ve babaannesinin mektuplarını sık sık okuduğunu, fotoğraflara baktığını söyledi - ESKİŞEHİR