Siirt Belediye-İş: "Özgürlüklerin Sınırının Siyasal İktidarlar Tarafından Çizilmediği Bir Ülkede Yaşamak İstiyoruz"
Belediye-İş Sendikası Siirt-Mardin Şubesi, zamları ve hükümetin ekonomi politikalarını protesto etti. Yapılan açıklamada, “Özgürlüklerin sınırının siyasal iktidarlar tarafından çizilmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Talanın, yolsuzlukların, yoksunlukların, adaletsizliklerin olmadığı bir ülkede, insana yakışır koşullarda üretmek, çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Biz emekçiler, anayasal hakkını kullanıp sendikalı olduğu için sendika değiştirmeye zorlanan, toplu sözleşme hakları gasp edilen, işten atılıp aileleriyle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen kölelik düzeninde yaşamak istemiyoruz" denildi.
YUSUF EREN
Belediye-İş Sendikası Siirt- Mardin Şubesi, zamları ve hükümetin ekonomi politikalarını protesto etti. Yapılan açıklamada, "Özgürlüklerin sınırının siyasal iktidarlar tarafından çizilmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Talanın, yolsuzlukların, yoksunlukların, adaletsizliklerin olmadığı bir ülkede, insana yakışır koşullarda üretmek, çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Biz emekçiler, anayasal hakkını kullanıp sendikalı olduğu için sendika değiştirmeye zorlanan, toplu sözleşme hakları gasp edilen, işten atılıp aileleriyle açlığa ve yoksulluğa mahküm edilen kölelik düzeninde yaşamak istemiyoruz" denildi.
Belediye-İş Sendikası Siirt-Mardin Şubesi, zamları ve hükümetin ekonomi politikalarını protesto etmek için bugün kent meydanında basın açıklaması yaptı. Şube Başkanı Halit Akınay, tüm emekçileri 1 Mayıs'ta meydanlara çağırdı.
"BİZ EMEKÇİLER, ÖZGÜRLÜKÇÜ, ADİL VE BARIŞ İÇİNDE BİR DÜNYA, BİR ÜLKE İSTİYORUZ"
Halit Akınay, "Biz emekçiler, özgürlükçü, adil ve barış içinde bir dünya, bir ülke istiyoruz. Biz emekçiler, insanların gündüz sömürülmediği, gece aç yatmadığı, özgür ve demokratik bir ülke istiyoruz. Biz emekçiler ne sömürülen ne sömüren, insanca bir düzen istiyoruz. Ülkemiz, tarihte görülmemiş düzeyde derin bir yoksulluk yaşıyor. Zengin ile yoksul arasındaki gelir eşitsizliği daha da artmıştır" dedi.
"ENFLASYONDAKİ YÜKSELİŞ EMEKÇİLERİN ALIM GÜCÜNÜ DÜŞÜRMEKTE, HALKIMIZ EN TEMEL İHTİYAÇLARINI BİLE GİDERMEKTE ZORLUK ÇEKMEKTEDİR"
Akınay, "İktidarın yıllardır uyguladığı, üretime, istihdama dayanmayan; işçiyi, köylüyü, emekçileri yok sayan ithalata, inşaata dayalı rant politikaları sonucu Türk lirası sürekli değersizleşmektedir. Enflasyondaki yükseliş emekçilerin alım gücünü düşürmekte, halkımız en temel ihtiyaçlarını bile gidermekte zorluk çekmektedir.
"BUGÜN HALKIMIZIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU SADECE YOKSULLAŞMA SÜRECİ DEĞİL, HAYATINI DEVAM ETTİREBİLME SORUNU İLE KARŞI KARŞIYADIR"
Barınma, ısınma, elektrik ve gıda gibi temel harcama kalemlerindeki fiyat artışları çok ciddi seviyelere ulaşmıştır. Bugün halkımızın büyük çoğunluğu sadece yoksullaşma süreci değil, hayatını devam ettirebilme sorunu ile karşı karşıyadır. Fiyatlara, faturalara yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan hayat pahalılığı emekçi halkın ağır bir borç ve geçim krizi yaşamasına neden olmaktadır. Tüm emekçiler hayat pahalılığından derinden etkilenmektedir. Emekçilerin önemli bir bölümü asgari ücretle yaşamaya mahküm edilmiştir" diye konuştu.
"İKTİDAR, EMEKÇİ HALKI EKMEĞE MUHTAÇ EDEN ENFLASYON SORUNUNU ÇÖZECEĞİNE, HER ZAMAN YAPTIĞI GİBİ GERÇEKLERİ AÇIKLAYANLARI SUSTURMAYA ÇALIŞMAKTADIR"
Açıklandığında 'çok önemli artış' olarak nitelendirilen ve 2022 yılı için geçerli olacak asgari ücret artışı daha işçinin cebine girmeden yılın ilk ayından itibaren hızla eridiğini belirten Akınay, "Sendikalı işyerlerinde toplu sözleşmelerle elde edilen ücret kazanımları da ücretler işçinin cebine girmeden, TÜİK'in çakma enflasyonunun yüzde 61'i aşması, gerçek enflasyonun yüzde 120'leri bulması yüzünden erimiştir. İktidar, emekçi halkı ekmeğe muhtaç eden enflasyon sorununu çözeceğine, her zaman yaptığı gibi gerçekleri açıklayanları susturmaya çalışmaktadır. İktidar, enflasyon için gerçekçi adımlar atmadığı ve fiyat artışları görülmemiş düzeye ulaştığı için asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretleri ve emekli aylıklarını insanca yaşayacak seviyeye çıkartmak zorundadır. Bu, emekçilerin ricası değil, iktidara talimatıdır. İktidar ya gereğini yapacak ya da emekçiler demokratik yollarla gerekeni yapacaktır" dedi.
"ÖZGÜRLÜKLERİN SINIRININ SİYASAL İKTİDARLAR TARAFINDAN ÇİZİLMEDİĞİ BİR ÜLKE İSTİYORUZ"
İnsanların korkmadan düşündüklerini söyleyebildiği bir ülkede yaşamak istediklerini belirten Halit Akınay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özgürlüklerin sınırının siyasal iktidarlar tarafından çizilmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz. Talanın, yolsuzlukların, yoksunlukların, adaletsizliklerin olmadığı bir ülkede, insana yakışır koşullarda üretmek, çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Biz emekçiler, anayasal hakkını kullanıp sendikalı olduğu için sendika değiştirmeye zorlanan, toplu sözleşme hakları gasp edilen, işten atılıp aileleriyle açlığa ve yoksulluğa mahküm edilen kölelik düzeninde yaşamak istemiyoruz.
Belediye şirket işçileri belediyenin asıl işçisi ve hemen norm kadroya alınmalı. Yıllardır hukuk dışı şekilde ellerinden alınan 52 günlük ilave tediye ödenmesini istiyoruz. Bizler, eşitlik, özgürlük ve sosyal adalet için mücadele ediyoruz. Bizler, zamlara, yoksulluğa ve savaşa karşı mücadele ediyoruz. Bizler, ırk, renk ve inancı ne olursa olsun, herkesin bir arada özgür, adil ve barış içinde yaşadığı bir ülke istiyoruz. Bizler, kadınların toplum yaşamına eşit bireyler olarak katılmalarının sağlandığı, güçsüzü güçlüye, azınlığı çoğunluğa karşı koruyan bir düzende yaşamak istiyoruz."