Sol Parti'den Eskişehir'de Yürüyüş: "Hilafet Çağrılarına, Onların Sokaklarımızı Boğduğu Karanlığa Karşı Ülkenin Bütün Sokaklarında Yürüyeceğiz"
SOL Parti, Eskişehir’de Genel Başkan Önder İşleyen’in katılımıyla dün “Aydınlık, Eşit, Özgür Yarınlar” yürüyüşü düzenlendi. İşleyen, "Hilafet çağrılarına, onların sokaklarımızı boğduğu karanlığa, şeriat çağrılarına karşı Eskişehir’den Samsun’a, Samsun’dan Adana’ya İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e bu ülkenin bütün sokaklarında yürüyeceğiz. Yürüyeceğiz ki bilsinler bu ülke sahipsiz değil" dedi.
MELTEM KARAKAŞ
SOL Parti, Eskişehir'de Genel Başkan Önder İşleyen'in katılımıyla dün "Aydınlık, Eşit, Özgür Yarınlar" yürüyüşü düzenlendi. İşleyen, "Hilafet çağrılarına, onların sokaklarımızı boğduğu karanlığa, şeriat çağrılarına karşı Eskişehir'den Samsun'a, Samsun'dan Adana'ya İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e bu ülkenin bütün sokaklarında yürüyeceğiz. Yürüyeceğiz ki bilsinler bu ülke sahipsiz değil" dedi.
Sol Parti tarafından Eskişehir'de dün "Aydınlık, Eşit, Özgür Yarınlar" yürüyüşü düzenlendi. Adalar Porsuk mevkisinde bir araya gelen yüzlerce SOL Partili, Ulus Anıtı'na yürüdü. "Karanlığı parçala, geleceğe sahip çık", "Faşizme ölüm tek yok devrim" sloganları atan gruba Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şubesi ve Eğit Der Eskişehir Şubesi de destek verdi.
"BİLSİNLER BU ÜLKE SAHİPSİZ DEĞİL"
Ulus Anıtı'nda yapılan basın açıklamasında konuşan SOL Parti Genel Başkanı Önder İşleyen, şunları söyledi:
"Hilafet çağrılarına, onların sokaklarımızı boğduğu karanlığa, şeriat çağrılarına karşı Eskişehir'den Samsun'a, Samsun'dan Adana'ya İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e bu ülkenin bütün sokaklarında yürüyeceğiz. Yürüyeceğiz ki bilsinler bu ülke sahipsiz değil. Yürüyeceğiz ki ayaklarını denk alsınlar. Memleketimizi, geleceğimizi onlara teslim etmeyeceğimizi anlasınlar.
"BU ÜLKENİN İLERİCİ, DEVRİMCİ DEĞERLERİ, MÜCADELE TARİHİ ONLARDAN BÜYÜKTÜR"
Günlerdir, aylardır bu ülkenin sokaklarında Ortadoğu'dan devşirme cihatçı çeteler, karanlığa boğulmuş tarikatlar cemaatler ve iktidar sahipleri hilafet çağrıları yaparak, Cumhuriyet'e kin kusarak bu ülkenin ilerici, özgürlükçü değerlerine saldırarak sokaklarımızı karanlığa boğdular. Amerikan 6. filosuna karşı yürüyen Vedatları, Taylanları katledenler siz değil miydiniz? Biz sizi bu ülkedeki yolsuzluklarınızdan biliriz, hırsızlıklarınızdan biliriz. O yüzden bu memleketin böğrüne saplanmış bu zehirli kılıcı çıkarmak, bu hançeri bu memleketin böğründen çıkarmak boynumuzun borcudur. Onlar bu iktidar koltuklarında oturduklarında bütün gücü kendilerinde sanmasınlar. Bu ülkenin güzel insanları, yürekli insanları, aydınlık yüzlü insanları sakın ha kendilerini güçsüz sanmasınlar. Yalnız sanmasınlar. Bu ülkenin ilerici, devrimci değerleri, mücadele tarihi onlardan büyüktür."
"BİZE DAYATILAN SEFALETİ KABUL ETMİYORUZ"
Tüm Emeklilerin Sendikası Eskişehir Şube Başkanı Ali Paşa Şanlı şunları söyledi:
"16 milyon emekliyiz. Saray iktidarı görüyor. İstediği kadar görmemezlikten gelsin, istediği kadar duymamazlıktan gelsin biz alanlarda insanca yaşam taleplerimizi, haklarımızı haykırmaya, mücadelemizi sürdürmeye, yükseltmeye kararlıyız. Saray iktidarı uluslararası sermaye ülkemize peşkeş çekerken, onlara milyon dolar hak tanırken biz emeklilere geldiğinde 'para yok' diyor ve bize dayattığı sefaleti kabul etmiyoruz."
"HEPİMİZ BİRLEŞİK MÜCADELE VERMELİYİZ"
Eğit Der Eskişehir Şube Başkanı Emin Dağlı, "ÇEDES uygulamasına karşı hepimiz birleşik mücadele vermeliyiz. Duyarlı davranmalıyız. Buradan bilimsel eğitimden yana olan halkımızı ve eğitimcilerimizi selamlıyorum" dedi.
"HALKIMIZ, SEFALET İÇİNDE YAŞAM KAVGASI VERİYOR"
SOL Parti Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Öztürk ise şunları söyledi:
"Ülkemiz rantçıların, hilafet yanlılarının, para babalarının kıskacında yoksullukla ve bağnazlıkla boğuşuyor. Emekçiler, emekliler, halkımız, ülkemiz tarihinde görülmemiş şekilde yoksullaştırılıyor, açlığa ve sefalet içinde yaşamaya mahküm ediliyor. Diğer yandan AKP'ye yakın bir avuç harami ülkemizin kaynaklarına, ulusal gelirimize el koymaktan çekinmiyor. Emperyalist şirketler, yerli işbirlikçileriyle birlikte madenler açarak Anadolu topraklarını yaşanmaz kılıyor. Topraklarımız çölleşiyor; ormanlarımız yok oluyor, derelerimiz kuruyor. İnsanlarımız iş cinayetlerinde ölüyor. Halkımız, sefalet içinde yaşam kavgası verirken; bir avuç sermayedarın ve emperyalist işbirlikçilerinin karlarını katladıkları bu rejimin sürmesi için her türlü baskı, zorbalık, hukuk dışı anti-demokratik uygulamalar en acımasızca uygulanıyor. Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar cezaevlerinde esir alınıyor. Ancak darbe dönemlerinde görülebilecek şekilde hukuk, anayasa ve yasalar askıya alınıyor, meclis fiilen işlemez kılınıyor. İşte 'tek adam rejimi'nin 20 küsur yıldır ülkemizi getirdiği noktanın özeti budur.
"ERZİNCAN'IN İLİÇ İLÇESİNDEKİ ALTIN MADENİNDE YAŞANANLAR KAZA DEĞİL, FACİADIR"
20 yıllık AKP iktidarının yarattığı tablonun son örneği Erzincan'ın İliç ilçesinde bir kez daha görülmektedir. Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeninde yaşananlar kaza değil, faciadır. Bu felaketin sorumlusu yaşam alanlarımızın yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızın talan edilmesine göz yuman AKP iktidarıdır. Yıllardır Erzincan'da bir facianın an meselesi olduğunu duyuranlar ve bu madene karşı mücadele edenler dikkate alınmamış; yaşanan felakete davetiye, bizzat AKP iktidarı tarafından çıkarılmıştır. İliç'te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı ve toplum karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmalıdır.
"ÜLKEMİZİ GERİCİLİĞİN ESARETİ ALTINA SOKTULAR"
'Tek adam rejimi', Cumhuriyet'in tüm ilerici birikimlerini, laikliği, demokrasiyi ve özgürlükleri yok ederek ülkemizi gericiliğin esareti altına soktu. Şimdi de bu esaret zincirlerine yeni halkalar eklemek için uğraşıyorlar! Amerika'nın, NATO'nun, CIA'nın elinde büyüyen siyasal İslamcılar, onların desteğiyle ülkemizi bu karanlığa sürüklediler. Şimdi de onların desteğiyle sömürüyü ve gericiliği büyüterek emperyalizmin çıkarlarını hakim kılmaya çalışıyorlar.
"BU ÜLKENİN YURTTAŞLARI EMPERYALİZMİ ANADOLU TOPRAKLARINDA YENİLGİYE UĞRATAN İNSANLARIN TORUNLARIDIR"
Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin onurlu yurttaşları, açlığa ve yoksulluğa rağmen emperyalist işgale karşı koyan ve emperyalizmi Anadolu topraklarında yenilgiye uğratan onurlu insanların torunlarıdır. Bedel ödenerek kazanılan ülkemizi ve Cumhuriyet'in onlarca yıllık ilerici birikimlerini; orta çağ karanlığından fırlamış gelmiş bir avuç tarikat-cemaat gerici güruhuna kolay kolay teslim etmeyecektir.
"ŞERİAT-HİLAFET ÇAĞRILARINA KARŞI LAİKLİĞİ KAZANMAK İÇİN YÜRÜYORUZ"
Şeriat çağrılarına, hilafet yürüyüşlerine, tarikatıyla cemaatiyle tüm bu karanlığa meydanları da ülkemizi de geleceğimizi de asla terk etmeyeceğiz. Bu ülkenin yurtseverleri var, bu ülkenin ilericileri var, bu ülkenin devrimcileri var. Şeriat-hilafet çağrılarına karşı laikliği kazanmak için yürüyoruz. Tarikat-cemaat yurtlarında istismar edilen çocukların hesabını sormak için yürüyoruz. Kadınların köleleştirilme çabasının, taciz, tecavüzlerin, cinayetlerin hesabını sormak için yürüyoruz. Tarikatlara aktarılan kamu kaynaklarının hesabını sormak için yürüyoruz. Okulları tarikatlardan arındırmak, bilimi ve aklı egemen kılmak için; emekçi halk çocuklarını karanlıktan kurtarmak için yürüyoruz. Amerikan emperyalizmine hizmet için dini kullanan, 6.Filo'ların önünde secdeye durup, BOP Eş Başkanlığı ile övünenleri tarihin çöplüğüne göndermek için yürüyoruz! Aydınlık bir Türkiye için, devrimci demokratik bir cumhuriyeti kurmak için yürüyoruz."