Son dakika! Ailece pedal çevirerek azalan su kaynaklarına dikkat çekiyorlar
Gelen son dakika haberlerine göre Ailece pedal çevirerek azalan su kaynaklarına dikkat çekiyorlar Konya'nın Beyşehir ilçesine gelen bisiklet gönüllüsü matematik öğretmeni çift, kızlarıyla beraber Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü etrafında azalan su kaynaklarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için...
Ailece pedal çevirerek azalan su kaynaklarına dikkat çekiyorlar
KONYA - Konya'nın Beyşehir ilçesine gelen bisiklet gönüllüsü matematik öğretmeni çift, kızlarıyla beraber Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü etrafında azalan su kaynaklarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için pedal çevirmeye başladı.
Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde matematik öğretmeni olarak görev yapan çift, Türkiye'deki azalan suyun önemine ve su kaynaklarına dikkat çekmek amacıyla Beyşehir Gölü etrafında pedal çevirmek için ilçeye gelerek, göl kıyısında "Su gelecektir, su hayattır" yazılı pankart açtı. Matematik öğretmeni İpek Şen, tur öncesinde yaptığı açıklamada, eşinin de kendisi gibi matematik öğretmeni olduğunu belirterek, birisi 3, diğeri 11 yaşında olan kızlarıyla Türkiye'nin göl ve su kaynağı olan bölgelerine giderek farkındalık oluşturmak amacıyla bisiklet turları yaptıklarını vurguladı. Bu yılki projeleri kapsamında küresel iklim değişikliği ve kuraklık gibi sebeplerle azalan su kaynaklarına dikkat çekmek için "Hep Şenler Göllerde" sloganıyla "Suyun izinde göller projesi" ürettiklerini aktaran Şen, bu proje ile göllerin etrafında bazılarında bisikletleriyle pedal çevirerek tam, bazılarında yarım tur attıklarını dile getirdi. Kurumuş olanlarda ise sadece yanına yaklaşıp durumlarını gözleyebildiklerini vurgulayan Şen, "Bu şekilde doğal oluşumlu 50 göle ulaşıp, onların durumlarını yerinde inceleyip, kuraklık sorununa dikkat çekmek aslında amacımız, bunun için bisikletlerimizle yollardayız. Beyşehir Gölü bizim 21. gölümüz, buradan da Van'a kadar devam edeceğiz. En son Van Gölü, ardından Çıldır Göllerinin etrafında tam tur turumuzu Karadeniz üzerinden noktalayacağız. Bütün göllerin sıkıntısı hepsinde bir kuraklık sebebiyle çekilme oluyor. Eğer kış dönemlerinde yeterli yağış olmazsa maalesef kuruma noktasına geliyor. Bunun gibi birçok gölle karşılaştık biz. Hatta Burdur Gölünde de çekilme çok fazlaydı. Beyşehir Gölüne ilk defa geliyoruz, burası Türkiye'nin üçüncü en büyük gölü, aynı zamanda en büyük tatlı su gölü, mutlaka gelmemiz gerekiyordu buraya. Beyşehir Gölünde su çekilmesi var, yine yeterli kış yağışları almazsa, bu çekilme daha fazla olacak gibi gözüküyor. Biz de Beyşehir Gölü etrafındaki turumuzu yaklaşık yüz yirmi kilometre civarında bir tur atacağız ve tamamlayacağız, gözlemler yapacağız" dedi.
Şen, daha önceki bisiklet turlarında yanlarında olan kızlarından Deniz'in 17 aylıkken aralarına katıldığını, bu kapsamda Avrupa'da Zürich'ten Hollanda'ya kadar, Kuzey Denizi'ne kadar Ren Nehri'nin rotasını takip ettiklerini hatırlatarak, şu anda da üç yıldır aktif olarak bisiklet kullandığını, 11 yaşındaki büyük kızının da kendileriyle beraber pedal çevirdiğini söyleyip, onların da yollarda büyüdüğünü sözlerine ekledi.
40 yaşındaki bisiklet tutkunu Barış Şen de, Beyşehir'de Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği'nin misafiri olduklarını vurgulayarak, Beyşehir Gölündeki bisiklet turunda birlikte istişare ederek pedal çevirecekleri rotaları belirlediklerini söyledi. Ardından göl etrafında başlayan turlarının iki gün süreceğini, Beyşehir Gölü'nün sorun, sıkıntı ve güzelliklerini inceleyeceklerini vurgulayan Şen, "İlk önce güzellikleri görmeye çalışıyoruz, her bir gölün etrafında ya da gittiğimizi her yerde daha sonrasında sıkıntılar neler ve bunların sorunların çözümleri neler diye aile olarak kendi aramızda istişarelerde bulunuyoruz. Yerel yönetimlerin yaptıkları çalışmaları takip ediyoruz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ve DSİ'nin yapmış olduğu kanalların çalışmalarını takip ediyoruz. Daha sonra yerel STK'larla irtibatta olabileceğimiz kişilerle irtibata geçip onlarla konuşuyoruz, yol boyunca gördüğümüz bütün köylülerle oradaki vatandaşla, bakkalla, çobanla ya da tarlayı sulayan çiftçiyle hepsiyle sohbet etmeye çalışıyoruz ve bu sohbetlerin sonucunda çıkarttığımız bütün yazılı ya da sözlü veya görsel her şeyi biriktiriyoruz. Materyal olarak bunların hepsini daha sonradan Kültür ve Turizm Bakanlığı, DSİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı, yerel yönetimler, bisiklet federasyonu gibi bütün kurumlarla paylaşacağız ve onlarla bu sorunları nasıl aşacağımıza bakacağız. En önemli sorun burada su sorunu, su sadece bizim evlerde yaptığımız tasarrufla olacak bir şey değil bu bir devlet politikası, ülke politikası olmalı. BM'nin 2030'a kadar aldığı yerel yönetimlerle ya da ülkelerle sürdürülebilir ekonomiler üzerine yaptığı kararlar üzerine bir biz aile olarak ne katabiliriz, diye düşündüğümüzde bunu katabiliriz, bunu yapabiliriz, farkındalık oluşturabiliriz tüm ailelerde. Çünkü bir süreç en küçük yaşta aileden başlıyor, eğitimin en temel taşıdır aile, anne baba eğitimidir ondan sonra okullar devralacak. Bu süreçte çevre kirliliği, suyun ve doğanın önemi gibi kavramları biz en küçük çekirdekten tüm topluma taşıyabilirsek ne mutlu bize, daha sonrasında çok güzel ses getireceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.