Tarihçi Ortaylı'dan İkçü'lü Gençlere Tarih Dersi
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Akademik Düşünce Konferanslarının ilki kapsamında ‘İmparatorluk Tecrübesi ve Türkiye’ başlıklı konferansıyla Prof.Dr.İlber Ortaylı’yı konuk etti.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Akademik Düşünce Konferanslarının ilki kapsamında 'İmparatorluk Tecrübesi ve Türkiye' başlıklı konferansıyla Prof.Dr. İlber Ortaylı'yı konuk etti.
İKÇÜ Konferans Salonunda Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turan Gökçe evsahipliğinde gerçekleştirilen programa ilgi büyük oldu. İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcısı Celal Kocabaş, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Galip Akhan, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mehmet Füzün, İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof.Dr.Tancan Uysal, Prof.Dr.İbrahim Attila Acar, Prof.Dr.İbrahim Kocabaş, Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof.Dr.Osman Nuri Dilek, Rektör Danışmanı Taha Aksoy, Fakülte Dekanları, akademisyenler, İKÇÜ İdari Personeli ve çok sayıda öğrenci Türkiye'nin tarih alanındaki en etkili isimlerinden birisi olan konuk Prof.Dr. İlber Ortaylı'yı ilgi ile dinledi.
Prof.Dr.İlber Ortaylı, konuşmasında dünya tarihinin Türkler olmadan ele alınmasının mümkün olmadığını ifade etti. Prof.Dr.Ortaylı, "Dünya tarihinin, dünya coğrafyasının hemen hiçbir önemli parçası yoktur ki orda Türkler olmasın. Türkler olmadan bugün dünyada, hiçbir önemli Avrupa devletinin milli tarihi nitelenemez. Hiçbir Ortadoğu ülkesinin, hiç bir Rus, Slav ülkesinin milli tarihi, kimliği nasıl oluşmuş, gelişmiş anlaşılamaz. Bu Ortaçağın derinliklerinden başlar, yakın zamanlara kadar böyle devam eder. Bunun böyle bilinmesinde fayda vardır" diye konuştu.
Okullarda verilen tarih eğitimi ile ilgili eleştirilerle de ilgili konuşan Prof.Dr. Ortaylı, okullarda verildiği öne sürülen faşist, milliyetçi eğitimi bugüne kadar tespit edemediğini belirtti. Prof.Dr.Ortaylı, "Türk Tarihi, Türk Milliyetçi düşüncesi, bizdeki bazı çevrelerin söylediği gibi bir eğitim aracı değildir. Okullarımızda öyle bir tarih kitabı okutuluyor, öyle faşist eğitim veriliyor ki insanlar sonunda milliyetçi oluyor. 40 senedir araştırıyorum, nerede bu üstadlar nerede bu eğitim diye. Ben şahsen izine rastlamadım. Ben de bu memleketin okullarında okudum, o milliyetçi ve faşist söyleminin ne zaman öğretildiğini henüz tespit edebilmiş değilim. Tam aksine Türk tarihi eğitimi sefildir, fakir bir edebiyata dayanır. Fakat Türkler nasıl oluyor da milli bir kimlik çizgisine sahip oluyorlar. Bu üzerinde çok durulacak bir noktadır" dedi.
Türklerin tarihin her döneminde, her türlü olumsuz sürece rağmen direniş gösterdiğini ifade eden Prof.Dr. İlber Ortaylı, Türkiye isminin ise İtalyanlar tarafından verildiğini anlattı. Prof.Dr.Ortaylı, "Demek ki objektif olarak karşımızda ne olursa olsun bir mirasa, bir yapılanmaya, bir potansiyele, bir tarihi zenginliğe sahip bir kitle vardır. Bu hiçbir zaman değişmeyecektir. Bunun dejenere olması, ortadan kalkması çok güçtür. Türkiye'nin bugunkü toprakları etnik coğrafyası en geç değişen bölümlerden birisidir. Miladi 12.asırda burası Türkleşmiştir. Memleketimizin adını koyanlar biz değiliz. Keskin İtalyan gözlemcilerdir. Çünkü İtalyanlar tüccarlardır, Akdeniz medeniyetinin sözcüleridir. Bizim koyduğumuz isim Roma İmparatorluğudur" şeklinde konuştu.
Türkiye'yi İslam Dünyası ile mukayese etmenin yanlış olduğunu ifade eden Prof.Dr. Ortaylı, Türkiye organizasyonu ve örgütlenmesi sayesindeki yerinin üçüncü dünyada değil endüstri ülkeleri arasında olduğunu söyledi. Türkiye'nin endüstriyel ülkelerdeki sınıfsal kültür birikime sahip olmaması yüzünden, bazı sıkıntılar yaşadığını da belirten Prof.Dr.Ortaylı, tüm bunlara rağmen Türkiye'nin bir çok dönemeci başarıyla döndüğünü belirtti. Prof.Dr.Ortaylı, "Bugünkü Türkiye yeryüzünde donanması itibariyle en büyük atılımı yapmıştır. Bizim bu topraklara girişimiz Türklerin denizi görüşü ancak ve ancak yedi asırdır. Bugün Türkiye yedi sekiz asırda dünyanın sayılı donanmalarından, denizcilik endüstrisinden birine sahiptir. Eğitim veren sayılı ordulardan biridir. Türkiye işletme devrimini başarmış ülkelerden biridir. Orta Asya'ya turancılık bayrağıyla gitmedik, şirketlerle gittik. Fabrikalar kurar girdik. Bu 20 yılın içinde başarıldı" dedi.
Bilim alanında yaşanan başarılara rağmen sosyal bilimler alanında istenilen düzeye gelinmediğini vurgulayan Prof.Dr.Ortaylı, "Türkiye bir takım bilimdallarında da öndedir. Bir takım bilim dallarında maalesef geridedir. 1930'larda faaliyete geçen Dil Tarih Coğrafya Fakültesi malesef zaman içinde erimiştir. Büyük mühendisler, hekimler yetiştiren doğa bilimlerinde isminden bahsettiren bu memleket, maalesef sosyal bilimlerde aynı atılımı yapamamaktadır" serzenişinde bulundu
Akademisyenlerden ve öğrencilerden gelen soruları yanıtlayan Prof.Dr.Ortaylı, Yabancı arkeologlara kazı izni verilmesi ile ilgili bir takım değişikliklerin yapılması gerektiğini söyledi. Prof.Dr.Ortaylı, " Ciddi bir şekilde kazı yapan, araştırma yapan,ilmi olarak iyi restore eden gruplara bu izni vermemiz gerekiyor. Bu tip çalışmayanlara izin verilmemesi gerek. Sonuçta Deli Dumrul kararları da alınmaz. Yasak hepsine diye, böyle bir şey olmaz. Yine aynı şekilde Türk Arkeoloji gruplarının, hem devlet, hem de özel sektör tarafından teşviki gerekiyor. Bu başladı, fakat çok az.Türk kazı heyetlerinin de yaptıkları kazıları iyi restore etmeleri, raporlarını iyi yazıp, iyi tanıtmaları gerekiyor.Bilim zor bir süreçtir. Bu süreci Batılılar daha iyi yapıyor. Bizde çok örtülü kalıyor" diye konuştu.
İzmir'de yaşanan tarihi dokuya sahip çıkılma sürecinin yavaş işlediğini de ifade eden Prof.Dr. İlber Ortaylı, "İzmir Agora'sının bugün yavaş yavaş korunmaya alındığını, ziyarete açıldığını, semtin etrafının düzelmekte olduğunu görüyoruz. İzmirliler olarak biraz ilgi gösterirseniz, belediye başkanları da cesaret bulur. Marifet iltifata tabidir. Kimse alkışlanmayacağı şeyi yapmaz" dedi.
Gençlerden gelen hafızası ile ilgili övgülere tavsiyelerle cevap veren Prof.Dr.İlber Ortaylı, şiir okumanın ezberlemenin önemine değindi. "30 yaşına kadar bol bol kitap okuyun. 30 yaşından sonra öğrenme kapasitesi azalıyor. Hergün mutlaka bir şey okuyun. Şiir ezberleyin. Maalesef yeni neslin başı şiirle hoş değil. Dili iyi öğrenmek için şiir öğreneceksiniz. Yanıbaşınızdaki İranlıların en önemli özelliği şiir çok bilmeleridir. Edebiyat hafızayı canlı tutar, dili de iyi kullanmamızı sağlar"
Konferansta ayrıca Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Mücahit Yalçın Öztüfekçi, Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Serkan Çelik, Ege Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuarı Arş.Gör. Kaşif Demiröz ve Halil İbrahim Yüksel Klasik Türk Müziğine ait Gazi Giray Han'a ve Sultan 3. Selim'e ait iki eser sundu.
Konferansın ardından İzmir Valisi Mustafa Toprak ve İKÇÜ Rektörü Prof.Dr.Galip Akhan, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turan Gökçe, katılımı nedeniyle Prof.Dr.Ortaylı'ya teşekkür plaketi takdim etti. - İZMİR