Van haberi | Eşitlik İçin Kadın Platformu'nun 11 İlde Planladığı Kadın Forumunun İlki Van'da Düzenlendi
Van haberler: Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) "Eşit, özgür ve şiddetsiz yaşam" sloganıyla 11 kentte planladığı kadın forumunun ilki Van’da düzenlendi. Avukat Hülya Gülbahar, “Biz istiyoruz ki ortak bir sorun söz konusu olduğunda ayrı gayrı yapmayalım hep beraber mücadele edelim. Çünkü güçlerimizi birleştirirsek baş edemeyeceğimiz hiçbir sorun yok” dedi. CHP Van İl Kadın Kolları Başkanı Beyhan Aslan, “Eşit, şiddetsiz, özgür yaşamın gizli formülü eğitimli bilinçli ve farkında olan bir kadın toplumu olmaktan geçer” diye konuştu.
İSHAK KARA
Eşitlik İçin Kadın Platformu'nun (EŞİK) "Eşit, özgür ve şiddetsiz yaşam" sloganıyla 11 kentte planladığı kadın forumunun ilki Van'da düzenlendi. Avukat Hülya Gülbahar, "Biz istiyoruz ki ortak bir sorun söz konusu olduğunda ayrı gayrı yapmayalım hep beraber mücadele edelim. Çünkü güçlerimizi birleştirirsek baş edemeyeceğimiz hiçbir sorun yok" dedi. CHP Van İl Kadın Kolları Başkanı Beyhan Aslan, "Eşit, şiddetsiz, özgür yaşamın gizli formülü eğitimli bilinçli ve farkında olan bir kadın toplumu olmaktan geçer" diye konuştu.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), kadın forumlarının ilkini Van'da düzenledi. Van Barosu Tahir Elçi Salonu'nda gerçekleştirilen foruma, kadın kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
"HEPİMİZ TEHLİKE ALTINDAYIZ"
Van Kadın Derneği kurucusu Zozan Özgökçe, şunları söyledi:
"Asıl buluşma noktamız hepimiz tehlike altındayız. Bu bizim yaşımıza medeni durumumuza dindar olup olmamamıza, hangi partide olduğumuza bakmıyor. Hepimizin hakları gasp ediliyor. Kazanılmış bir dolu haklar var. Kadınlar bunun için hayatlarını yaşamlarını verdiler. Herkesin hepimizin burada payı var. Bireysel hayatlarımızda, örgütlerimizde. Hepimiz bu uğurda çalıştık. Kazanımlarımız tek tek gidiyor. Nafakadan tutun yaşam hakkımıza kadar her şey birer birer gidiyor. ve bu süreç çok tehlikeli ve artık vaktimiz kalmadı. İran'daki duruma da bakarsak Mahsa'yı Jina'yı da analım. Platform olarak eşik olarak üzüntümüzü de belirtiyoruz. Bütün dünya Jina için ayakta vaktimiz kalmadı dolayısıyla birbirimize kenetlenmemiz şart ve buna çok ihtiyacımız var."
"HEP BERABER MÜCADELE EDELİM"
EŞİK Platformu'ndan Avukat Hülya Gülbahar, "Türkiye kadın hareketi Türkiye'nin en büyük muhalif gücüdür. Partiler olarak farklı yerlerde olabiliriz. İnançlar olarak farklı kesimlerde olabiliriz ama burada İnsan ve özgürlük partisi, HDP, Gelecek, DEVA ve CHP'de burada" dedi. Gülbahar, şöyle konuştu:
"Bizim bir araya gelişimiz aslında bize birleştiğimiz zaman ne kadar büyük işler yapabileceğimizi gösteriyor. Çocukken başladık biz bu mücadeleyi vermeye, eşitlik ve özgürlük mücadelesine. O yüzden özgürlüğü çok önemsiyoruz. EŞİK olarak Türkiye'nin her yerinde kadınlarla buluşmak istiyoruz. Van'ı özel olarak seçtik, 1 Ekim ilk forumumuzu Van'da yapıyoruz çünkü Van'da çok güçlü bir kadın hareketi var. Toplumun her kesiminden kadınlar son derece güçlü, mücadeleci, cesaretli. Vanlı kadınların bu mücadelesini Türkiye'de çok az kadın biliyor. Ama Van'dan başlamak bizim için sembolik olarak da önem taşıyor. Biz istiyoruz ki EŞİK'te buluşan kadınlar olarak ortak bir sorun söz konusu olduğunda ayrı gayrı yapmayalım hep beraber mücadele edelim. Çünkü güçlerimizi birleştirirsek baş edemeyeceğimiz hiçbir sorun yok."
"KADINLAR OLARAK BİR ARADAYIZ"
CHP Van İl Kadın Kolları Başkanı Beyhan Aslan ise şunları söyledi:
"Kadınları eşit özgür ve şiddetsiz bir hayat sürdürmesinin ancak yapılacak düzenlemeler ve yaptırımlarla mümkün olduğunu tartışılmaz bir gerçektir. İstanbul Sözleşmesi'nden hukuksuz bir şekilde ayrılmış olmamız maalesef ki hukukun ülkemizde işlemiyor oluşunun kanıtı niteliğindedir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesi Kanunu etkin olarak uygulanıyor olsaydı şiddet faillerine en üst dereceden ceza veriliyor olsaydı bugün ülkemizde şiddeti konuşuyor olmayacaktık. Biz kadınlar şunun farkına varmalıyız. Beklemekle güzel günler gelmeyecek. İran'daki kadınlar hep beraber boyun eğmeden direnirlerse ancak kazanacaklardır. Ülkemizde saymakla bitiremeyeceğimiz sorunlar var. Uzun çalışma saatleri, kayıt dışı çalıştırma, çocuk işçiliği, iş cinayetleri, mülteci, yol geçen hanı vs. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi diyanetin fetvaları, yobaz ve gerici zihniyetin kadını, çocuk genç yaşlı demeden cinsel obje olarak gösteren konuşmaları, iktidarın ve yol gösterdiklerinin sonu gelmeyen kadın düşmanlığı, söylemleri, istismara uğrayan çocuklar, öldürülen kadınlar, şiddet, taciz, yoksulluk ve hukuksuzluk. En acısı da şu bence kadını da erkeği de yetiştiren kadın erkek egemen toplumun mimarı yani yine bizler. Sonuç olarak elbette bugün İstanbul sözleşmesine ve 6284 sayılı kanunun hak ettiği şekilde uygulanmamasına en üst perdeden sesimizi duyurmalıyız. Ancak biz değişmediğimiz sürece değişen hiçbir şey olmayacak. Eşit şiddetsiz özgür yaşamın gizli formülü eğitimli bilinçli ve farkında olan bir kadın toplumu olmaktan geçer. Kadınlar olarak bir aradayız. EŞİK Platformu'nun çalışmaları takdire şayan kadınlar olarak bir araya gelip sorunlarımızı konuşuyor çözüme yönelik kararlar alıyoruz."
"O SÖZLEŞMEDEN ÇIKMAK DEMEK İNSANLIKTAN ÇIKMAK DEMEKTİR"
EŞİK Platformu üyesi Berrin Sönmez şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul Sözleşmesi etkin, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, sağlık, statü, ekonomi, hiçbir ayrım gözetmeden herkesin şiddetten korunması gerektiğini söyleyen yani bütün insan hakları sözleşmelerinde var olan ayrımcılık yasağını şu ana kadar olan sözleşmeler içinde en geniş olarak tanımlayan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin varlığı sadece kadınların değil sadece LGBT' ve çocukların değil aynı zamanda yaşlıların engellilerin her türlü şiddete uğrama potansiyeli olanların şiddetten korunma yükümlülüğünü devlete veriyor. Çünkü insan hakları ihlalidir şiddet, şiddetin insan hakları ihlali olduğunu söyleyen bir sözleşmeden çıkmak demek Türkiye için insanlıktan çıkmak demektir. İnsan hakları hukukuna dayalı bir devlet olmayacağım demek oluyor. Onun için İstanbul Sözleşmesi'nin mutlaka Danıştay'ın temyiz aşamasında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bu idari işlemin iptal edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hukuk böyle diyor çünkü karar anayasayı ihlal eden bir karardır.
"ŞİDDETİN ÖNLENMESİNİ İSTEMİYORLAR"
Danıştay üzerinde yargı üzerinde iktidarın etkisini biliyoruz. Üyelerini değiştirdi değiştirdiği üyeleri değişmesini önleyecek sabitleme yaptı. Bunların hepsi mücadelemizi kamçılıyor. Devam edeceğiz asla vazgeçmeyeceğiz. Bunun dışında başka tehlikelerde var. 6284 sayılı yasayı da budamak istiyorlar. Özellikle aileyi yuvayı yıkan yasa diye bahsediyorlar. Biz de diyoruz ki aileyi şiddet yıkıyor kadın öldüğünde erkek hapse girdiğinde çocuklar nereye gidiyor. Bir aile mi kalıyor ortada. Biz diyoruz ki biri katil biri maktul olmadan o aile kurtulsun. Şiddeti önle şiddeti önleme yasası ol, önce önleyeceksin sonra cezalandırmak için uğraşmayacaksın. Uzaklaştırma tedbir kararlarına son derece karşı çıkıyorlar. Şiddetin önlenmesini istemiyorlar. İktidar da buna teşne oluyor. Her düşünceden kadın var burada, örgütlü örgütsüz tüm kadınlar burada. Toplum barışı, eşit, özgür ve şiddetsiz yaşam istiyoruz."