Yeniden Yargılama Konusu
Çorum Barosu Başkanı Özyılmaz: "Her zaman söylediğimiz gibi demokratik bir devlet yönetiminin ilk şartını oluşturan hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin göz ardı edilmesi ve yargının bu derece itibarsızlaştırılması çabalarından endişe duymaktayız"
Çorum Barosu Başkanı İbrahim Özyılmaz, yeniden yargılama konusuyla ilgili, "Her zaman söylediğimiz gibi demokratik bir devlet yönetiminin ilk şartını oluşturan hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin göz ardı edilmesi ve yargının bu derece itibarsızlaştırılması çabalarından endişe duymaktayız" dedi.
Özyılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde kamuoyuna malolmuş davalarda yeniden yargılama yapılmasının yollarının arandığını ve çözüm üretilmeye çalışıldığını belirtti.
Balyoz ve Ergenekon başta olmak üzere çeşitli davalar için yeniden yargılama taleplerinin bulunduğunu ifade eden Özyılmaz, şunları kaydetti:
"Hemen hemen tüm kamuoyu bu davalarda, ceza davalarının evrensel değerleri olan 'masumiyet karinesi, adil yargılanma hakkı, silahların eşitliği, soruşturmanın gizliliği ve şüpheden sanık yararlanır' ilkelerinin ağır bir şekilde ihlal edildiğine inanmaktadır. Yargı organlarının kamu vicdanına, adalete, hakkaniyete aykırı kararlarının bulunduğu düşüncesi toplumda yaygın hale gelmiştir."
"Yolsuzluk ve benzeri iddialar nedeni ile yapılan soruşturmaları yapanlara karşı yapılan eleştiriler, bu eylemlere gösterilen tepkilerden daha abartılı olmuştur" ifadelerini kullanan Özyılmaz, ceza kanunlarında suç olarak tarifi yapılan eylemler ile ilgili soruşturma aşamasındaki dosyaların, mevzuat değişiklikleri ile suçun kanunilik unsurunun bertaraf edilmesi ve söz konusu eylemlerin karşılıksız bırakılmasının amaç haline geldiğini öne sürdü.
"Şeriatın kestiği parmak acımaz" sözünün, geçerliliğini yitirdiğini ifade eden Özyılmaz, kanuna ve adalete güvensizliğin had safhaya çıktığını, mahkeme kararlarının tanınmaz hale geldiğini iddia etti.
Özyılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Tüm yargı camiası adeta töhmet altına alınmakta, yargının siyasallaştığı iddialarının yanında, hakim ve savcılarımızı töhmet altında bırakacak, hakim ve savcılarımızın bağımsız olmadığı görüşünün yanında kime bağlı oldukları ile ilgili isnatlar dile getirilir durumdadır. Hukuk devletinin tarifi, tüm kişi, kurum ve kuruluşların, önceden belirlenmiş hukuk normlarına göre hareket etmek zorunda olması anlamına gelir. Hukukun evrensel prensipleriyle oynamak kimseye yarar getirmeyeceği açıktır.
Bir tarafta yolsuzluk iddiaları ve iddialar üzerine yapılan soruşturmalar diğer taraftan devletin temelini oluşturan adalet mekanizmasına dışarıdan müdahale söylentileri... Her zaman söylediğimiz gibi demokratik bir devlet yönetiminin ilk şartını oluşturan hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin göz ardı edilmesi ve yargının bu derece itibarsızlaştırılması çabalarından endişe duymaktayız."
Anayasanın 138'inci maddesine göre mahkemelerin ve hakimlerin bağımsız olduklarını vurgulayan Özyılmaz, "Bunun aksine davranan telkin veya talimat girişiminde bulunanlar, anayasal bir suç işlemektedir. Yaşanan sorunların hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşır bir şekilde çözülmesi gerekir. Hiçbir kişi ve kuruluşun yargı denetiminden muafiyeti söz konusu olamayacağı gibi, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tek yargı yeri Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleridir" ifadelerini kullandı. - Çorum