Haberler

3 Ocak 2009 günü ‘enter’ tuşuna basan kimdi?

Adnan Ateş

Adnan Ateş

Gazeteci / Ekovizyon Dergi
20.09.2023 10:43

Her şey 3 Ocak 2009 günü gizemli bir elin 'Enter' tuşuna basması ile başladı. Zincirin ilk halkası yani yaratılış (Genesis) halkası için start verildi. Bu halkalar artık çok büyüdü. Aynı zamanda çokta hızlı büyüdü. Nedir bu zincirin halkaları? Neyi amaçlıyor gibi sorulara önceki yazılarımda geniş bir şekilde yer vermiştim. Bu yazıda sizlere 'Enter' tuşuna basan o gizemli elin sahibi kimdir? Veya kimlerdir sorularına cevaben kendi fikrimi paylaşacağım.

3 Ocak 2009 günü 'enter' tuşuna basan kimdi?
Genesis (Yaratılış) Kodu

2008 yılı Amerika merkezli krizin olgunlaştığı bir yıl olmuştu. Konut kredilerinin tetiklediği bu krizden ekonomisi zayıf birçok ülke payına düşeni almıştı. ABD'de banka iflasları oldu. Krizi abartanlar 1929'da 'Büyük Buhran' geliyor gibi maksadı aşan yorumlar yaptılar ama çoğunluk onlar gibi yorumlamadı. Ki nitekim öyle de olmadı.

2008 krizinin yaşandığı bir ortamda üyelerinin çoğu kriptoloji uzmanı veya bu sektöre ilgi duyan insanlardan oluşan, Cyperpunk isimli bir forumda olup bitenler hararetle tartışılıyordu. Forumda anarşist fikirlere sahip katılımcılarda vardı. Yazılım ve kriptoya oldukça hâkim. Sohbet odalarında var olan bir bilim dalını (Kriptoloji) daha da ileri bir düzeye götürmek isteyen biri, ortaya bir konuyu atıp insanların fikrini ve eleştirilerini sabırla dinleyen, fikir ve eleştirilere göre kendi fikrini olgunlaştırmaya çalışan birisinden bahsediyoruz. Bunlardan biri sizce kim olabilir? Satoshi Nakamoto'dan bahsediyoruz.

Nakamoto, medeniyet ve insanlık için özellikle paraya erişimde zorlanan ve hatta para üretmelerine fırsat veren yoksullar için bir yapı inşa etmek istiyordu. Muktedirlerin müdahale edemediği, onlardan Senyoraj hakkını alan, bireysel finans özgürlük fırsatı sunan ve ağda rol oynayan kişiler için ayrıca ve hatta en önemlisi olan bilginin (datanın) güvenliği ve özgürlüğü için bilgiyi merkeziyetçi yapıların kontrol ve zorbalıklarından kurtaran bir sistem bir ağ inşa etmek istiyordu. Nitekim öyle de oldu.

3 Ocak 2009 günü 'enter' tuşuna basan kimdi?
Nakamoto, M.Ö 1. yüzyılda İskenderiyeli 'Heron' tarafından bulunan 'Vida' ve Leonardo Da Vinci tarafından geliştirilen 'Cıvata'dan daha da öteye götüren bir yapı, bir ağ inşa etmek istiyordu. Ve en önemlisi Lidyalılardan günümüze gelen paraya yeni bir şekil verdi.Parayı kağıt ve madeni şeklinden kurtarıp dijitalleştirmek ve 'Kriptoloji' teknolojisi ile daha güvenilir bir şekle sokmak istiyordu.

Cyperpunk isimli forumda çok eleştiri aldı. Özellikle çift ödeme (Double Spending) hakkında yoğunlaşan eleştirilere cevap niteliğinde bir şey yaptı. 10 Ocak 2009 günü Kriptoloji Uzmanı Hall Finney'e ağda yer alacak olan madencilere ödül olarak vereceğini söylediği ilk Kripto Para olan Bitcoin'den 1 adet deneme maksatlı gönderdi. Finney, Twitter hesabından (İsmi X olmadan önce bu platformun adı Twitter idi) bunu duyurdu ve şunu paylaştı; 'Runnung Bitcoin'

Çift ödeme engelini aşmak için sonsuz sayıda denemeler yapıldı ama kimse başaramadı. Son derece güvenli olan bu ağda sadece 1.000.000 byte dijital veri üreten madenden Bitcoin almakla kalmıyordu. Data'yı yani veriyi güvenle saklanan ve ağa veri sağlayıcı hizmeti veren madencilerin sayısı hızla çoğaldı. Zincirin ilk halkasına binlerce halka bağlanmıştı. Zincir büyümüştü. Veri bir merkezde değildi artık. Aynı verinin birçok kopyası dünyanın değişik lokasyonlarında ki madencilerin süper hızlı bilgisayarlarında saklanıyordu. Ama hiçbir madenci sakladıkları verinin para mı, data mı olduğunu bilmiyordu. Halende kimse bilmiyor. Madenciler yani veri sağlayıcıları sahip oldukları 'Hash' güçleri kadar Kripto Paraya sahip olabiliyorlar. Onlar için önemli olan verdikleri hizmet kadar Kripto Paraya sahip olmaktan başka bir şey değildi. Madenciler sermaye yatırımları, elektrik harcamaları ve muhtelif masraflarının karşılığında 'Kripto Paraya sahip olarak hatta yükselen birim fiyat artışlarından istifade ederek zamanla çok büyük paralar kazanabiliyorlar artık.

Daha sonra Blockchain, dünyanın kılcal damarlar gibi sarıp sarmaladı. Bu yapıyı teknik olarak sabote etmek mümkün. Toplam maden gücünün % 51'ini elinde bulunduran her kişi, kurum ya da devlet ağa sahip olabilir. Kağıt üzerinde mümkün olan bu tekniğin pratikte karşılığı henüz yok. Engellemenin belki de en kolay yolu internetin fişini çekmek ki o da mümkün değil.

3 Ocak 2009 günü 'enter' tuşuna basan kimdi?
ABD'de gerçek adı Satoshi Nakamoto olan Asya kökenli bir profesör medyanın ilgi odağı oldu. Avukatı aracılığı ile 'ben değilim' dedi. Nakamoto'nun popülaritesinden yararlanmak isteyen bazı sahtekârlarda Nakamoto benim dedilerse de tutmadı.

Gelelim gizemli rumuz Satoshi Nakamoto kimdir sorusunun cevabına. Hakkında sayısız haber ve makale yayınlandı. Hatta ABD'de gerçek adı Satoshi Nakamoto olan Asya kökenli bir profesör medyanın ilgi odağı oldu. Avukatı aracılığı ile 'ben değilim' dedi. Nakamoto'nun popülaritesinden yararlanmak isteyen bazı sahtekârlarda Nakamoto benim dedilerse de tutmadı. Bu ismin arkasında finans kuruluşları mı var? Bir veya birden fazla devletin ortak projesi midir, gizemli aileler (Rockefeller, Rothschild, Morgan, Astor, Mars, Du Pont, Hilton ve Murdoch gibi)mi var? halen de kimse bilmiyor.

Medeniyeti, iktisadı ve bilgiyi yepyeni bir formata sokan bu icadın sahibinin gizemi halen devam etse de ben hep onu bir kişi olarak görüyorum. Bilinen isim 'Rumuz'dan ibaret olabilir ama ortaya çıkması (şayet bir şahıs ise) onun için hiçte güvenli olmayacağını düşünüyorum. Devletlerin varlık nedenleri olan ve sahip oldukları parayı birim değer olarak itibarsızlaştıran bu şahsı kim rahat bırakır?

Merkeziyetçi yani 'Başkent' kavramını itibarsızlaştıran ve Başkenti olmayan, kendi parasını üreten ve kendi para birimi olan her yapı günümüz devletleri için bir tehdittir. Anarşist yapılardır. Ama Birleşmiş Milletlerde kürsüleri yani temsil edilmeyen dijital milletler türedi. Herhangi bir Kripto paraya inanan ve kullanan birlerinden haberleri olmayan ve aynı amaca hizmet eden dijital milletlerden bahsediyoruz. Devletlerin birçoğu gidişatı görünce ağda rol almaktan başka bir çarelerinin olmadığını da fark ettiler. Kendi Kripto paralarını üretmeye başladılar. Ve 'Blockchain'a kayıtsız kalmamaya çalışıyorlar. Tıpkı uydu teknolojisine sahip devletlerin Ay'a gidip toprak parsellemeleri gibi.

Nick Szabo BitGold'u, David Chaum Digicash'i ve Wei Dai B-Cash'i artık dijital paraların en ilkelleri oldular. Devletler bu paraları oldukça kolay bir şekilde engelleyebilmişlerdi. Nakamoto kendisinden önce gelen Nick Szabo, David Chaum ve Wei Dai isimlerin yaptıkları hataya düşmek istememişti. Kimliğini gizli tutmayı başararak yarattığı teknolojiyi korudu.

title