Haberler

Blockchain devrimine üniversitelerimiz hazır mı?

Adnan Ateş

Adnan Ateş

Gazeteci / Ekovizyon Dergi
05.01.2025 10:59

Finansal ve Mortgage krizi (1) yılı olan 2008 yılında Nakamoto'nun meşhur makalesi yayınlanmıştı (Bknz: Bitcoin: A Peer-to-Peer Electronic Cash System). Akabinde de yani 3. Ocak 2009 tarihinde de 'Bitcoin' tedavüle girerek Blockchain'in ilk halkası yani GENESIS (Yaratılış) halkası oluşturulmuş ve zincir günümüze kadar sorunsuz bir şekilde veri alışverişine devam etmektedir. Bu yazımda siz değerli okuyuculara kripto varlıkların birim fiyatları ve hacimleri ile ilgili paylaşımda bulunmayacağım. Mükemmel olduğuna her zaman inandığım Blockchain teknolojisinden bahsederek dikkatleri buraya çekmenin gayretindeyim.

Dijital birçok sürece (probleme) çözüm bulan bu teknoloji, genç girişimciler ve şirketlerin AR-GE departmanları için mükemmel fırsatlar sunmaya devam ediyor. Bu hususa dikkat çekmek istiyorum.

mIRC sohbet odaları gafletine yenik dümeyelim

Ülke olarak her teknolojide olduğu gibi buna da geç başladık maalesef. İntenetin ilk yıllarında mIRC ile sohbet odasında olmayı marifet sanan dönemin gençliği domain almayı on yıllar sonra keşfetti. Dönüp baktığımızda ise tencerenin dibine yetiştiğimizi çok sonra fark ettik. Aynı durum şirketler için de söz konusu idi. Dijitalleşme süreçlerimiz çok geç oldu. Evet 2005 yılına girdik ve her şirketin sokakta ki emlakçının da artık web sitesi var ama bu sitelerde klasik şablonlardan öteye geçmiyor. Birbirlerine benzeyen vizyon/misyon gibi kalıp ve kopya içeriklerle ve coğrafyamıza ait olmayan stok fotolar ile siteleri yapıp bizde buradayız deyip dijital çarşı pazarda olduğumuzu var sayıyoruz. Değiliz!

2008'de 'White Paper'ı yayınlanan bu teknoloji (Blockchain) 3 Ocak 2009'da da dijital ispatını yaparak start aldı. Ülkemizde üniversiteler ve devletin teknoloji üreten birimleri 2017'de bu teknolojiye ilgi duymaya başladılar. Daha erken sürece dahil olanlar var ise paylaşırsanız memnun olurum. 8 yıl sonra kurumsal anlamda Blockchain'a ilgi duymaya başladık. Dünya ile kıyasladığımızda bu çok uzun bir süre. Evet oldukça uzun bir süre.

İlk kaşif: Bahçeşehir Üniversitesi

Türkiye'de de Bahçeşehir Üniversitesi yanlış hatırlamıyorsam 2017'de Blockchain Araştırma Merkezi'ni açmıştı. Duyduğumda ve ziyaretine gittiğimde çok sevinmiştim. Geçte olsa güzel bir başlangıçtı. Bahçeşehir Üniversitesi bir üniversitenin yapması gerekeni yapmış ve bir ilk olmayı başarmıştı. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Koç Üniversitesi gibi özel üniversitelerin yanı sıra bazı devlet üniversiteleri de Blockchain üzerine dersler ve araştırmalar yapmaya başladılar.

Blockchain eğitimi veren dünya üniversiteleri

Dünyanın birçok prestijli üniversitesi, öğrencilerine Blockchain teknolojisi hakkında kapsamlı bir eğitim sunuyor. Bu üniversiteler arasında MIT, Stanford, Berkeley, Cornell, Princeton gibi köklü kurumların yanı sıra, daha yeni kurulan birçok üniversite de yer alıyor.

8 yıl sonra keşfettiğimiz teknoloji: Blockchain

Türkiye'de ise üniversitelerin yanı sıra TÜBİTAK'ta bu alanda çok yol aldı. 2017'de Blokzincir Araştırma Laboratuvarı (BZLab), TÜBİTAK BİLGEM UEKAE Matematiksel ve Hesaplamalı Bilimler Biriminin çatısı altında 2017 yılında kurulan blokzincir (Blockchain) teknolojisi ve kripto varlıklar alanında faaliyet gösteren uluslararası düzeyde bir uzmanlık merkezi açmıştı. TÜBİTAK, Blockchain ile ilgili bir birim açarak bu mükemmel teknolojiye kayıtsız kalmadı. Blockchain teknolojisini 8 yıl gecikmeli de olsa mercek altına alan devlet kurumlarının ilkidir diyebiliriz.

Blockchain teknolojisi, son yıllarda finans, sağlık, lojistik gibi birçok sektörde devrim yaratma potansiyeliyle dikkat çekiyor. Bu teknolojinin geleceği şekillendireceği öngörüsüyle, dünyanın önde gelen üniversiteleri müfredatlarına Blockchain dersleri ekliyor ve bu alanda araştırmalar yapıyorlar. Lisans ve lisansüstü düzeyinde Blockchain teknolojisi üzerine dersler sunuyorlar. Bu derslerde öğrencilere Blockchain çalışma prensipleri, akıllı sözleşmeler, kriptografi, dağıtılmış sistemler gibi konular öğretiliyor. Sektördeki önde gelen şirketlerle işbirliği yaparak, gerçek dünya problemlerine yönelik çözümler geliştiriyorlar. Bu işbirlikleri, öğrencilerin sektörle tanışmalarını ve mezuniyet sonrası iş bulmalarını da kolaylaştırıyor.

Dijital ulus: Estonya

Sektör artık eskisinden daha çok hareketli. Bireysel ve kurumsal çabalar/çalışmalar adeta bir yarış halinde. Bu teknolojiyi faaliyetlerine dahil eden ve edecek şirketler geleceğin şirketleri olacaklar. 90'lı yıllarda domain almasını bilmeyen bizler bu teknolojiyi iyi yerinden yakalayıp geliştirmeye devam etmemiz halinde çok iyi işler çıkaracağımıza inanıyorum. Estonya bunu başardı. Sohbet uygulaması Scape, Estonyalı lise öğrenci gruplarının bir ürünü. Sanırım daha sonra Microsoft satın alarak ürünü geliştirdi. Aynı Estonya 2017'de ülke çapında ki seçimi Blockchain ile gerçekleştirerek bir ilki yapmıştı. 2017'de Blockchain tabanlı iş yapan Estonya'nın muhtemelen yıllar önce bu teknolojiyi mercek altına almış olması gerekmektedir.

Matbaa sürecinde ki hatayı yapmak gibi bir şansımız yok!

Ülkemizde ise benim bildiğim ve şahit olduğum kurumsal anlamda ki ilgi 2017 yılı. Bu oldukça geç bir süre. Ama hiç yoktan iyidir. Matbaa'da ki hatayı yapmadık. Yüzyıllar sonra gelen matbaa ile çok şeyler kaçırmıştık Sarayda padişaha yakın dura hattatların matbaa mürekkeplerinde domuz yağı var bununla nasıl Kuran-ı Kerim basarız? Kuran'ın el ile ve helal mürekkep ile yazılması lazım deyip yüzyıllarca erteletmeyi başarmışlardı. Çünkü bahse konu olan onların kazançları idi. Kişisel çıkarlarını gözeterek bir toplumun geri kalmasına vesile olmuşlardı.

Mütedeyyin (!) Youtuberlar doğru bilgi vermiyorlar

Kripto varlıkların hala helal veya haram olduğunu tartışıyoruz. Kripto üretimi için makine yatırımı var (mining), elektrik tüketimi var ve zaman eğrisi de var? Normal bir ürünün üretiminde de bu konu başlıkları var. Neyin haramı ve neyin helali? Gündemde olmak isteyen mütedeyyin (!) Youtuber'ların mesnetsiz ve dayanaksız iddialarından başka bir şey değil bu hadise. Hattatlar kişisel kazançlarını gözetlediler bunlarda 'Tık' ticareti ve Youtube'tan hesaplarına gelecek olan dolarların telaşındalar.

Gerçek dünya problemlerine dâhil olmak zorundayız

İnsan yaşamına dokunan bu mükemmel teknolojiyi ülke olarak kaçırmamalıyız. Sürece dâhil olup gençlere eşsiz fırsatlar sunmak zorundayız. Akademik sorumluluk taşıyan her üniversite bu devrime dâhil olmalı ve lisans düzeyinde eğitimler vermelidirler. Gerek YÖK ve gerekse devletin ilgili kurumları bu süreçleri deneyimlemek isteyen üniversitelere her türlü desteği vermeli. Gerçek dünya problemlerine yönelik yapılan çalışmalara artık üniversitelerimizde dâhil olmalı.

(1) 2008 Ekonomik Krizi veya Büyük Durgunluk, 2008 yılının son aylarında Amerika'da ortaya çıkan ve birçok ülkeyi olumsuz yönde etkileyen ekonomik gelişmelerdir. 1929 Ekonomik Buhranı ile kıyaslanan bu kriz özellikle Eylül 2008 ayında gözle görülür hale gelmişti. ABD'deki taşınmaz mal piyasasının birden değer kaybetmesi ve bunun sonucu olarak kişisel iflasların artmasının bu krizi tetiklediği sanılmaktadır.

title