Yeni Adli Yıl
Av. Uzm. Arb. Ayşen Güzel
Her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arası (bu tarihler de dahil ) adli tatil dönemi olmakla, yılın diğer günleri adli yıl kapsamında bulunmaktadır. Adli tatil, mahkemelerde görülen yargısal iş, işlem, faaliyet ve duruşmaların kısmen durması anlamına gelmektedir. Adli tatil sürecinde yeni suç duyuruları yapılabilmekte, yeni davalar açılabilmekte ve arabuluculuk başvurularında bulunulabilmektedir. Ancak bu süreçte adli tatile tabi davalar yönünden duruşmalar yapılmamaktadır. Adli tatile ilişkin olarak hukuk yargılaması, ceza yargılaması ve idari yargı bakımından farklı yasal düzenlemeler mevcut olup; söz konusu düzenlemeler, birbiriyle benzer niteliktedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 102-104 maddeleri dikkate alındığında, adli tatilin, her yıl yirmi temmuzda başladığı, otuz bir ağustosta sona erdiği ve yeni adli yılın bir eylülde başladığı görülmektedir. Bu doğrultuda adli tatile tabi olan dava ve işlerde, 6100 sayılı HMK'nun tayin ettiği sürelerin bitişinin adli tatil sürecine rastlaması halinde; süreler, ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılmaktadır. Ceza yargılaması bakımından değerlendirme yapıldığında; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 331. maddesi uyarınca, ceza işlerini gören makam ve mahkemelerin, her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verdiği görülmektedir. Adli tatilin sürelere etkisi, tatile rastlayan sürelerin sona ermemesi ve bu sürelerin, tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılmasında kendisini göstermektedir. İdari yargı bakımından ise; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 61. ve 62 maddelerinde yer alan düzenlemeler uyarınca, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinin, her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verdiği görülmektedir. Adli tatilin sürelere etkisi; İYUK'nda yer alan sürelerin bitişinin, çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde, bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılması şeklindedir. Yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere, adli tatilin icra ve iflas dairelerinin işleyişine, icra ve iflas takiplerinde mevcut sürelere etkisi bulunmamaktadır. Aynı husus, arabuluculuk başvuruları için de geçerli olup; bu süreçte arabuluculuk başvuruları yapılabilmekte ve arabulucu atanması mümkün olmaktadır. Görüldüğü üzere; eylül ayının başlamasıyla gerek toplumumuz gerekse hukuk sistemimiz bakımından önemli gelişmeler ve yeniliklerle karşılaşılmaktadır. Bunlardan ilki, açıklandığı üzere, adli tatilin otuz bir ağustosta bitmesiyle yeni adli yılın başlamasıdır. Bir diğer önemli gelişme, eylül ayı sonu itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tatilini sonlandırması gerekliliğidir. Zira Anayasamızın 93. maddesinde yer aldığı üzere, TBMM en çok üç ay tatil yapabilmekte ve meclis, ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanmaktadır. Benzer düzenleme, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzük hükümlerinde de bulunmaktadır. Eylül ayının bir diğer yeniliği de, yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasıdır. Baharı müjdeleyen eylül ayının, ülkemize ve toplumumuza getirdiği yenilik ve gelişmelerin yanı sıra dünyaya barış, huzur ve güzellikler ile ülkemize adil bir yıl getirmesi temennisi ile hukuka katkısı olan ve hukuk sistemimizin gelişmesi ile adaletin sağlanması için emek veren, adaletten şaşmayan ve her durumda adil davranan tüm hukukçuların yeni adli yılını kutlarım.