Anıl Taşdemir: Para kazanmak için değil, en iyi olabilmek için çabalayın
Bahar Aray
Son derece hırslı ve çalışkan birisi olan Anıl Taşdemir, 5 yılda BOSSLIFE'ı iş dünyasının kabul ettiği önemli bir yayın haline getirdi.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1992 doğumlu genç bir girişimciyim. Ailenin tek çocuğuyum.Lise yıllarımdan sonra 6 sene medya sektörünün içinde yer aldım. Tiyatro, sinema, televizyon, müzik ve yayıncılık. Kısacası kendimi mutfakta yetiştirdim. Hayata ve iş dünyasına dair birçok tecrübeyi 19 yaşımda edinmeye başladım. 2015 yılında BOSSLIFE dergisini kurdum.
Dergi kurma fikri nasıl gelişti?
Ankara'da bir moda dergisinin profesyonel fotoğrafçılığını yapıyordum. Hiçbir zaman dergi açmak gibi bir hayalim yoktu diyebilirim. Türkiye'de iş dünyasının yakından takip ettiği çok önemli dergiler var. Birçoğu yurt dışı menşeili markalar. Benim aklıma ise bambaşka bir fikir geldi. İçeriği tamamen patronların hayatını ve başarı hikayelerini ele alacak bir dergi yapmak. Lüks markaları, iş dünyasının önemli isimlerini dergimize taşıyıp okuyucuların merak etmesini sağlamak. 22 yaşımda risk alıp bu işe girdim. Risk almadan hayata karşı bir şey elde edilemeyeceğini çok öncesinde öğrenmiştim.
Dergiyi kurarken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Sonuçta yıllarca çalışan birisi olarak ilk patronluk deneyimimdi. Daha öncesine gelecek olursak maddi kısımlar beni çok yordu. Çünkü işçi bir ailenin çocuğuyum. Böyle bir yatırım yapabilmek için yemeden, içmeden uzun süre çalışıp para biriktirmem bile yetmezdi ki öyle de oldu. Birikimimin yanında kredi çekmek zorunda kaldım. Arkadaşlarımdan borç aldım. Sıfırdan bir marka kurmak, ekside başlamaktan daha kolaydır. Ben ekside başladım. 2015 Ocak ayında büyük zorluklarla ilk sayımı çıkardım. 3. ayımızda dergi batmanın eşiğine geldi. Gelir hiç yok ve üzerine çok daha fazla borç binmişti. Günlerce ağladığım günleri bilirim. Çok inandığım ve gelecek gördüğüm bir işe başladım. Büyük bir marka yapma hayaliyle kurdum. Korkuyordum. Ya batarsam? İnsanlar bana ne der? Bir daha yüzüme bakarlar mı diye. Bir sabah uyandığımda kendi kendime şunu söyledim: "Batmak kötü bir şey değil, daha 22 yaşındasın ve gerekiyorsa ilk işinde batacaksın. Ama ağlayarak değil, çalışarak, sonuna kadar mücadele ederek batacaksın." diyerek o hırsla çalışmaya başladım. BOSSLIFE markası, o günlerin ardından çok farklı yerlere geldi.
Zorluklar şu an devam ediyor mu? BOSSLIFE'ın şimdi geldiği nokta nasıl?
2015'ten bu yana zorluklar bitmedi aslında. Bombalar gördük, ekonomik krizler gördük, darbe gördük, birçok siyasi seçim gördük, korona virüs salgını gördük. Sanırım normal bir ülke vatandaşın ömrü boyunca görebileceklerini Türk milleti 5 senede gördü. Bu da haliyle en çok bizleri etkiledi. Çünkü ülkemizde iş dünyası; en ufak krizde reklam piyasasından çekilir. Sonra ülkenin dört bir yanında neden dünya markası çıkaramıyoruz diye paneller düzenlenir. ''Reklama ihtiyacım yok'' zihniyeti bu ülkeden gitmediği sürece dünya markası çıkaramamaya devam edeceğiz. Herkes, her ülkede mağaza açmanın marka olduğunu savunur ama o iş öyle değil ne yazık ki.
BOSSLIFE olarak şu ana kadar 5 ödül aldık. Dergilik uygulamalarında aylık ortalama 50.000 indirilme ile ilerliyoruz. Üniversitelerde konferanslar düzenledik. Şahsi olarak üniversitelere çağırıldım ve yeni medya derslerine konuk oldum. Üniversite yaz etkinliklerine katıldık, üniversite öğrenci kulüplerinin organizasyonlarına destek olduk, iş dünyasının önemli organizasyonlarına sponsor olduk gibi birçok şey var. Tabii bunların yanında dünyaca ünlü markalar ile çalışmaya başladık. Şimdi ise televizyon programı ve Youtube içerikleri hazırlıyoruz. Markayı zirveye taşımak için en doğru strateji ile ilerliyorum.
Yeni normal BOSSLIFE'ı nasıl etkileyecek? Covid-19 korona virüs sürecinde nasıl önlemler aldınız?
2019'da korona virüs haberlerini ilk duyduğumda umarım yayılmaz diye çok konuşmuştum. Ama Mart ayına geldiğimizde tüm dünyaya yayılmış ve ülkemizde de vakalar görülmeye başlamıştı. Bütün röportajlarımız iptal oldu bu süreçte. Reklamlarımız durduruldu. Zaten bunlar olmasa bile bu süreçte dergi çıkarmak gibi bir niyetim yoktu. Ofisimizi kapattık. 2 ay boyunca evlerimizden çıkmadık. Fakat bu süreçte bir şeylere devam etmek gerekiyordu. Dönemimizin en popüler sosyal medya uygulaması olan Instagram üzerinden şahsi hesabımda canlı yayınlar yaparak, iş dünyasını takipçilerimiz ile buluşturmaya karar verdim. Bunu sanırım ilk yapan kişi olabilirim çünkü ilk yayınımı 20 Mart'ta yaptım. Ciddi bir şekilde izleyici gelmeye başladı, güzel tepkiler topladık, her sektörün lider isimlerinden öneriler ve öngörüler aldık. Zaten dijitalleşmeye gitme arefesindeyken Instagram bu konuda hem toyluğumuzu almamıza yardımcı oldu, hem de ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösterdi.
Virüs sonrası hiçbir sektörün ayağa kalkması kolay olmayacaktır. Çünkü insanlar tedirgin. 2020, tarih sayfalarında hiç güzel bir yıl olarak yer almayacaktır. Birbirimizi ayağa kaldırmak için çalışmalıyız. Bencil olmamamız gereken bir dönemden geçiyoruz.
Bana ''yaşının üzerindesin'' derler. Sende de ben bunu görüyorum. Sırrı nedir?
Ben henüz 27 yaşındayım. Gençliğin bu ülkeye neler katabileceğini en iyi bilenlerden birisiyim. Bu yüzden üniversitelerden çıkmamaya çalışıyorum. Destek olup, sürekli tecrübelerimizi aktarmaya devam ediyorum. Her zaman eksiklikleri doldurmaya çalışın. Yaptığınız işlerde ilk olun. İş hayatında yaratıcı, çalışkan, istikrarlı, güvenilir ve ahlaklı olmak zorundasınız. Risk almaktan kesinlikle kaçmayın. Yaşamadan öğrenemezsiniz. Hiçbir zaman olumsuzluğa kapılmadan, sonuna kadar yılmadan, usanmadan deneyin. Elbet diktiğiniz bir ağaç meyvelerini vermeye başlayacaktır. Size başarının sırrını verebilirim. Para kazanmak için değil, en iyi olabilmek için çabalayın. İşinizde en iyi olursanız her zaman hayalini kurduğunuz parayı kazanabilirsiniz.