Hikayeleştirerek öğrenmek işe yaramaz!
Besim Türkoğlu
Son yıllarda, sınavlara hazırlanan öğrenciler için çok sayıda farklı platformda hikayeleştirme teknikleriyle tasarlanmış uygulamalar ve eğitim materyalleri ile karşılaşmak mümkün. Bu tür yöntemlerin, öğrencilerin bilgiye daha kolay ulaşmalarını sağladığı ve öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirdiği iddia edilse de, yapılan araştırmalar bu yöntemlerin her zaman beklenen verimi sağlamadığını gösteriyor. Peki, bu kadar popüler olan hikayeleştirme yöntemi gerçekten işe yarar mı? Gelin, bu soruya daha derinlemesine bir göz atalım.
Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, hikayeleştirmenin öğrenme sürecindeki olumsuz etkilerine dair dikkat çekici sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu araştırmalardan birinde, "çekici detay etkisi" olarak adlandırılan bir fenomen üzerinde durulmuştur. Bu etkiye göre, hikayeleştirme yöntemlerinde sunulan dikkat çekici ve eğlenceli detaylar, öğrencilerin odaklanması gereken ana bilgilere olan ilgiyi zayıflatmaktadır. Eğlenceli materyaller, öğrencilere cazip gelebilir, ancak bunun bedeli, diğer temel bilgilerin yeterince işlenememesi ve unutulmasıdır. Öğrenciler, hikayenin akışına odaklanırken, bu hikayenin içindeki ana tema, tarihsel bağlam veya olayların neden-sonuç ilişkileri gibi daha önemli bilgilerden uzaklaşabilirler.
Özellikle tarih gibi kronolojik bir sıraya dayanan derslerde bu durum daha belirgin hale gelir. Tarihsel olayları anlatan bir hikaye, öğrencilerin olayların detaylarını hatırlamalarına yardımcı olabilir, ancak bu detaylar, olayların tarihsel bağlamından ve daha geniş anlamından bağımsız olarak hafızada yer edebilir. Öğrenciler, örneğin bir savaşın veya bir liderin hikayesini hatırlayabilir, ancak bu olayın neden gerçekleştiğini veya bu olayın daha büyük tarihi süreçle nasıl ilişkili olduğunu net bir şekilde kavrayamayabilirler. Bu durumda, öğrenciler yalnızca hikayeyi hatırlamakta başarılı olurken, tarihsel bilgi ve anlayış açısından eksiklikler yaşayabilirler. Yani, hikaye kolayca hatırlansa da, içeriğiyle ilgili derinlemesine bilgi edinme ve anlama düzeyinde sıkıntılar ortaya çıkabilir.
İkinci olumsuzluk ise bu ilginç materyaller sunulan ana materyalin kodlanmasını bozabilir. Yazarlar, yüksek ilgi çekici ayrıntıların düşük ilgi çekici ayrıntılara göre öğrencinin bilişsel işleme kapasitesinin daha fazlasını kullandığını ve böylece öğrenciye temel materyali anlamlandırmak için daha az kapasite bıraktığını varsaymaktadır. Yani bilgi ve hikayenin olduğu bir eğitimde beynimiz bilgiyi almak yerine hikayeyi alır, hikaye bilgiyi gölgeler.
Bu yüzden hafıza teknikleri kullanmak üst düzey düşünme becerilerini ölçen sorular için iyi bir kılavuz değildir.
Tüm öğrencilerimizin dikkatine!