Ösym'nin soru tarzını anlamak
Besim Türkoğlu
Soru çözmek sınavlara hazırlık sürecindeki öğrenciler için anladığını uygulama, uyguladığını pratikleştirme açısından son derece önemli. Ancak tüm çalışma programının soru çözümünden beslenmesi son derece tehlikeli, dikkat !
Yaklaşık 3-4 yıl önce ÖSYM soru tarzında köklü bir değişime giderek düşünme becerilerini ölçen sorulara ağırlık verdi. Bu sorular öğrencilerin öncelikle algılama becerileri, ikincil faktör olarak da uygulama becerileri temel alınarak hazırlanıyor. Yani gerçek sınavlar sadece bilgi düzeyinde değil kavrama düzeyinde kazanımlar gerektiriyor.
Bugün soru bankalarını ve deneme sınavlarını incelediğimizde bu tip sorulara yeni nesil sorular deniyor. Öğrenciler bu kaynaklardan sorular çözüp sınava girdiğinde müthiş bir kuramsal çatışmayla karşılaşıyor. Çünkü bekledikleri sorularla karşılaştıkları sorular bambaşka.. Bu yakınmaları özellikle sosyal medyada hayali soru kahramanlarına isyan ederek gösteriyorlar. Ancak hayali kahramanların pek suçu yok. Öğrencilerin sınava hazırlandıkları kaynaklar daha hazırladıkları soruların açık ve net kavramsallaştırmasını yapamadı. Kavramsallaştırmanın yapılamaması içerikteki birçok eksiği de beraberinde getiriyor. Kısacası yeni nesil soru olarak geçiştirilen ve ÖSYM sınavlarında artık hep karşılaşacağımız bu tip soruların gerçek adı düşünme ve algılama becerilerini ölçen sorulardır.
Düşünme ve algılama becerilerini ölçen soruları çözmenin temelinde verilen mesajı doğru algılamak vardır. Mesajın (Sorunun) doğru olarak yapılandırılması için hazır ve uyanık bir zihne ihtiyacımız var. Bu zihni yaratmanın ilk yolu anlamsal olarak bizleri zorlayan kitaplar okumaktan geçiyor.
İkinci yol bilgilerimizi paylaşmak. Bilgiyi paylaştığımızda paylaşılan bilgileri çağrışımsal hafızaya ekliyoruz. Kendi seslerimizin bulunduğu Çağrışımsal Hafızadaki bilgileri kolaylıkla hatırlıyor ve düşünme becerilerini ölçen sorularla çağrışımlarımızı bütünleştirebiliyoruz. Bu yüzden bu soruları çözebilmenin temelinde bilginin paylaşılması vardır.
Üçüncü yol taksonominin en üst basamağını gerçekleştirmekten yani yeni bir sentez oluşturmaktan-soru yazmaktan- geçiyor. Soru yazmak konu içeriğindeki eksik kalan yönlerimizi görmemiz açısından iyi bir öz denetleme sağlayıcısıdır. Ayrıca soru yazmak bilgi düzeyindeki kazanımlarımızı kavrama düzeyine çıkartmamız için iyi bir fırsattır.
Özetle ders çalışma eksenimizi tamamen soru çözmekten optimum düzeyde soru çözmeye, kitap okumaya, öğrendiklerimizi paylaşmaya ve soru yazma eksenine taşımamız gerekiyor .