Tatil dönüşü dersleri asmayın, derslere asılın!

"Tatil dönüşü dersleri asmayın, derslere asılın!"

Önemli nörobilim uzmanlarından Dr. Daniel Amen, öğrencilere böyle bir öneride bulunuyor. Peki bu önerinin gerekçeleri nelerdir? İnceleyelim.

Bu durum, ilk olarak yeni görülen konuları sağlam temellere dayandırmanızı sağlar. Sağlam temeller üzerine inşa edilen bilgi, bilginin eklemlenmesi (genişletilmesi) sürecinde işlerimizi kolaylaştıracak, bilgiler arasında ilişki kurma ve analitik düşünme becerilerimizi geliştirecektir. Öğrenmenin kaynağı durumunda olan bu temel bilgiler, öğrenilen yeni bilgilerin anlamlı bir şekilde yerleşmesini ve daha kalıcı olmasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, bu sağlam temeller, öğrencilerin daha ileri düzeydeki konuları (yoğun bilişsel yük içeren) daha rahat kavrayabilmesine olanak tanır. Yeni bir konuya başlarken, önceki bilgilerle ilişki kurmak, öğrenilenlerin derinleşmesine ve kalıcılığının artmasına katkı sağlar. Bu, beynin bilgi işlem süreçlerinde güçlü bağlantılar kurmasını destekler.

İkincisi, dönem başında gayretli olmak öz yeterlilik algılarını artıracaktır. Çalıştığımız ders üzerine aldığımız olumlu geri bildirimler, sonraki çalışmalar için önemli bir motivasyon kaynağı olacaktır. Bu durum, öğrencilerin dönem başında kendilerine bir hedef belirlemelerini ve bu hedef doğrultusunda sistematik bir şekilde çalışarak ilerlemelerini sağlar. Ayrıca, erken başarılar, öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini pekiştirir ve bu güven, daha zorlu derslerin üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Aynı zamanda, bu çabalar, öğrencilerin uzun vadeli akademik başarılarına da katkıda bulunacaktır.

Bu noktada planlılık ve düzenlilik önemli bir belirleyicidir. Beynimizde düzenli olma, bilgi işleme süreçlerini kolaylaştırır ve hızlandırır. Özellikle planlı bir çalışma yaklaşımı, öğrencinin hem öğrenme sürecini hem de kişisel gelişimini etkiler. Dönemin başında plan yapmak, ilerleyen süreçte herhangi bir zorluk yaşandığında öğrencilerin daha sakin ve odaklanmış bir şekilde çözüm aramalarına yardımcı olur.

Beynimizde düzenli olmadan sorumlu olan bölgede (serebellum) düşük aktivite olduğunda, bilgiyi daha yavaş işliyoruz ve düşüncelerimiz daha düzensiz oluyor. Yani düzensiz olmak, beynimizdeki bilgi akışını yavaşlatıyor. Düzenli bir zihinsel çalışma, beynin farklı bölgeleri arasındaki iletişimi artırır ve düşünme süreçlerini daha verimli hale getirir. Bu nedenle, düzenli bir çalışma alışkanlığı oluşturmak, hem öğrenme hızımızı artıracak hem de gün içindeki odaklanma kapasitemizi güçlendirecektir.

Son olarak, tatil sonrası dönemde disiplinli ve dikkatli olmak, öğrencilerin öğrenmeye karşı olan tutumlarını pozitif yönde etkiler. Tatilden döndükten sonra zihinsel olarak daha taze olabiliriz, ancak aynı zamanda kolayca dağılabiliriz. Bu nedenle, tatil sonrası çalışma sürecine erken başlamak ve düzenli bir tempo oluşturmak, hem akademik başarıyı hem de kişisel tatmin duygusunu artıracaktır.

Sonuç olarak, Dr. Daniel Amen'in öneride bulunduğu gibi, tatil dönüşü dersleri asmayın, derslere asılın.