Gazze, Gazze Halkınındır

Burcu Kösem

Dünya, tarihin en büyük ahlaki çöküşlerinden birine tanık oluyor. İnsanlığın gözleri önünde bir halk, sistematik bir şekilde katlediliyor. Çocukların cesetleri enkaz altından çıkarılıyor, hastaneler bombalanıyor, mülteci kampları hedef alınıyor ve biz hâlâ "barış müzakereleri", "Gazzelilerin güvenli alana taşınması" gibi safsataları dinliyoruz.
Kimse bize masal anlatmasın!
7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 46 binden fazla insan hayatını kaybetti. Ölenlerin yaklaşık yüzde 59'u kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşuyor. 109 binden fazla insan yaralandı. Yaralıların kaçının kurtarılabileceğini bilmiyoruz; çünkü hastaneler bombalandı, elektriksiz, ilaçsız, doktorsuz bırakıldı. 2,3 milyon insanın yaşadığı Gazze, dünya tarihinin en büyük açık hava hapishanesine dönüştü. Açlık, susuzluk, ilaçsızlık... Üstelik tüm bunların üstüne bir de yeni bir plan: Gazzelileri (Filistin halkını) vatanlarından sürmek!
Gazze'nin bombalanmasına göz yumanlar ve destekleyenler şimdi de Gazze'yi 'yeniden inşa' etmeye kalkıyor!
Açık konuşalım. Bize "Gazze'yi yeniden inşa edeceğiz" diyenler, önce orayı enkaza çevirenlerdir. Peki, niyetleri ne? Gazze'yi Gazzelisiz bırakmak! 1948'de, 1967'de olduğu gibi, Filistin halkını bir kez daha sürmek. "Yeniden inşa" planları ile "insani koridor" masalları ile Gazzelilere, "Bakın, size daha güvenli bir hayat verelim" diyorlar. Ama biliyoruz ki, güvenlikten bahsedenlerin vicdanları arızalı, elleri kanlı…
Çok üzgünüm ki; bugün Gazze'de ölüm bir kurtuluş gibi görünüyor. Çünkü vatanı için şehit düşenler artık acı çekmiyor, bedenleri bir daha bombalarla parçalanmıyor, açlıktan kıvranmıyor. Gazze'de halihazırda felaketi yaşayanlar, hayatta kalanlar! Her yeni gün, onlar için açlık, susuzluk, enkaz başında kaybettiklerini aramak ve ölümle her an yeniden, yeniden burun buruna gelmek demek. Çünkü Gazze'de artık yaşamak, ölmekten beter demek… Bunu da bilinçli yapıyorlar. Filistin halkına yaşarken ölümü gösteriyor, sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar ve onların bu işkenceler karşısında kaçacağını düşünüyorlar.
Fakat; Gazze, Gazzelilerin vatanıdır ve kimse onları oradan çıkaramaz, bunu bilmiyorlar.
Tarih bize öğretti ki, işgalcilerin en büyük taktiği, sadece toprakları ele geçirmek değil, o toprakların hafızasını da silmektir. Filistin halkı, 76 yıldır bu hafızayı koruyor. Hiçbir bombardıman, hiçbir ambargo, hiçbir ekonomik abluka, Filistin'i Filistin olmaktan çıkaramadı. Çünkü vatan, sadece toprak parçası değildir; vatan, onun uğruna ölenlerin hatırasıdır aynı zamanda…
Ve Filistin, hatırlayanların vatanıdır!
Müslüman ülkeler! Daha ne kadar bekleyeceksiniz?
Bugün, İslam dünyası için bir sınavdır. Büyük İslam Dünyası, eğer siz, bu vahşete karşı ses çıkarmazsanız, eğer Gazze'yi sadece kınamalarla geçiştirirseniz, yarın aynı zulüm başka kapıları da çalacak. Unutmayın, zalimler hiçbir zaman doymaz. Bugün Gazze'yi yutmaya çalışanlar, yarın Kudüs'e, sonra Mekke'ye, sonra Medine'ye gözlerini dikecekler.
Kadın liderler nerede?
Dünya çapında onurlu, vicdan sahibi kadınların bir araya gelerek bu zulme karşı yükseltecekleri ses, tüm diplomatik toplantılardan daha etkili olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü en büyük acıyı kadınlar yaşıyor. Enkazdan çıkarılan cansız bedenler, annelerin kollarında taşınıyor. Yetim kalan çocukların, günlerdir aç bekleyen bebeklerin, ölen doktorların, paramparça olmuş hayatların sesi olmak zorundayız!
Ve Türkiye...
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sergilediği duruş, yalnızca Türkiye'nin değil, insanlığın da onurudur bana göre. İsrail'i açıkça "terör devleti" olarak ilan eden, Filistin'e yönelik her türlü zulme karşı duran bu liderlik, dünyaya da örnek olmalıdır. Ve bu onurlu duruş etrafında tüm Müslüman ülkeler birleşmeli, ticari ve diplomatik anlamda gerçek yaptırımlar uygulamalıdır. Sadece diplomatik cümlelerle değil, fiili adımlarla da cevap verilmelidir.
Gazze yeniden inşa edilmelidir, ama içinden Gazzeliler sürülmeden!
Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Bu savaş sadece bir toprak savaşı değildir. Bu, bir halkı tarih sahnesinden silme savaşıdır. Ama başta İsrail ve ABD olmak üzere tüm dünya bilmelidir ki; Filistin halkı var olmaya devam edecektir. Çünkü Gazze, sadece binalardan ibaret değildir. Gazze, bir kimliktir, bir vicdandır.
Ve o vicdan, hiçbir bombardımanla yok edilemez!