Haberler

Adam akıllı şiddet

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

16.12.2024 10:10

Bir dönem kadınları kılık kıyafetinden ötürü eğitimden ve dolayısıyla, çalışma hayatı başta olmak üzere, sosyal hayatın birçok alanından alıkoyan zihniyetin, şimdi kalkıp da iktidarı, OECD ülkelerinde kadınların iş gücüne katılım oranı üzerinden eleştirmesi ne kadar ironiktir.

Klişe ifadesiyle yıllarca, kadının önüne "Kariyer mi çocuk mu?" sorusunu koyanların kariyer yapma tercihinde bulunanları, kendi gibi olmaya, giyinmeye, düşünmeye, inanmaya ve yaşamaya zorlayan bir şiddetin faillerinin, aksi halde git sen 'çocuklarının anası evinin kadını ol' diye dayatanların, bugün kadınların iş gücüne katılım oranı üzerinden iktidarı eleştirmesi sizi şaşırtmasın.

Anayasadan başlayarak, her şeyin ön koşulu olarak önümüze konan ideolojinin ve saldırgan temsilcilerinin ortaya çıkardığı sonuca itiraz etmeleri de sizi şaşırtmasın.

Evet, CHP Osmaniye Milletvekili Asu Kaya'nın da belirttiği gibi "OECD ülkeleri genelinde çalışma çağındaki her 100 kadından 51'i iş gücündeyken, ülkemizde her 100 kadından 31'i çalışabiliyor."

Peki, bugün bunu dillendirip, neden diye itiraz edenlerin hiç aklına geliyor mu? Onca neden içerisinde bir neden de kendileri olduklarını düşünüyorlar mı? Kendimiz gibi olmayanlarla, meclisteki kürsüleri paylaşmaktan korktuğumuz için, onları üniversite kapılarından sürükleyip dışarı attık diyebiliyorlar mı? Demiyorlar, az da olsun kimse, eleştirdiği sonuçlar için, sebebin bir parçasının da kendileri olduğunu itiraf etmiyor.

Evet, siyasette samimiyet aranmaz biliyorum, bunu kanıksadık artık ama hala karşı mahalleyi hor görüp küçümseyenlerin, bazen de dönüp kınadıkları sonucun sebebi olduğunu bilmeli değiller mi?

Meclisin Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının 2025 yılı bütçeleri üzerine yapılan oturumunda konuşan CHP milletvekili Semra Dinçer, 2024 yılında öldürülen 421 kadınla ilgili "Bu tablodan hiç utanmıyor musunuz?" diye sormuş. Kendi adıma, onların adına ve hatta sizin adınıza bile utanıyorum. Ama sandığınız ve dillendirdiğiniz gibi "Bu topraklarda katledilen tüm kadınların vebali" sadece bir partinin, bir iktidarın boyuna yüklenemez.

Hatta bu, sadece siyasetin, yasa ve kanunların, caydırıcılıktan uzak yetersiz cezaların, denetim noksanlıklarının, sonucu da değil.

Bu geleneğimizin, dilimizin, toplumumuzun ve hatta yanlış din yorumlarımızın, siyasetin, sosyolojinin, sanatın, her zeminde kadının aleyhine cinsiyetçi yaklaşımların sonucudur. Sadece bugünün değil dünün ve belki de yarının sorunu ve sonucudur.

Doğru söze ne demeli, haklısınız. "Utanma diye bir şey kalmamış" sizde, bizde, onlarda, kimsede utanma kalmamış.

Bu denli insani ve hayati bir meselede dahi, siyaseti ve oy kaygısını bir tarafa koyup 'adam akıllı' bir şey yapamıyorsunuz?

Neden mi? Komik ama kadın da olsak dilimiz eril, çünkü hala adam aklıyla düşünüyor ve adam aklından medet umuyoruz.

title