Bir keçim bile yok

Güvenliğimiz üfürükçüye kalmışsa, ekonomi ve sağlığımız "fakir hayat en sağlıklı hayattır deyip" zengin hayatın en zararlısından da kendini mahrum bırakmayıp, cağ kebabının zengin lezzet şovundan geri durmayan profesöründen medet umuyorsak vay halimize.

Bugün, Narin davasında, cinayet zanlısı amca Salim Güran, Narini ararken, kolluk kuvvetleriyle üfürükçüye gittiklerini söylemiş. İnsan söyleyecek bir şey bulamıyor. Böyle bir şey mümkün mü? O kadar mı geriledik. İnanılır gibi değil. Üfürükçüden mi medet ummuşuz?

22 bin 104 liralık açlığımızı "kuru fasulyede de protein var ette de protein var" diyerek yoksulluğu kutsayan bir profesörümüz eksikti.

Profesör demeye şahit ister diyeceğim ama ona şahitlik edip Prof. unvanı verenler ve kapı gibi belgeleri var ki diyemiyorum.

İyi kötü fark etmez, reklam olsun, namım alsın yürüsün, derdinde mi ki acaba? Bilmiyorum ama daha önce de benzer absürt çıkışlarıyla gündeme gelen bir isim.

Asgari ücretle ilgili "Yani asgari ücrete üzülmesinler, kendi hayatlarını asgari ücrete göre organize etsinler." diyerek tavsiyelerde bulunan bu zat, bir zamanlar Türkiye'nin Elon Musk'ı olduğunu bile iddia etmekten geri durmamıştı.

Hayır, onca belge, diploma ve derece aldığı sınavlar yanılmış olamaz diye düşünüyorum, zekâsından şüphe edilemez herhalde. Lakin yaptığı açıklamalar o belge ve derece kuruluşlarına halel getirir cinsten.

Bir de bir turnike vakamız var ki insanı, ne oluyor bize, nereye gidiyoruz, nerede yaşıyoruz biz? Demeye getiriyor. Bir devlet okulu, özel olsa kimse yadırgamazmış gibi de haberlerin başlığında "devlet okulu" özellikle vurgulanıyor.

Bir devlet ortaokulunda, okul yönetimi öğrencilerin giriş ve çıkışlarını kontrol edebilmek için, okulun girişine dört kartlı turnike koymuş ve yapılan bu harcama için de velilerden biner lira istemiş.

E tabi olan var olmayan var. 4 turnikenin 3'ünü parayı ödeyip kartı alanlara, birini de kartsız fakirlere açmışlar. Ne olacaktı; kartsız fakirler tek turnikede uzun kuyruklar oluşturup yanlarından geçen zengin bebelerine bakıp iç geçirmiş; bi kartımız olaydı da biz de yağ gibi akaydık şu turnikelerden, demişler.

Keçileri kaçırmaya az kaldı. Hani bu yokluk ve açlıkta keçileri kaçırsak üç adım kaçamadan boğazlayıp yerler de, yok ki kaçıramıyoruz.

Aslında çılgın profesörümüz haklıymış "fakir hayat en sağlıklı hayattır deyip" Hani keçilerimiz olsa, kaçırmamak namümkün. Yokmuş da kaçıramıyoruz ki akıl sağlığımızı koruyabiliyoruz.

Ama bişey değil de şu karttan biz de alabileydik iyiydi de neyse.