Dibin de dibi değil mi bu

Memleketin dört bir yanında kadınlar, Narin fotoğraflarıyla kadına şiddeti ve çocuk istismarını protesto ediyor.

Sakarya'da Kadın Platformu üyeleri, "Karanlığa teslim olmayacağız" diye haykırırken, Artvin Hopalı ve Kemalpaşalı kadınlar Narin Güran için yürüyerek " Üzgün ve öfkeliyiz. Narin'in ve katledilen, istismara uğrayan tüm çocukların hesabını sormak için sokaktayız" diye seslendi.

Samsun Kadın Dayanışması bir basın açıklaması düzenleyerek "Çocukları aileden, erkeklerden nasıl koruyacaksınız?" diye sordu.

Ordu Kadın Platformu çocuklara ve kadınlara yönelik şiddetin son bulması için bir araya gelerek "Bu insanlık dışı cinayet, hepimizin yüreğinde derin yaralar açtı. Türkiye'de son yıllarda artan çocuk ve kadın cinayetleri karşısında susmayacağız, susamayız." Dedi.

"Yine isyanımızla ve yasımızla karşınızdayız" diyerek Malatya Demokratik Kadın Platformu basın açıklaması yaptı.

Bolu'da Kadın Platformu üyeleri "Kadın ve çocukları katleden karanlığa dur de" diyerek eylem yaptı.

Ve daha nice ilde; Kayseri, Mersin, Eskişehir, İstanbul, Aydın, Diyarbakır, benzer eylemler benzer açıklama ve tepkileriyle kadınlar sokağa çıktı.

Kadınlar sokağa çıktı!

Kimse demiyor mu bu şiddet, bu cinayet, bu vahşet, bu istismar ve vicdansızlığa karşı erkekler neden ses çıkarmıyor, neden tepki göstermiyor, yürümüyor, bu iğrençliğin faili olmayı reddediyor ve kabul etmiyoruz demiyor.

Erkekler de kadınlar kadar, kadına karşı şiddetin karşısında durmadıkça ve kadın cinayetlerini protesto etmedikçe benzer olaylar bitmeyecek ve erkeğin istismarı çoğu kez çoğu yerde yine görmezden gelinerek kurban almaya devam edecek.

Tüm bu olay, bütün ülkeyi öyle bir psikolojiye soktu ki nasıl bu dipten çıkabileceğiz bilmiyorum.Özellikle çocukları, aile bireylerinden korkacak, amcasından, dayısından ve hatta abisinden ve babasından çekinecek duruma getirdi. Onun içindir ki çocukları, ekranlardan, haberlerden, telefonlardan korumak gerektiğini düşünüyorum.

Çocuklarımızı tembihlerken yabancılarla konuşma, bizden habersiz onlardan bir şey alma ve onlarla gitme demek yetmeyecek mi artık?

Ve tüm bu kaosun ve acının içinde yılların deneyimli sinema oyuncusu ve televizyon programcısı Hülya Avşar, sosyal platformlarda sergileyecek vücudundan başka hiçbir şeyi olmayan, adının başına fenomen sıfatını koyan bir kadını televizyon programına konuk ederek; kızlığını satıp satmadığıyla ilgili muhabbet ediyor.

Diğer yandan görüntülü konuşma sohbeti yapılan bir internet sitesinde, üstündeki üniformasından da utanmayan devletin trafik polisi karşısındaki kadına uygunsuz hareketlerde bulunup kadını bariz bir şekilde taciz edebiliyor.

Bundan fazlası var mı? Dibin de dibi değil mi bu?