Haberler

Güvenlik mi mahremiyet mi?

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

12.12.2024 11:41

Teknoloji ilerledikçe önümüze konanlara bedel ne ödediğinizin farkında mısınız? İstisnasız bütün devletler, demokratik olanından anti demokratik olanına kadar, hepsi sözüm ona güvenliğinizi bahane ederek, sizi tehlikelere, tehditlere, çokça da kendi ürettikleri korkulara karşı korumak adına, mahremiyetinizi ihlal etmeye teşnedir.

Bunu, iktidarı elinde tutanın, iktidarını sürdürmek için, önlerindeki olası bir seçimde seçmenin politik tercihlerini anlamak ve eğer aleyhlerine bir tercih söz konusu ise, akabinde değiştirmek için yaptıklarını, Amerika'daki seçim tecrübelerinden biliyorsunuzdur.

Zamanında Facebook'un sahibi Mark Zuckerberg elindeki kullanıcıların verilerini,Cambridge Üniversitesi'nde akademisyen Aleksander Kogan'la paylaşmıştı. Kogan'ın gerekçesi, her ne kadar, Facebook kullanıcılarını ve yönelimlerini neyin şekillendirdiğini belirlemek için dense de Kogan, elindeki verileri, seçimlerde siyasi kampanyalara veri pazarlayan Cambridge Analytica adlı şirkete satınca, niyetin hiç de masum olmadığı ortaya çıktı.

Zuckerberg "hata yaptık" dese de bunu ne onun, ne de bir başkasının bir daha yapmayacağının güvencesini kimse veremez.

Meta Platforms, Inc.in sahibi Mark Zuckerberg; bünyesinde barındırdığı Facebook, Instagram, Threads ve WhatsApp üzerinden dünya da kaç insanın özelini ve mahremiyetini elinde tutuyor biliyor musunuz? Kabaca 8 milyarlık dünya nüfusunun yarısının mahremiyeti bu adamın elinde.

Ve bu adam daha önce elindekini birileriyle paylaştı, hata yaptık dediyse de o hatayı bir daha yapmanın fiyatının ne olduğunu bilemiyoruz.

Güvenlik ve mahremiyet temelli kaygıları tekrar gündemimize sokan bir haber düşünce önüme, bunun dijital çağda, teknolojiyle ortaya çıkan en temel sorunumuz olduğunu yeniden hatırladım.

Haber Londra'da, polisin LFR diye kısaltılan Canlı Yüz Tanıma teknolojisiyle, çeşitli suçlardan aranan 540 kişiyi tutukladığını söylüyor.

Sistem; LFR takılı araçların, Londra sokaklarında gezerek, insanların yüz profillerini taradığı ve bu profillerden tespit edilen kimliklerin arananlar listesinde olup olmadığı araştırılarak tutuklama yapılması üzerinden işliyor.

En üst seviyeden demokratik bir ülkede yaşıyor olsanız dahi nerede, nasıl ve kimle yaşadığınızı paylaşmak istemiyor olabilirsiniz. Ama bu sorulara ilişkin cevapların mahreminiz olduğunu düşünüyorsanız, birilerince bilinme olasılığı sizi rahatsız etmez mi?

Bir de antidemokratik bir ülkede yaşadığınızı varsaydığınızda, iktidarın bu teknolojiyi çok da masum kullanmayacağı malumun ilamı olur.

Ezcümle güvenlik kaygısı gerekçe gösterilerek ki o kaygı, iktidarın baskı araçlarıyla oluşturulmuş korkulardan besleniyor olabilir ya da olmayabilir, mahremiyet ya da özgürlüğümüze karşılık olmamalı.

"Güvenlik mi mahremiyet ve özgürlük mü?" diye teknoloji bize seçimi dayatmamalı. Çünkü güvenlik ve mahremiyet birbirinin muadili değildir.

title