Haberler

“Susmuyor, korkmuyor ve itaat etmiyoruz”

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

03.10.2024 11:58

Susturulacak, sosyal hayatın dışına itilecek, toplumun ataerkil ezberine ve evlere hapsedilecek, cinsiyetçi ayrıma uğrayacak, şiddet görecek, hakarete maruz kalacak, darp edilecek ve hatta vahşice cinayetlere kurban edilecek, öldürüleceksiniz ama tüm bunlara itiraz edip birkaç kadınla sokağa çıkıp, sesinizi yükseltip isyan edince '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefetten' yargılanacaksınız.

Kaç fırın ekmek kurtarır bizi? Kırk fırın ekmeğin bizi kurtaramayacağı ortada. Bunu hazmedebilmek mümkün mü?

Haber önüme düşünce, şaşırdım desem yalan olur. Şaşırmadım ama bununla birlikte, durumu kanıksadığımı da söyleyemem. Kanıksamıyor, kabul etmiyor ve normal görmüyorum.

Her ne kadar içinde yaşadığımız toplum, kadına yönelik ayrımcılığı ve cinsiyetçi yaklaşımı, kadının aleyhine, dili, haberi, hukuku, eğitimi ve geleneğiyle normal görse de ve bu normale karşı mücadeleyi yargılayıp, aşağılayıp hor görse de ben kabul etmiyor ve kanıksamıyorum.

Muğla'da bir grup kadın toplanıp, tartışı eşi tarafından bıçaklanıp, öldürülen Senem Kıvrık için basın açıklamasında bulunup, yürüyüş düzenleyince savcılık '2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefetten' soruşturma açmış ve kadınlar ifade vermeye çağırmış.

Kadınlardan yedisi ifade vermeye gitmişse de kadınlardan avukat olanı, soruşturmanın usulsüz olduğuna vurgu yaparak ifade vermeye gitmemiş.

Hukukun, yasaların ve adli yargı mensuplarının, toplumun önünde giderek, toplumu pozitif yönde değiştirip dönüştürmesi beklenirken, toplumun değişimine direnmesi ve bu değişimi yargılayıp, cezalandırmaya çalışması ne büyük bir garabettir.

Bir taraftan kadınlar her alanda varlık göstermeye ve üretmeye çalışırken, sanattan, eğitime, ziraattan inşaata, yapay zekâdan, fırıncılığa kadar elinin hamurunu bulaştırmadığı yer bırakmazken ve girdiği her alanda ciddi başarılar gösterirken, kadına yönelik şiddete gösterilen bir protestoyu cezalandıran bir tavır nasıl okunabilir?

Bakın henüz bugün, Yıldız Holding, New York'taki Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Liderler Zirvesi'nde fırsat eşitliği ve kapsayıcılık konusunda, öncülük ettiği çalışmaları ile örnek gösterildi.

Mecliste DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, bir çok kadın cinayetinin, intihar süsüyle kapatıldığına vurgu yapan bir basın açıklaması yaptı. Ve öyle acı bir gerçeğimizi yüzümüze vurdu ki buna katlanmak mümkün değil: "Cezasızlık politikası, erkek egemen anlayışla birleşince kadınlara ölmek düşüyor"

Sadece cezasızlık mı dersiniz? Maalesef. Yıllardır zaten örf ve ananeleriyle, kurbanı cezalandıran erkek egemen toplum, kadına yönelik ayrımcılığı öyle bir üst aşamaya çıkardı ki kadın cinayetlerini, caydırıcı cezalarla cezalandırmaması bir yana, bu cinayetlere dönük protestoları cezalandırmaya yelteniyor.

İbn-i Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözünü unutmadık ama artık yalan yanlış kader yorumlarına da karnımız tok.

Coğrafyayı değiştirmek olmasa da bu kaderi değiştirmenin ve kendi alın yazımızı yazmanın ve yaşamanın zamanı geldi artık.

title