Haberler

Akıllı beynimiz

Dr. Mehmet Yavuz

Dr. Mehmet Yavuz

Nöroloji Uzmanı
18.12.2020 10:31

Günümüzün en büyük sırrı, ne uzayın akıl almaz derinlikleri ne de atomun insanı büyüleyen parçacıklarıdır. Bugün kainatın en büyük gizemi "Beyin"dir.

Beynimizde yüz milyar civarında hücre olduğunu bilmekteyiz. Bu hücrelerin 10 milyarını beyin kabuğunda bulunan nöronlar oluşturuyor. Geri kalan 90 milyar hücreyi ise destek hücreleri olan glial hücreler meydana getiriyor. Ama asıl düşüncelerimizi, hareketlerimizi, davranışlarımızı velhasıl insan olarak tüm bedensel ve zihinsel faaliyetlerimizi şekillendiren ve kontrol eden işte bu nöronlardır. Nöronlar, elli kadar değişik biçimde ve formda olsalar da hepsi de aynı şekilde elektrokimyasal bir dille konuşur ve haberleşirler. Nöronların gövdelerinden çıkarak diğer nöronlarla irtibat sağladıkları çok ince dalları (kolları) vardır ki; bunlara dendrit demekteyiz. Bir nöron dendritleri vasıtasıyla elli bin civarında bağlantı oluşturur. Dendritlerin diğer nöronlardan gelen başkalarıyla temas noktalarına sinaps denmektedir. Sinapslar o kadar küçüklerdir ki, bir milimetrenin milyonda biri kadar az bir hacim işgal ederler. Sinapslar aynı zamanda çok yoğun astronomik düzeyde veri alışverişinin yapıldığı noktalardır. Beynimizin sadece bir kum tanesi kadar alanında 100 bin nöron, milyarlarca sinapsla görev yapıyor.

Beynimizde yaklaşık olarak 60 trilyon kadar sinapsın olduğunu tahmin etmekteyiz. Şimdi buraya kadar her şey normal. Gelelim asıl çarpıcı olaya, sadece bir sinapsda bir saniyedeki veri alışverişinin sayısını tahmin edebilir misiniz?

Tahmin etmeniz çok zor, o halde ben söyleyeyim. Bir sinapsda bir saniyedeki iletişimin sayısını oturup tek tek saymaya kalksak bunu otuz iki senede bitiremeyiz.

Peki, bu durumda beynimizde yaklaşık 60 trilyon sinaps olduğuna göre bir saniyedeki toplam iletişim sayısı ne kadardır? Bunu hesap ettiğimizde karşımıza akıllara durgunluk veren bir rakam çıkmakta. Böyle bir sayıyı ifade etmek için 1' in yanına altı kilometreye kadar uzanan sıfır koymamız gerekiyor. Ayrıca bu iletişimi tek tek saymaya kalksak üç milyon yıl tutuyor. Bu da yaklaşık olarak 42 bin insan nesli anlamına geliyor. Kaldı ki bu rakamlar sadece 1 saniyedeki iletişimin sayıları. Bir de dakikalar ya da saatler içerisindeki iletişim sayısını düşünün. Dolayısıyla beynimizde tasavvurumuzun çok ötesinde devasa bir iletişim söz konusu. Böyle bir iletişim sistemi, hiçbir bilgisayar teknolojisi ve network sistemi ile mukayese dahi edilemez. Üstelik bu sistem hiç durmuyor, ara vermiyor, elektriği kesilmiyor, formatlamak icap etmiyor, yeni güncellemelerle üst versiyona geçilmiyor. Bilgisayarlarda ki gibi gelişmiş antivirus programlarına sahip olmadığı halde programlar karışmıyor, işletim sistemi bozulmuyor. Anne karnındayken çalışmaya başlıyor ve bir ömür boyu aralıksız, kesintisiz hizmet veriyor.

Beyin için milyarlarca bilgisayardan müteşekkil devasa hiper-ultra bir network (iletişim) ağı demek bile ortadaki muhteşemliği izah etmiyor.

Dolayısıyla beynimizdeki olağanüstü elektrokimyasal matris ve mikroskopik hareketlilik tüm hesapların ötesinde..

Üstelik bu olağanüstü sistem, hiçbir zaman bir başkasının beyni ile aynı değil ve kendine özel.. Dünya, beyne önceden sunulmamıştır ama beynin işletim sistemi öylesine farklı ki, gelişen ve değişen şartlara göre kendi sistemini oluşturuyor ve zamanla yazılımda da değişiklikler yapabiliyor.

Peki böyle bir hizmet teşekkürü hak etmiyor mu?!

Yaradana şükretmek gerekmiyor mu?

Taktir sizin…

title