Beni kim andı... Kulak çınlaması (Tinnitus)
Dr. Mehmet Yavuz
Bedenimizdeki her organ, bize muhteşem katkılar sunar. Duyu organlarımız içerisinde önemli bir görevi olan kulaklar da, hayatın sesini duyabilmemiz içindir. Mükemmel şekilde tasarlanmış bedenimizde, iki kulağımız var ve belirli frekans aralığındaki sesleri duyarak hayatımızı sürdürüyoruz. İnsanlar, 20 ile 20 bin Hz (Hertz) arasındaki titreşimlere tepki gösterirler. Meraklısı için bir güvercinin 0.1 Hz kadar düşük sesleri duyabildiğini, yarasaların 2 bin Hz ile 110 bin Hz arasında titreşimi algıladığını, köpek ve kedilerin bizim duyamadığımız bir çok sesi algılayabildiğini deekleyelim. Dolayısıyla yeryüzünde bizim duyamadığımız ses dalgaları olduğunu biliyoruz. İnsanoğlu, belirli bir aralığın altında kalan düşük sesleri duyamaz. Belki de duymamamız bizim için daha hayırlı. Sesin şiddeti ise doğrudan kulak zarına ulaşan mekanik basınçla ilişkilidir ve desibel (dB) olarak ölçülür. Kulağımız 0-140 dB arası sesleri algılar. Çok ani şekilde oluşan yüksek sesler, işitme duyumuza hasar verebilmektedir. Örneğin 140 dB kulakta ağrı, kulak zarında yırtılma gibi zararlı etkiler yapabilir. Konuşma sesinin aralığı 500 ile 2 bin Hz arasında değişir. Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü düzeyi 85 dB ses düzeyidir. Fikir vermesi açısından ifade etmek gerekirse fısıltı sesi 30 dB, konuşma sesi 40-60 dB, bağırma sesi 80-90 dB, uçağın kalkışı 120-140 dB ve yakın mesafedeki bir tüfeğin patlama sesi 130 dB'dir. Bir asfalt delme makinesi, 100 dB ses çıkartarak ya da konser ve bar ortamlarında 115 dB civarında tutulan ses düzeyi, kulağa ve duyma işlevine zarar verebilir.
Gelelim kulak çınlaması rahatsızlığına… Kişinin olmayan bir sesi, kulağında ya da kafasının içinde varmış gibi hissetmesine, duymasına kulak çınlaması ya da Latince ismiyle Tinnitus denir. Aslında çınlama bir hastalık değil bir belirti, bir semptomdur. Kimi hastalar sessiz ortamlarda kulak çınlamasını fark ederken bazıları gün içinde her saat ses duyabilmektedir. Kişinin uykuya dalmasını, uyku kalitesini olumsuz etkileyen bu semptom, huzursuzluk ve sinirlilik tablosuna neden olabilmekte. Sonuçta düşünsenize!! Gece gündüz kafanızın içinde bir ses var ve sürekli onunla yaşıyorsunuz..
Çınlama, tek başına hastalık olmaktan öte, bir semptomdur dedik. Yani bu şikâyet, birçok hastalığa bağlı olarak oluşabilir. Bazen de hiçbir sebep bulunamaz. En sık karşılaşılan durum, iç kulaktaki bir hasara bağlı olarak görülmesidir. Kimi hastalar, çınlama gibi ince sesler değil bir uğultu şikâyeti ile doktora başvururlar. Ancak çınlama da olsa, uğultu da olsa, herhangi bir metalik ses de olsa tıp literatüründe bu rahatsızlığa Tinnitus/Kulak çınlaması denilmektedir. Nadiren, oluşan çınlamayı, dışarıdan başkası da duyabilir ama çok sınırlı sayıda hastada böyle bir duruma rastlanır. Genellikle şikâyet subjektiftir, yani çınlamayı sadece kişi kendisi duyar.
Erkeklerde ve 40 Yaşından Sonra Daha Sık Rastlanır
Çocukluktan itibaren her yaş grubunda ortaya çıkabilen kulak çınlaması zannedildiği kadar nadir değildir. Toplumda görülme sıklığı yüzde 10-15 gibi büyük bir orandadır. 40 yaşını geçen kişilerde bu şikâyetin görülme sıklığı artar ve 55 yaşından sonra neredeyse her 5 kişiden 1'inde çınlama görülebilir. Erkeklerde daha sık rastlanması, günlük hayatın ve iş yaşamının gürültüsüne daha fazla maruz kalmaları ile açıklanabilir.
Genel olarak kulak çınlaması tedavisi zor olan bir sorun olarak kabul edilmektedir. Doktor, şikayetin kişideki farklı bir sağlık sorunundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını araştırarak öncelikle genel tabloyu değerlendirmelidir. Çınlama, farklı sebeplerden oluşabilir. Örneğin nadiren de olsa iç kulakta ki ya da iştitme merkezinde ki bir tümörden de kaynaklanabilir. Dış kulak yolunda bir kir birikmesi varsa bunu temizlemek, orta kulağa ait bir sebebi varsa bunu çözümlemek gerekecektir.
Pek çok hastalıkta söz ettiğimiz gibi, tansiyon, kolestrol, diyabet gibi faktörler, çoğu semptomun ana sebebidir. Bu nedenle onların dengelenmesi ve tedavilerde dikkate alınması gerekir. Aynı şekilde kanda demir, çinko, herhangi bir vitamin ya da mineral eksikliği görülüyorsa bu eksiklikler takviye edilir. Çoğu zaman söylediğimiz gibi, aşırı stres, uyku dengesizliği, çok yoğun baskı altında yaşamak gibi durumlar, farklı rahatsızlıklara yol açtığından kulak çınlaması sorununda da dikkate alınmalı, stres mümkün olduğunca kontrol altına alınmalıdır. Ben kulak çınlamasının sebepleri arasında kabul edilen, aşırı yorgunluk, uykusuzluk, stres ve çoğu zaman bunlarla ilişkili olabilen tansiyon problemlerine karşı uygun bir yaşam biçimi oluşturulmasını tedaviler kadar önemli görüyorum.
Kulak çınlaması, çocuklarda ve gençlerde de görülebilmektedir. Özellikle gençlerin, uzun yıllar boyunca aşırı gürültülü müzikleri hele ki kalitesiz kulaklıklarla dinlemeleri işitme kaybına da yol açabilir. 70-90 dB arasındaki sese uzun süre maruz kalmak ya da ani şekilde bir patlama sesine maruz kalmak iç kulakta hücre hasarına sebep olabilir. Bu tarz ani patlama gibi yüksek sesten kaynaklanan hasarlara, akustik travma adı verilir. Askerler, avcılar, işçiler, bu tip sorunlarla karşılaşabilmektedir. Aynı şekilde iş ortamlarının makineler, cihazlar nedeniyle çok gürültülü olması, çalışma hayatında insan sağlığını uzun vadede koruma amaçlı disiplinin yeterince önemsenmemesi de uzun vadede kimi rahatsızlıkların sebebi olabilmektedir. Dolayısıyla ilgili mesleklerde kulaklık kullanmak ya da ses izolasyonu gibi faktörlerin mutlaka ciddiye alınması gereklidir.
TMS, Kulak Çınlamasında Başarılı Sonuçlar Veriyor
Kulak çınlaması sorunu yaşayanlar, pek çok farklı doktora gidebiliyorsa da en çok nöroloji ve kulak burun boğaz uzmanlarının kapısını çalıyorlar. Genellikle bu sorunun sebebi olabilecek farklı hastalıkların tedavisi yapıldıktan sonra kendilerine Tinnitus'un tedavisinin her zaman mümkün olmadığı söylenmektedir. Bu durum pek çok hastayı üzer. Çünkü kimileri gece uyku uyuyamayacak durumdadır ve kulağının çınlamasını duymamak için elektronik cihazların sesini açarak uyumaya çalışanlar, ertesi gün gündüz vakti uykusu gelenler, trafikte uyuklayanlar görülmektedir. Elbette ki kişinin uzun süre uykusuz kalması, hayatının verimini ve neşesini yitirmesi anlamına gelir. Bu nedenle kliniklerimizde uyguladığımız TMS (Transkranial manyetik stimülasyon) yöntemi, başarılı sonuçları ile çoğu kişinin hayatına sürpriz bir katkı sunar. Kişi, tedavisi güç olan bir hastalıkla mücadele ettiğini düşünürken, kolay uygulanan ve cerrahi olmayan bu modern tedavi yöntemiyle yüz güldürücü sonuçlara ulaşmaktadır. TMS yönteminde, iç kulakta ya da beyin içinde oluşan ses titreşimine yakın frekansda dışardan bir ses gönderilerek iki sesin çarpışıp yok edilmesini amaçlanır. Böylece çınlama üreten merkezin ses oluşturmasının önüne geçilebilmektedir. Dolayısıyla TMS, nöronlarda aynı bir ses ekosu gibi baştan sona doğru manyetik titreşimler yayarak sinir hücresinin daha fonksiyonel olmasını sağlar. Manyetik titreşimler sinir hücresindeki birçok metabolik aktiviteyi düzene sokar. Nöron sağlıklı bir şekilde görevini icra etmeye başlar.
Bunların dışında, kulak çınlaması yaşayan kişiler, bir doktora danışmak kaydıyla Ginkgo Biloba da kullanabilirler. Dünyada 150 milyon yıl öncesine kadar yaşadığı düşünülen eski bir bitki grubunun hayatta kalabilen tek üyesi olarak tanımlanan bu bitki, mabet ağacı ismiyle anılmaktadır. Eğer kulak çınlaması sorununun altında yatması muhtemel diğer nedenler dikkatlice araştırılıp tedavi edildiği halde şikayetiniz geçmediyse ve TMS'ye ulaşma imkanınız da yoksa; doktorunuzun önerilerine ek olarak eczane ve aktarlardan kolaylıkla ulaşabileceğiniz Ginkgo Biloba'yı tavsiye edilen uygun dozda alıp kullanabilirsiniz .