Aynalara ve masallara güvenmeyin
Ekim Karaca
"Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünyada" Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının en bildik en tanıdık cümlelerinden biridir.
Grimm Kardeşler'in masalı 1812 yılında halk masallarından derlediği bilinir. Hikaye, annesi ölünce kral babası başka bir kadınla evlenen ve bu kadının temelde güzellik üzerinden kıskançlık duyduğu Pamuk Prenses'i öldürtmeye çalışan kötü kalpli üvey anne ve Pamuk Prenses'in hayatta kalma mücadelesini anlatılır.
Kötü kalpli üvey anne, Pamuk Prensesi bir avcıya öldürtmek istese de avcı o güzelliğe kıyamaz ve onu vahşi bir ormanda kaderine terk eder. Kaderin cilvesi bu ya Pamuk Prenses yedi cüceler bulur eve götürüp orda yaşatmaya çalışırlar. Bunu öğrenen kalpli Kraliçe sevimli bir teyze kılığında cücelerin evinde Pamuk Prensesi bir elmayla zehirlemeye çalışır. Ve Pamuk prenses elmayı yedikten sonra derin bir uykuya dalınca cüceler de onu camdan bir tabut içinde muhafaza etmeye başlar. Derken ormanda aylak aylak gezinen bir prens Pamuk Prensesi cam tabut içerisinde görüp güzelliğine vurulunca, tabutu içindeki prensesle sarayına götürmeye çalışır. Yolda prenses tabuttan düşer. Ve bu düşüle elma boğazından çıkınca prenses derin uykusundan uyanır ve o prensle düğün hazırlıkları başlar. Düğün olur, kızının öldüğünü sanan prensesin kral babası ve kötü kalpli kraliçe üvey anne de düğüne gelir ve orda kötülüğü cezasını bulur. Kızgın bir demirden ayakkabı içerisinde dans ede ede ölür.
Bu sevimli masal her ne kadar sonunda, hiçbir kötülük karşılıksız kalmaz, sonucuna götürse de bizi, temelde ve bir açıdan toplumun problemli bakış açısını besleyen bir masaldır. 1812 yılından beri beslemeye de devam eder.
Masalın belleğimize nakış nakış işlediği kodlara bakınca:
Bize, anneniz ölünce babanızın evlenmesine izin vermeyin üvey anne kötüdür der. Aynaları başucunuzdan eksik etmeyin ve kesinlikle güzel olun, değilseniz olmaya çalışın, çünkü kadın için, bu bir prenses dahi olsa, var olabilmek ancak ve ancak güzel olmakla mümkündür der.
Zeki olmanız, üretmeniz, hayata değer katmanız bir şey değiştirmez. Güzelseniz ki bunu aynalardan öğrenirsiniz, her zaman her yerde hayatta kalır ve kazanırsınız. Bütün evren sizi baş tacı eder. Çirkinseniz yaşama şansınız bile yok. Ne sizi alıp evinde konuk edecek cüceler bulunur ne de size ilk gördüğü anda çarpılan bir prenses.
Zekisiniz, çalışkansınız, üretkensiniz, başkansınız, müdürsünüz CEO'sunuz kimin umurunda gidip aynaya bir sorun bakalım güzel misiniz yoksa çirkin mi? Hatta güzel olmak da yetmez en güzel misiniz yoksa az güzel misiniz? Değilseniz vay halinize.
Ve çirkinlik kraliçe üvey anne üzerinden kötülükle eşleştirilir. Size yasak elmayı uzatıp cennetinizden alaşağı edecek bir yılandır çirkinlik.
Masal, toplumun, kadına salt güzellik üzerinden var olma şansı verdiği bir zehirli metindir ve hala çocuklarımızın önüne koyup çocuklarımızı zehirlemeye devam ediyoruz.
Hadi o zaman: Ayna ayna artık söylediğine inanmıyoruz ve masallarına da karnımız tok.