Çocuklarda Yas: Anlamaya ve Desteklemeye Dair
![Fatma Ece Gödeoğlu Fatma Ece Gödeoğlu](https://www.haberler.com/i/49/fatma-ece-godeoglu_1164549_5820_b.jpg)
Fatma Ece Gödeoğlu
![](https://foto.haberler.com/genel/yazar-yazilari/2025/02/01/cocuklarda-yas-anlamaya-ve-desteklemeye-dair-3884_722_o.jpg)
"Anne, neden babam geri gelmeyecek? Onu gerçekten sevmiştim…"
7 yaşında bir çocuk. Babasının ölümünden sonra, her akşam uykusundan önce, bu soruyu tekrar tekrar soruyor. Aynı soruyu, aynı hüzünle, ama her defasında biraz daha başka bir şekilde. Onun gözlerindeki sorgulayıcı bakışı gören her ebeveyn, o kadar büyük bir acıyı nasıl açıklayacaklarını, nasıl anlamlandıracaklarını bilemiyor.
Çocuklar, kayıplarını, bir yetişkin gibi kelimelerle ve mantıklı bir şekilde tanımlayamayabilirler. Hatta çoğu zaman, kayıpları tam olarak kavrayamazlar. Ama şunu unutmamalıyız: Kaybın duygusal etkileri, yaşları ne olursa olsun, çocuklarda da derindir. Çocukların yas süreci, görünmeyen ama derin izler bırakan bir yolculuktur. Peki, bir çocuğun yasını anlamak ve ona nasıl destek olabileceğimizi öğrenmek, bizim için ne anlama gelir?
Çocuklar Yas Sürecini Nasıl Yaşar?
Her ne kadar "çocuklar anlamaz" gibi basmakalıp bir düşünce olsa da, aslında çocuklar kayıpları hissederler, hem de çok derinden. Ancak, kaybı nasıl yaşadıkları, yaşadıkları yaşa, gelişim düzeylerine ve kişisel özelliklerine bağlı olarak değişir.
Bunu bir örnekle daha iyi anlayabiliriz. 4 yaşındaki bir çocuk kaybı genellikle somut bir biçimde algılar: "Anne neden gitmek zorunda kaldı? Geri dönecek mi?" gibi sorularla baş başa kalır. Buradaki anahtar nokta, çocuğun bir kaybı anlamadığında bile, kayıptan dolayı yaşadığı duygusal boşluğun, onlara nasıl hissettirdiğidir. Öte yandan, 9 yaşındaki bir çocuk kaybın daha karmaşık yönlerine odaklanabilir: "Anne neden gitmek zorunda kaldı? Bir şey yapmadım, suçlu muyum?"
Yas ve Çocuklar: Bir Geçiş Süreci
Çocuklar, kayıpları yaşarken bazen kendilerini ifade edemezler. Çoğunlukla, kaybı açıklamak için kullanılan dilin bile onlar için çok soyut olabileceğini unuturuz. Onların yas süreci, bazen davranışsal değişikliklerle, bazen uyku düzensizlikleriyle, bazen ise tuhaf bir şekilde geri çekilme ya da aşırı bağlanma şeklinde kendini gösterir.
Bir çocuğun, babası veya annesinin vefatının ardından okulda zorluklar yaşamaya başladığını, eskisi gibi arkadaşlarıyla oyun oynamadığını gözlemleyebilirsiniz. Bu kaybın etkilerinin yalnızca evle sınırlı olmadığını fark edersiniz. Yas, çocuğun iç dünyasında kaybolmuş gibi hissetmesine yol açabilir ve bu kaybolmuşluk, günlük yaşamını derinden etkileyebilir.
Yaş Gruplarına Göre Yas
Erken Çocukluk (2-6 Yaş): Bu yaş grubundaki çocuklar kaybı genellikle somut düzeyde anlarlar. Kayıp, onları korkutabilir veya kafa karıştırabilir. Bir çocuğun kaybı algılaması, genellikle "Geri dönecek mi?" gibi sorularla başlar. Bu dönemdeki çocuklar, kayıptan sonra güven arayışında olabilirler.
Örneğin, 4 yaşındaki bir çocuk, kaybolan bir oyuncağını bulmaya çalışırken, "Babam neden geri gelmiyor? Ne zaman geri dönecek?" sorularını sormaya başlar. Çocuklar, kaybı somut bir olay gibi algılar ve ona anlam yüklemeye çalışırlar.
İlkokul Dönemi (6-12 Yaş): Bu yaş grubundaki çocuklar kaybı biraz daha net anlarlar, ancak bazen kendilerini suçlu hissedebilirler. "Keşke daha çok sevseydim, belki onu kurtarabilirdim" gibi düşünceler, çocukların kaybı içselleştirme şeklidir.
Örneğin, 9 yaşındaki bir çocuk, annesinin hastalığı nedeniyle üzgündür. Her akşam dua eder: "Annem iyileşecek mi? Bir şey yapmadım ama onu gerçekten seviyorum." Kendisini, kaybın sorumluluğunu taşıyan biri gibi hisseder.
Ergenlik Dönemi (12 Yaş ve Üzeri): Ergenler, kaybı daha derinlemesine kavrayabilirler, ancak bu onları daha fazla duygusal karmaşıklığa sokabilir. Kayıp, onları öfkelendirebilir, depresif hale getirebilir ya da yalnızlık duygularını derinleştirebilir.
Örneğin, 14 yaşındaki bir çocuk, babasının ölümünden sonra sürekli içe kapanır, arkadaşlarıyla eskisi gibi vakit geçirmez. Duygusal acısını kimseyle paylaşamaz, çünkü hislerini ifade etmek ona çok zor gelir. Kaybın ardından öfke duygusuyla başa çıkmaya çalışırken, hayatının anlamını sorgulamaya başlar.
Çocuklara Nasıl Destek Olunur?
Çocuklara, kaybı anlamlandırmalarına yardımcı olmak için açık ve yaşlarına uygun bir dil kullanmak çok önemlidir. Çocuklar duygusal anlamda kayıplarını anlamaya çalışırken, onları basit açıklamalarla rahatlatabiliriz.
Açık ve Basit İletişim: Çocuklara kaybın ne anlama geldiğini açıklamak gerekir. Çocukların dünyasında, karmaşık ve soyut açıklamalar yerine, somut bir şekilde olan biteni anlatmak önemlidir.
Güvenli Bir Alan Sağlamak: Çocukların duygusal olarak güvende hissedecekleri bir ortam yaratmak gerekir. Yas sürecinde, kaybın onlarda yarattığı korkulara, üzüntülere, suçluluk duygularına açık olmalıyız.
Rutini Korumak: Çocukların, kaybın ardından düzenli bir hayata devam etmeleri gerekebilir. Okulda devam etmeleri, oyun oynamaları, arkadaşlarıyla vakit geçirmeleri önemlidir.
Duygusal İfade: Çocuklara duygusal ifadelerini nasıl paylaşabileceklerini öğretmek, onların kaybı sağlıklı bir şekilde işlemelerine yardımcı olabilir. Resim yapmak, hikaye anlatmak, yazı yazmak, kaybı ifade etmelerinin yolları olabilir.
7 yaşındaki çocuğun sorusuyla başlayan bu yazım, aslında hepimizin yaşadığı, yaşatmak zorunda kaldığımız bir yolculuğun yansımasıdır. Çocuklar, kayıpları anlaşılabilir şekilde yaşamak ve onlarla bu süreçte yol almak için güçlü bir desteğe ihtiyaç duyarlar. Yas, çocuklar için sadece bir kayıp değil, aynı zamanda büyüme, duygusal olgunlaşma ve yaşamı anlamlandırma sürecidir. Bu yolculukta çocukları desteklemek, onlara duygusal bir güven alanı sağlamak, yaslarını anlamalarına yardımcı olmak, geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmeleri için onlara en büyük hediyeyi verecektir.