Haberler

İki Yüzlü Aynanın İçinde: Jekyll ve Hyde

Fatma Ece Gödeoğlu

Fatma Ece Gödeoğlu

İletişimci& Psikolog& SinemaTv Uzmanı
29.12.2024 02:31

Bazen hayat, ne olduğunu tam olarak anlamadan içine çekildiğiniz bir sahnedir. Loş bir sahnede başlar her şey. Gözlerinizi açarsınız; sıcak bir yatak, hafif bir gülümseme, ardından kulağınıza fısıldanan o sevgi dolu kelimeler: "Seni seviyorum." Her şey o kadar gerçek, o kadar samimidir ki içinde bulunduğunuz anı kucaklamak istersiniz. Ama sonra bir şey değişir. Aynı yatakta, aynı gecede, yüzünüze çarpan soğuk bir yanıt gelir: "Beni rahat bırak."

Bu bir rüya mı? Hayır, bu narsistik öfkenin hikayesi. Tıpkı Jekyll ve Hyde'ın efsanevi hikayesinde olduğu gibi, bir bedenin içinde savaşan iki ruhun öfkesi...

Bir Zihnin Hız Treni: Sevgi ve Öfkenin Dansı

Narsistik öfke bir hız trenidir; bir anda sevgi dolu bir huzurdan korkunç bir kasırgaya sürüklenirsiniz. Bu değişim öylesine ani ve acımasızdır ki, gerçekliği sorgulamaya başlarsınız. İşte bu noktada, Robert Louis Stevenson'un klasik oyunundaki o unutulmaz diyalogları akla gelir:

Dr. Jekyll: "Her zaman iki ruhun savaştığını hissettim. Biri ışığa çekilirken diğeri karanlığa batıyor."

Narsistik öfke tam da budur: Birinin içinde barındırdığı sevgi dolu Dr. Jekyll ve karanlıkta pusuda bekleyen Mr. Hyde'ın savaşı. Ancak bu savaş yalnızca onlara değil, onların etrafındaki herkese zarar verir. Bir sevgi sözünün ardından gelen keskin bir hakaret, sizi savunmaya iter. Ama her savunmanız, öfkeyi körükler.

Ruhun Derinliklerinde Bastırılmış Çığlık

Narsistik öfkenin kökleri derinlere uzanır. Belki ihmal edilmiş bir çocukluk, belki de geçmişte yaşanmış bir travmanın yankıları... Bu öfke, sevilmek isteyen ama sevmeyi bilmeyen bir çocuğun çığlığıdır. O çocuğun yüzleşmediği acıları, sevgiyle sarmayı bilmeyen elleri vardır. Ve o ellerle en sevdiklerini iter, uzaklaştırır, yıkar.

Bu noktada, Hyde'ın itirafı yankılanır zihnimizde:

Hyde: "Ben yalnızca senin bastırdığın karanlığım, Jekyll. Beni görmezden geldin, ama şimdi seni ele geçirdim."

Sarkaçta Asılı Kalmak

Narsistik öfke, sevgiyle nefreti birbirine bağlayan bir sarkaçtır. Bazen sevdiğiniz kişinin sizi sıcak bir gülümsemeyle sarıp "Her şey yolunda" dediği anlarda durur. Ama o anlar kısadır. Sarkaç yeniden sallanır ve kendinizi bir suçlama kasırgasının içinde bulursunuz. O suçlamalar, yapmadığınız şeyler için özür dilemek zorunda bırakır sizi. Her kelimeniz, karşınızdakini sakinleştirmek yerine ateşe benzin döker.

Ve işte o an, insan kalbinin dayanamayacağı bir gerçekle yüzleşirsiniz: Sevgiyi ve nefreti aynı anda taşıyan bir ruhun gölgesinde yaşamaya çalışıyorsunuzdur.

Çıkış Yolu: İki Yüzle Barışmak

Narsistik öfke yalnızca bir patlama değil, aynı zamanda bir fırsattır. Bu karanlık duygularla baş etmek için onları tanımak, anlamak ve onlardan korkmamak gerekir. Çünkü korku, Hyde'ı besler; anlayış ise onu zayıflatır. Dr. Jekyll'ın o meşhur sözü, çözümü bize fısıldar:

Dr. Jekyll: "Hyde'ı yok etmek, onu inkâr etmekle değil, onunla yüzleşmekle mümkün."

Kendi içimizdeki Jekyll ve Hyde'ı tanıdığımızda, onları bir barış alanına dönüştürme şansımız olur. İçimizdeki sevgiyi besler, öfkeyi anlamaya çalışırız.

Bu yazıyı yazarken düşündüğüm şey şu: Sevdiğimiz insanların içindeki savaşları görmezden gelmek, kendi içimizde bir savaş başlatır. Narsistik öfkenin gölgesi, sevginin ışığını yutmaya çalışsa da doğru farkındalıkla bu döngüyü kırmak mümkündür.

Her birimiz kendi hikayemizin Dr. Jekyll'ıyız. Ama unutmayalım, Hyde yalnızca görmezden gelindiğinde güçlenir. Onu tanımalı, anlamalı ve sevgiyle kucaklamalıyız. Çünkü gerçek zafer, savaşmakla değil, barışmakla kazanılır.

title